20 Eylül 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Turizmi başı boş bırakamayız!

Recep Erçin

Recep Erçin

Gazete Yazarı

A+ A-

Turizm sektörü son iki yıldaki çöküşten sonra toparlanmaya başladı. Ancak bu toparlanma öylesine zayıf ki en ufak bir rüzgarda bile çöküş sürecine geri dönülebilir. Yılın ilk 9 ayında geçen yıla göre turizm geliri yüzde 16.4 ve turist sayısı da yüzde 23.1 artmışken "bu da nerden çıktı?" diyenlerinizi duyar gibiyim. Ancak turizm sektöründekiler hiç de öyle düşünmüyorlar.

Geçen hafta içerisinde DenizBank'ın davetlisi olarak 7. Uluslararası Resort Turizm Kongresi'ni takip ettim. İstanbul ve Ankara'dan geniş bir basın grubunun katıldığı kongre öncesi yatırım değeri 1.5 milyar TL'yi bulan The Land of Legends Theme Park'ta incelemelerde bulunduk. Gezimiz sırasında bize eşlik eden DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, otelin sahibi iş insanı Fettah Tamince'yi arayarak, basın mensuplarıyla kısa bir telefon görüşmesi yapmasını sağladı. Tamince yeni bir otel açılışı için Kızıldeniz'de olduğunu belirttikten sonra bu yatırımla hedeflerinin tüm bölgeye hizmet veren bir çekim alanı oluşturmak olduğunu söyledi.

Şimdi bunlarla konumuzun ne alakası var? derseniz; bir kere 1 milyar TL'nin üzerinde bir turizm tesisi yatırımı öyle hava civa değil. Bu tesisin başlangıç yatırımının yüzde 30'u özkaynakla yapılmış. Projeye, biri kamu bankamız olan Ziraat Bankası diğeri de Türkiye'nin en büyük 5 özel bankasından biri olan DenizBank tarafından kredi verilmiş. Bu sezon 750 bin biletli müşteri tesisi ziyaret etmiş. Tesisin kendini amorti edebilmesi için bundan fazlası gerekiyor. Turizmde işler iyi gitmeli ki 1 milyar TL'yi aşan bir yatırım heba olmasın! Nitekim biz bunu yakın zamanda dünyanın en lüks otellerinden biri olan ve 1 milyar doları aşan yatırım değerine sahip Madran Palace'de gördük.

Hakan Ateş, Tamince ile telefonda görüşüyor....

HAK ETTİĞİ DESTEĞİ GÖRMEDİ

DenizBank ve Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Derneği'nin (AKTOB), Ankara ve İstanbul'dan hayli kalabalık ve ekonomi basınının güçlü kalemlerinin de yer aldığı basın grubunu bu kongreye davet etmesinin birden çok nedeni vardı. Ancak başat neden toparlanmaya başlayan turizm sektörünün kamu tarafından da desteklenmesi gereğiydi. Bakın sektörün turizm geliri ilk 9 ayda 20 milyar doları buldu. Yıl sonu olsa olsa 25-26 milyar dolar olur. Biz buralara 34 milyar dolarlardan geldik. 2015 yılında turist sayısında dünyada 6. sırada olan ülkemiz 2016'da ilk 10 dışına düştü. Bu yıl inşallah maşallah tekrar ilk 10’a girmemiz bekleniyor. Malum o iyi dönemler birçok tesis yatırımı yapıldı. İşler kötü gidince "biz yatırımdan vazgeçtik" denilemiyor. Birçok tesis zor dönemde kapıya kilit vurmamak için direndi. Maliyetlere katlandı. Hala başa baş noktasında çalışan tesis sayısı çok fazla. Turist sayısı arttı; gelir de biraz arttı ama fiyatlar o kadar düşük ki sürümden kazanma değil sürüne sürüne kazanma durumu hakim.

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş'in verdiği bilgiye göre, bankacılık sektörünün turizme sağladığı finansman 20 milyar dolar düzeyinde. Bunun 3 milyar dolarını DenizBank vermiş. Krize rağmen turizm sektöründe batık kredi oranı yüzde 2-2.5 düzeyinde kalmış. Ancak kazın ayağı başka. Burada bankalar kredileri yenileyerek turizm sektörünü bir nevi idare etmiş. Tahsilat yapmamış, vade uzatmış. Sektör Kredi Garanti Fonu (KGF) ile sağlanan desteklerden hak ettiği payı alamamış. Resmi verilere göre, turizm sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lere 12 milyon TL, KOBİ dışı firmalara ise 200 milyon TL’ye kadar yüzde 100 kefalet sağlanmış. KGF'den dağıtılan 200 milyar TL'lik garanti düşünüldüğünde ülkeye her yıl kılçıksız 30 milyar doların üstünde gelir bırakan turizm hak ettiği desteği görmemiş.

