Türk sporu böyle solak görmedi

2020’de 19 Yaş Altı Kadın Milli Takımımız Bosna Hersek’te Avrupa Şampiyonu olmuştu. Finalde Sırbistan’ı 3-2 yenmiştik. Ne yazık ki, bu müthiş maçı TRT’nin kanalları vermemişti. Finali Sırp kanalından izledik. Aydınlık, TRT’yi eleştirdiğim yazımı manşetten duyurmuştu. Bu hafta sonu, 20 Yaş Altı Kadın Milli Takımımız yine Avrupa Şampiyonu oldu. İtalya’yı 3-2 yendik. Yayın hakkı TRT’de idi. Final, TRT’nin 2 spor kanalından da yayımlanmadı. TRT, Youtube kanalından yayımlanacağını duyurmuştu.

Ne yazık ki, Youtube’da da karşılaşma yoktu. Ben Bulgar kanalında final maçını buldum. TRT de, yayına geç başlasa da Tabii platformundan karşılaşmayı yayınlamış, artık kaç kişi izleyebildiyse. Tam milletimizin bir arada olması gerektiği günlerde, tam üzerimizde Olimpiyatı altın madalyasız tamamlamamızın moralsizliği varken; bu önemli milli başarımız ekrana getirilmedi. Kendi aramızdaki futbol ve yağlı güreş karşılaşmaları Avrupa Şampiyonluğu’ndan daha önemli, TRT’ye göre…

ADI SÖZDE SPOR KANALI

Futbol karşılaşmaları çok önemli ya, hafta sonu yine futbol konuştuk. Gerçi konu Süper Lig ise, asla futbolu konuşamıyoruz. Bir tarafta hakem döven diğer tarafta takımını sahadan çeken kulüp başkanları; bir tarafta telefonunda bylock yüklü diğer tarafta hakemleri odaya kitleyen federasyon başkan adayları, bir tarafta futbolcu dövmek için sahaya giren diğer tarafta yakmak için rakip taraftarın formasını çıkaran taraftarlar. Adı sözde spor kanalı, spor kanallarımızın.

Göztepe-Fenerbahçe karşılaşmasında Fenerbahçeli taraftarlar şehir girişinde tutuluyor, tribünlere ilk yarı sokulmuyor, daracık yerde sıkıştırılarak tutuluyor, belki hava alan olur diye üzerine bir de biber gazı sıkılıyor. Yardıma gelen yöneticiler de biber gazını tadıyor Kulüp Başkanı Ali Koç, sahanın içerisinden giderek sorunu çözmeye çalışıyor. Biri Ali Koç’u itip yere düşürüyor. Karşılaşma sonrası deplasman takımı taraftarına yüksek sesle müzik dinletiliyor.

Yıllar önce Balıkesir Belediyesi-Karşıyaka voleybol maçında yaşlı kadın ve çocukların bulunduğu deplasman tribününe dinletilen müziği hatırladım. Balıkesir Belediyesi görevlisi, polislerin önünde, müzik yapan kişiye; “arttır sesi sağır olsunlar” diye bağırıyordu.

FİNANSÖRÜ SIRP

Deplasmandaki maça 1.000 TL ödeyerek şirketinize para kazandıran taraftara yapılan bu. Göztepe’nin yüzde 70’inin sahibi Londra’da merkezi bulunan bir şirket. Şirketin yöneticisi Danimarkalı, finansörü Sırp. Şirketin sahip olduğu diğer kulüpler İngiliz Southampton ve Fransız Valenciennes. Kulübün sahibine sormak gerek; İngiltere’de Danimarka’da, Sırbistan’da deplasmana gelen takım taraftarına böyle mi davranıyorsunuz; Southampton ya da Valenciennes maçına gelen deplasman taraftarı da aynı muameleye mi maruz kalıyor diye. Eğlence sektöründe hizmet veren bir şirket, 1.000 TL’nin karşılığını böyle mi verir?

2022 sonbaharında Göztepe-Altay maçında yaşananları hatırladım. Tribünlere 100 fişek sokulmuştu. Biri Altay tribününden Göztepe tribününe atılmıştı. Neyse ki diğerleri kullanılamadan olay bastırılmıştı. Sahaya 100 fişeği sokmak serbest, 1000 biletli taraftarı sokmak yasak.

