22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türk Hazinesi nereye kadar dayanacak?

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Lafı uzatmadan kitabın ortasından konuşacağım. Zira son derece sıkıntılı rakamlarla karşı karşıyayız. Hazine'den gelen 'Nakit Gerçekleşmeleri Raporu' gelecek günler için adeta alarm veriyor. Raporda Türkiye'nin gelirleri ve giderleri arasındaki farka baktığımızda verilen açık rakamları şöyle:

2015 = -17,1 milyar TL

2016 = -38,2 milyar TL

2017 = -60,4 milyar TL

2018 = -70,3 milyar TL

2019 = -130 milyar TL

Açıktaki dramatik artışın verdiği mesajlar çok net: Yanlış siyaset ve ekonomi tercihlerinin maliyetini Türk halkı ödemiş, ödeyecek. Açığı kapatmak için ne yapılması gerekli? Ya gelirleri artıracaksınız ya da giderleri azaltacaksınız. Devleti kapatamazsınız, yani okullara, hastanelere, orduya yapılan harcamalar durdurulamaz. Zaten bu açığın kaynağı da onlar değil. Belirttiğimiz üzere yanlış iç ve dış politikalar...

Türkiye yıllardır açık veriyor bu yeni değil. Özallı yıllarda Merkez Bankası’nın para basması, iç ve dış borç alınması ile bu açığın kapatıldığını biliyoruz. Bunun sonunda ise Türkiye %50-60 oranında sürekli enflasyonla karşılaşmış, ekonomisi krizlerle anılır olmuştu. AKP ise 2017 öncesinde bütçe dengesi odaklı maliye politikalarındaki başarısı ile övünür, bahsettiğimiz o yılları eleştirirdi. Ancak son rakamlar devrin değiştiğini söylüyor. An itibari ile yapılan yanlışların bedeli o kadar büyük ki, Merkez Bankamız bunu telafi için bütçeye ilk önce yedek akçesini verdi, yetmedi para basmaya da başladı. Para basılması sadece Virüs Krizi’ne bağlı değil. AKP son iki yıldır açığı kapatacak bütün kartlarını oynadı ve bitirdi. Bedelli Askerlik, İmar Barışı, Vergi Barışı, Özelleştirmeler… Sonunda atacak mermi kalmadı! Haliyle övünülecek maliye politikası da…

Aşağıda 2020 yılı ilk üç ayı gelir ve giderler ile 2016 yılını kıyaslayan tabloya bakalım.

Türk Hazinesi nereye kadar dayanacak? - Resim: 1

Yeşil halka içinde gelirlerin 2016’ya kıyasla arttığı görüyoruz. Bu durum yukarıda saydığımız tek seferlik katkıların başarısı. Ancak sorun şu ki artan bu gelirlere rağmen sarı halka içinde gösterdiğimiz giderler neredeyse iki katına çıkmış. Bu devasa açığı kapatmak için ne yapılmış? Elbette borç alınmış. Kuru baskılamak, açığı kapatmak için Cumhuriyet tarihinin en korkunç borçlanmasına gidilmiş. Bunu kırmızı halka içindeki faiz giderlerinin de iki katına çıkmasından anlayabilirsiniz.

Peki sonuca gelelim: Hazine nereye kadar dayanacak? Türkiye kısa vadede büyük bir fon kanalı bulamaz, orta vadede ‘Üretim Devrimi’ için harekete geçmez ise 1-1,5 yıla kadar öznesi borç olan büyük bir sarsıntı geçirecek. Ezberlerin bozulacağı bir döneme giriyoruz…