CARİ AÇIĞI KİM KAPATACAK?

Ekonomi basınının güçlü kalemleri Antalya'da.

Şimdi turizme neden özel önem verilmeli konusuna dönersek. Bir kere turizm sektörünün krize girmesinin baş müsebibi Hükümetimiz de ondan. 'Başta Suriye olmak üzere ta en başından Ortadoğu'da izlediğimiz hatalı dış politika, sonradan bize zengin turist gönderen Avrupalı ülkelerle çekişme, en stratejik müttefikimiz olan Rusya ile yaşanan anlamsız gergin süreç' dersem yeterince açık konuşmuş olurum sanırım. Yine de Sezar'ın hakkı da Sezar'a; Hükümetimiz tüm o yanlışlara rağmen Rusya konusunda işi olumluya döndürdü. Suriye de eli kulağında sanki. Benim kanaatimce ABD'de süren Atilla davası sürecinde ABD'nin tehditlerine karşı Avrupa ile de bir yakınlaşma yaşayacağız.

40'tan fazla sektörü besleyen turizm AKTOB Başkanı Dr. Erkan Yağcı'nın deyişiyle; ulusal niteliği en yüksek sektörlerden biri. Bu nedenle sektör hazır olumluya dönmeye başlamışken, devletin de gerek KGF gerek Eximbank kanalından finansman sıkıntısı yaşayan yatırımları desteklemesi şart. Hani birileri otomotiv ihracatımız rekor kırdı diyor ya! Tamam kırsın sözümüz yok ama ithalata bağımlı bir sektörün ihracatının rekor kırması Türkiye'ye katma değer kazandırmıyor. Önemli olan turizm gibi katma değerinin çok çok büyük bir kısmı içeride kalan sektörlerin gelirinin rekor kırmasıdır. Aksi halde biz daha çok; bu cari açığı nerden para bulsak da finanse etsek diye bakışırız!

ACİLEN BU TEDBİRLERİ ALALIM DERİM

Kongrede yapılan sunumlarda talep edilen başlıca destekleri de buraya da yazalım da okumayan devlet büyüklerimizin kulağına kar suyu kaçsın:

*Sadece turizm sektörüne yönelik 3+7 yıla kadar vadeli, yüzde 100 KGF kefaleti ile 50 milyar TL’lik ilave KGF limiti oluşturulmalı.

*Sektördeki firmaların ciro ve personel sayısı ayrımı yapılmaksızın 200 milyon TL’lik geniş limite tabi olmalı ve kullandırımların tamamı Portföy Garanti Sistemi (PGS) dahilinde yapılmalı.

*Sektörün faiz yükünün azaltılması amacıyla, Eximbank aracılığıyla, ödemesiz dönemli 5-7 yıl vadeli, düşük faizli, sadece turizm işletme belgesi ibraz ederek kredi kullandırılabilecek bir program oluşturulmalı.

*Tur operatörleri ve oteller arasında yapılan kontratların Eximbank tarafından politik ve ticari risk sigortasına tabi tutulması ve bu alacakların otelciler tarafından finansman erişiminde kullanılabilmeli.

TURİZM BAKANI'NA YAKIŞMAYAN KORUMALAR!

Şimdi hazır dili barış olan turizmden söz açılmışken Antalya'da yaşadığımız tatsız bir olaya değinmeden edemeyeceğim. Kongrede Kültür ve Turizm Bakanımız Numan Kurtulmuş konuştuktan sonra; çıkışta bir iki gazeteci arkadaşla birlikte, yılan hikayesine dönen Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) seçimlerini soralım dedik. Demez olaydık. Bakan Kurtulmuş'un korumaları itekleyerek gazetecileri uzaklaştırdılar. Merkez medyadan genç bir muhabir arkadaşımız "Lütfen izin verin, görevimizi yapalım" demesine rağmen özellikle bir koruma arkadaşımızı itekleyerek nazire yaparcasına "Biz de görevimizi yapıyoruz, siz gelmeyin burada durun" diyerek tek amacı soru sormak olan arkadaşımızı elle taciz etti, yetmedi özellikle Bakan Kurtulmuş'tan uzak tuttu. Şimdi ben buradan Numan Kurtulmuş'a soruyorum; korumalarınızın bu tavrı unvanında Kültür ve Turizm olan Bakanı'na yakışıyor mu? Oraya gelen gazetecilerin zaten kimliği belli. Bakan'a sorularını sorarlar, Bakan yanıtlamak istemiyorsa "Vaktim yok" der çeker gider, kimse de ısrar etmez. Korumaların haddine midir bu yaptıkları? Ben doğrusu hiç yakıştıramadım!