Türk basınından izlenimler: Ali Naci Karacan (1896 - 1955)
Galatasaray Lisesi mezunu olan Ali Naci Karacan’ın gençlik yıllarında aruz vezniyle yazdığı şiirleri ‘Servet-i Fünun’ dergisinde yayımlanmıştır. ‘Tasvir-i Efkâr’ gazetesinin ardından çalıştığı ‘İkdam’ gazetesinde, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni eleştiren yazılar yazmıştır. ‘Vakit’ gazetesinde yazı işleri müdürlüğünü sürdürmüş, I. Dünya Savaşı’nın ardından, Necmettin Sadık Sadak ile birlikte, Kurtuluş Savaşı’nı destekleyen ‘Akşam’ gazetesini yayımlamaya başlamıştır.
Lozan Konferansı’nı başından sonuna takip eden Karacan’ın, 1943 yılında yayımladığı ‘Lozan Konferansı ve İsmet İnönü’ adlı kitap, konfreransa dair yayımlanmış ilk çalışmadır. Daha sonra, Prof. Seha L. Meray tarafından, konferansa dair tüm bilgi ve belgelerin yer aldığı sekiz ciltlik çok önemli tarihsel bir çalışma yayımlanmıştır.
Sırasıyla ‘İkdam’, ‘Politika’, ‘İnkılap’ ve ‘Tan’ gazetelerini kuran Ali Naci Karacan, 1936-1948 yılları arasında ‘Anadolu Ajansı’nın temsilcisi olarak yurt dışında kaldı. 1950 yılında ‘Milliyet’ gazetesini yayın hayatına kazandırdı. Peyami Safa, Cemil Cahit Toydemir ve Refi’ Cevad Ulunay gazetenin en önemli köşe yazarları arasında yer aldı. Gazete, biçim ve estetik olarak çok başarılı bir mizanpaja sahipti. Mizanpajın yanı sıra spor sayfasında yapılan değişiklikler büyük yankı uyandırdı. Diğer gazetelerde iç sayfalarda görmeye alıştığımız spor sayfası, gazetenin arka sayfasına taşınmış, bu değişiklik çok iyi bir satış rakamına ulaşmasına olanak sağlamıştı. Galatasaray Lisesi mezunu olmasına karşı koyu bir Fenerbahçeli olan Karacan, baş yazarı olduğu gazetede Türk basın tarihinde bir ilki gerçekleştirerek, gündem başlığı dışında Fenerbahçe’yi konu edinen bir baş yazı kaleme almıştır.
1955 yılında geçirdiği kalp kriziyle hayata veda eden Karacan’ın ardından gazetenin yeni sahibi oğlu Ercüment Karacan oldu. Yazı İşleri Müdürü olan Abdi İpekçi, Genel Yayın Müdürlüğüne getirildi. Tam sayfa yayımlanan ve alanında uzman kişilerle gerçekleştirdiği söyleşilerle geniş kitlelerce tanınan Abdi İpekçi, Türk basınında bu alanda bir ilki gerçekleştirmiştir. Gazetenin baş yazarı olarak yazdığı yazılarda, aşırı derecede tarafsız kalmaya özen gösterir, hatta aşırı tarafsızlığı ileri boyuta ulaştığında, yazdığı konulardaki kararsızlığı ortaya çıkardı.
Abdi İpekçi, 1959 yılında Peyami Safa’dan boşalan köşede yazması için Çetin Altan’a teklifte bulundu. Altan’ın taşlama yazıları büyük bir etki yaratarak, gazetenin tirajını 75 binden 215 bine yükseltti. Altan’nın siyasi görüşü, İpekçi tarafından hoş karşılanmadığı için, başarısına rağmen Çetin Altan ‘Milliyet’ gazetesinden ayrılmak zorunda kalmış ve yazılarına ‘Akşam’ gazetesinde devam etmiştir. Gazetenin bu dönemdeki en önemli yazarları arasında Burhan Felek’de bulunmaktadır. 1979 yılında Nişantaşı’ndaki silahlı saldırı sonucu öldürülen Abdi İpekçi’nin ardından, gazeteciliği sürdürmek istemeyen Ercüment Karacan, gazeteyi Aydın Doğan’a sattı.
‘Milliyet’ gazetesini satın alarak Türk basınına ilk adımını atan Doğan, zamanla Erol Simavi’den ‘Hürriyet’ gazetesini, ‘Vatan’ ve ‘Posta’ gazetelerini satın alarak bu alanda holdingleşen ilk medya grubu oldu. Türk basınında ‘tröst’ diyebileceğimiz bir durum yaratan Doğan Grubu, basın tarihimizin yaklaşık kırk yılına yön vermiştir. Doğan Grubu, iktidardaki parti ile yaşadığı sorunlar sonucunda 2018 yılı içerisinde, bünyesindeki yazılı ve görsel yayın organlarını, tüm hakları ile Demirören Grubu’na sattı.
Ali Naci Karacan ile yayın hayatına başlayan ‘Milliyet’ gazetesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaklaşık 70 yılına tanıklık etmiş, sosyal hafızamızın en önemli temsilcilerinden birisi olmuştur.