14 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türk basınından izlenimler: Rıfat Ilgaz

Hayati Asılyazıcı

Hayati Asılyazıcı

Eski Yazar

A+ A-

Türk edebiyatının önde gelen isimleri arasında yer alan Cumhuriyetçi yazar Rıfat Ilgaz, özellikle ‘Toplumcu Gerçekçi’ anlayışla yazdığı şiirleriyle çok genç yaşta ilgi uyandırmaya başladı. Kastamonu’nun Cide ilçesinde dünyaya gelen Ilgaz, Kastamonu Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Cumhuriyetin kurduğu ilk enstitülerden biri olan Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat bölümüne girdiği 1936 yılına kadar öğretmenlik görevini sürdürdü. Edebiyat alanına, 1926 yılında Kastamonu Nazikter gazetesinde yayınlanan "Sevgilimin Mezarında" şiiriyle giriş yapan Rıfat Ilgaz, bu şiiri yazdığında henüz on beş yaşındaydı. O yıllarda henüz yasak getirilmemiş olan Nâzım Hikmet, ülkenin gündeminde olan etkili bir isimdi. Şiir tekniğine yeni bir soluk getirdiğine inandığı Nâzım Hikmet ile bir süre çalışan Ilgaz, onun Bursa Hapishanesi’nden gönderdiği şiirleri İbrahim Sabri rumuzuyla yayınlıyordu. Hikmet ve Ilgaz’ın bu edebiyat birlikteliği, Ilgaz’ın şiir anlayışında kendine özgü şiir biçemi yaratarak şiirleriyle ünlenmesine yardımcı oldu. Fakat Ilgaz’ın benimsediği, ‘Toplumcu Gerçekçi’ şiir anlayışı, öğretmenlik yaşamının uzun ömürlü olmasını engelledi. Şiirleri keskindi ve yeni kurulan Cumhuriyetin sorunları ile ilgileniyordu. Uzun mücadelelerin ardından öğretmenliği bırakmak zorunda kaldı. Zorunlu olarak başladığı gazetecilik mesleğine ilk olarak ‘Tan’ gazetesinde düzeltmen ve redaktör olarak adım attı. 1940’lı yılların başından itibaren Nâzım Hikmet’in anahatlarını ortaya koyduğu, Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Ömer Faruk Toprak, Hasan İzzettin Dinamo gibi yazarların başı çektiği toplumcu bir edebiyat anlayışı gelişmişti. Ilgaz, 1940’lı ve 50’li yıllarda yoğun bir şekilde dergicilikle uğraştı. Bu dönemde özellikle Sabahattin Ali ve Aziz Nesin’le birlikte çıkardıkları ‘Markopaşa’ mizah dergisi, Türk siyasi edebiyat tarihinde çok önemli bir yere sahiptir.
Rıfat Hocam ile 1956 yılında İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk kardeşlerin çıkardığı ‘Dolmuş’ dergisinde, ‘Stepne’ takma adıyla yazdığı hikayelerini okuduğum sıralarda tanıştım. Daha sonra bu hikayeler kitaplaştırıldı ve ortaya ‘Hababam Sınıfı’ romanı çıktı. 1962 yılında en az yazı dizisi kadar ilgi uyandıran kitabı okuduktan sonra, tiyatro oyunu olarak sahnelenmesi için ünlü tiyatro sanatçısı Ulvi Uraz’a "Bir okursanız, romanın oyunlaştırılması, tiyatromuz açısından çok önemli bir olay olur!" diyerek öneride bulundum. Romanı okuduktan sonra Rıfat Ilgaz’dan oyunlaştırmasını istedi.
Ilgaz, Karamürsel’de üçüncü sınıf bir otelin odasında ‘Hababam Sınıfı’nın romanını oyunlaştırdı ve Uraz’a teslim etti. Ulvi Uraz’ın neredeyse bir konservatuvar eğitiminden geçirdiği genç oyuncu kadrosunda; Zeki Alasya, Metin Akpınar, Ercan Yazgan, Ahmet Gülhan, Ali Yalaz, Ulvi Uraz, Zihni Küçümen, Kamuran Usluer ve Suzan Uztan yer aldı. Konservatuvarda Carl Ebert’in öğrencisi olan Ulvi Uraz’ın, ‘Kel Mahmut’ rolünde Rıfat Ilgaz’ı canlandırdığı ‘Hababam Sınıfı’ tiyatro tarihine büyük bir giriş yaptı. Konservatuvar mezunu olan tek oyuncu Suzan Uztan’dı. Herkesin yakından tanıdığı ‘İnek Şaban’ rolünü, olağan üstü bir yorumla sahneye taşıyan Uztan’ın kadın olduğunu hiç kimse anlamamıştı. Ilgaz’ın ‘Hababam Sınıfı’, Ertem Eğilmez yönetmenliğinde, Münir Özkul’un efsane oyunculuğu ve birlikte belirledikleri genç oyuncu kadrosuyla Türk sinemasının en çok sevilen ve izlenen film serisi haline geldi.
‘Toplumcu Gerçekçi’ anlayışla yazdığı romanları arasında; Hababam Sınıfı (1957), Pijamalılar (Bizim Koğuş) (1959), Karadenizin Kıyıcığında (1969), Halime Kaptan (1972), Meşrutiyet Kırathanesi(1974), Karartma Geceleri (1974), Sarı Yazma (1976), Yıldız Karayel (1981), Apartıman Çocukları (1984), Hoca Nasrettin ve Çömezleri (1984) ve Hababam Sınıfı İcraatın İçinde (1987) yer alıyor. Ilgaz’ın 1927-1991 arasında yayınlanan bütün şiirleri 2004 yılında toplu olarak bir kitapta yayımlandı. Rıfat Ilgaz ve oğlu Aydın Ilgaz tarafından 1983 yılında kurulan Çınar Yayınları, Rıfat Ilgaz’ın gazete ve dergilerde çıkan yazıları ve daha önce diğer yayınevlerinden çıkan kitaplarını yayımlamaktadır.
Aydın Yılmaz ‘Babalar ve Oğullar’ içerisinde örnek gösterdiğim yakın arkadaşımdır.
Sevgili Rıfat Hocamı saygıyla anıyorum.
Başsağlığı: Değerli gazeteci Ertuğrul Akbay’ın aramızdan ayrıldığını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Başta Burak Akbay olmak üzere, Akbay Ailesine ve ‘Sözcü’ yayın grubuna başsağlığı dileklerimi iletmek istiyorum.