Bu olaydan sonra; emperyalizmin futbol ile yönetim değiştirdiği birkaç olayı yazmıştım. 13 Mayıs 1990’da Zagreb’de Dinamo Zagreb-Kızılyıldız maçında Sırp ağırlıklı polisin sertliği nedeniyle birçok Hırvat yaralandı. Ardından Yugoslavya parçalandı. 12 Mart 2004’te Kamışlı-Geyrizor karşılaşmasında Kamışlı taraftarı Bush lehine slogan attı. Suriye güçleri sert müdahalede bulundu. 5 kişi öldü. Suriye parçalandı. 31 Ocak 2012’de Al Masry-Al Ahly karşılaşmasında tribünler karıştı. Mısır polisi sert müdahalede bulundu. 73 seyirci, 9 polis, 2 yönetici öldü.

Ardından Arap Baharı denen renkli devrimler başladı. Mısır’da Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi iktidarı Müslüman Kardeşler’e bıraktı. Batı emperyalizmi iktidar ve rejim değişikliklerini futbolu kullanarak yapıyordu.

YİNE GÖZTEPE STADI YİNE OLAY

Yine Göztepe stadı, yine olay. Nasıl Yugoslavya’nın bölünmesini Zagreb’den Suriye İç Savaşı’nı Kamışlı’dan Mısır’daki halk hareketini Port Said’den başlattılarsa; renkli bir darbe için İzmir’i kullanmak daha elverişli olabilirdi. Türkiye’nin ilk yabancı sermayeye satılan kulübünün bir İzmir takımı olması ve takımı alan kişinin Dragan Solak olması bu şüpheyi arttırıyor.

Solak, 1998’de batmış biri idi. Tek serveti George Soros’u tanımaktı. 2000’de Yugoslavya’daki seçimlerin ilk turunda Miloseviç kaybetmişti. Batı Koştunica’nın kazanmasını istiyordu. 2. tur seçim yapılacaktı ki, Koştunica’yı destekleyenler ayaklandı. Miloseviç yenilgiyi kabul etmek zorunda bırakıldı. Solak, bu ayaklanmada Koştunica’yı destekledi. Soros’un istediği oldu. Bir garajda kurduğu şirkete Soros 10.000.000 Amerikan doları Avrupa Bankası da 15.000.000 Euro fon desteğinde bulundu. Devletin olanaklarını kullanarak şirket kısa sürede büyüdü.

Sadece Sırbistan değil; tüm eski Yugoslav Cumhuriyetleri’nde Telekom ve medya devi oldu. Wikileaks belgelerinde; Solak’ın sık sık Amerikan Büyükelçiliği’nde toplantılar yaptığı yazılı. Telekom Sırbija’nın alt yapısını kullanan şirket büyürken devletin Telekom Sırbija’sı kötü yönetildi, küçüldü. Şirketi George Soros’un Mid Europa Partners isimli şirketi aldı. Sonra, şirket layık olduğu ele geçti. 2014’te New York merkezli Kohlberg Kravis Roberts 1,3 milyar Euro’ya şirketi aldı.

Amerikan şirketinin Yönetim Kurulu’nda Amerikalı General ve CİA Direktörü David Petraeus da vardı. 2018’de bu sefer şirketi, İngiliz BC Partners aldı, 2.6 milyar Euro’ya. Garajda sıfır sermaye ile kurulan şirket Güneydoğu Avrupa’daki en büyük medya şirketine dönüşmüştü. Solak, şirketin başındaydı. Farklı sektörlere girdi. United Group adını aldı. CNN ile ortaklık kurdu. Ve nihayet Göztepe’yi aldı. Hem de Süper Lig’de değilken.

SPONSORLAR ELİYLE ŞEKİLLENDİREBİLİR

Kimse buna sadece ticaret diyemez. Daha, Göztepe’nin Süper Lig’deki ikinci maçında ortalık karıştı. Emperyalizmin sporu kullanmasına dikkat etmek gerekir. United Group ve Solak, Göztepe’yi hangi amaçlar için kullanacak.

Tüm bunlar olurken; körfezin öte yanında Karşıyaka Spor Kulübü 50 yıllık destekleyicisinden ayrıldı. Yaşar Holding ile yollar ayrıldı. 25 yıldır Karşıyaka’ya sponsor olan Pınar, basketbola artık sponsor değildi. Karşıyaka, Göztepe gibi şirket değil. Satılıp alınamaz. Ama yeni sponsorlar eliyle şekillendirilebilir.
Zaten yeşil-kırmızının yeşili cayır cayır yandı bu hafta. Neyse ki kırmızısı var, emperyalizme geçit vermeyecek…