19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye artık emperyalizmin açık hedefi

Hüseyin Vodinalı

Hüseyin Vodinalı

Eski Yazar

A+ A-

Amerika’nın Sesi’nden 11 Mayıs 2017 tarihli bir haber:

“Amerika Savunma Bakanı Jim Mattis Londra’da Başbakan Binali Yıldırım ile görüşmesinde, Washington’ın NATO müttefiki Türkiye’yi koruma taahhüdüne bağlı olduğunu belirtti. Görüşme, Amerika’nın YPG’ye Rakka’nın IŞİD militanlarından geri alınması konusunda destek vereceğini açıklamasının ardından iki ülke arasında en üst düzey görüşme oldu.”

Ama durun hemen gülmeyin, haberin en komik yeri geliyor:

“Reuters haber ajansına konuşan bir Amerikalı yetkili Amerika’nın PKK ile mücadelesinde Türkiye ile istihbarat işbirliğini geliştirmeyi amaçladığını kaydetti.”

ABD Türkiye ile tabii ki istihbarat filan geliştirmedi ama terör örgütü PKK’ya yeni nesil silahlar verdi. Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinin hemen öncesinde. Daha sonra en az 3-4 kez daha silah verdi. Havan topları, füzeler, tanksavarlar, patlayıcılar. Sonuncusunda 120 tır dolusu silah ve mühimmat gönderdi PKK’ya.

Artık gülmüyorsunuz değil mi?

TÜRKİYE İLE ABD RESMEN DÜŞMAN

Şimdi ABD, İsrail ile birlikte Suriye’ye saldırma hazırlığı yapıyor. Zaten her ikisi de pek çok münferit saldırı düzenledi son bir iki aylık dilimde. ABD ve İsrail Doğu Akdeniz’de ortak tatbikata başladı bile. ABD’nin uçak gemisi USS Herbert Walker Bush, bu tatbikat ayağına Suriye kıyılarına geliyor.

Türkiye ise Suriye, Rusya ve İran ile birlikte hareket ediyor. Bu dörtlünün inisiyatifiyle başlatılan Astana Süreci, Suriye’de Cumhurbaşkanı Esad’ın zaferini perçinledi. Suriye ordusu Halep’in ardından Deyrezzor’u almaya hazırlanıyor.

Rakka kapısına PKK güçleriyle dayanan ABD ise yenilgiyi görüyor ve fakat kabullenmeye razı olmuyor.

ABD Başkanı Donald Trump’un medyadaki destekçilerinden olarak bililnen Washington Times gazetesi, ABD ve İsrail’in Suriye savaşına doğrudan dahil olmalarının artık “kaçınılmaz” olarak görüldüğünü yazdı.

Bu, aynı zamanda ABD’nin maşaları eliyle Türkiye’ye de saldırı katsayısını yükselteceği anlamına geliyor.

Çünkü Türkiye, Rusya ve Suriye ile anlaşmalı olarak Afrin’e bir harekata hazırlanıyor. Afrin neresi mi? Suriye’de kurulacak “3. İsrail”in önemli kalelerinden birisi.

İki AKP’li siyasetçinin PKK tarafından haince öldürülmesi ve Batı yanlısı Y-CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun HDP ve FETÖ mağdurlarına göz kırpan, ancak her türlü provokasyona karşı korumasız (vulnerable) adalet yürüyüşü, buna karşı saldırıya hazırlanan Süper-NATO Gladyo unsurları, bir biri ardına çıkan şüpheli orman yangınları, yakalanan patlayıcılar, Taksim’e otelin penceresinden bildiri atan Alman ajanları ve elbette leş kargası Michael Rubin.

Rubin en son ne demiş biliyor musunuz? Bu eleman son yazısında, Beyaz Saray’ın düşünmesi gereken sorunun 'Türkiye'yle nasıl iyi dost oluruz değil, Türkiye'nin çöküşünü nasıl yöneteceğiz' olması gerektiğini söyleyerek, “Bu uçurumdan Türkiye tek parça kurtulamayabilir” dedi.

Bunlar iyiye işaretler değil.

HalkTV seyreden Cumhuriyet teyzeleri, Liberal Kemal Kılıçdaroğu’nu Atatürkçü sanmaya devam etsin ama, ben Batı basınında çıkan haber ve yorumlardan çok işkilleniyorum.

Adeta bir komplonun yapıtaşları döşeniyor.

Ergenekon-Balyoz kumpasları da, Çözülme süreci de, 15 Temmuz da 16 Nisan da aslında Türkiye’yi iç savaşa, bölüp parçalanmaya sürüklemek için yapılan operasyonlardı.

TSK teröre karşı ülke içinde ve dışında canla başla savaşırken, Türkiye’yi yangın yerine çevirmek kimin işine geliyor acaba?

Tabii ki artık düşmanlığını açıkça sergileyen ABD’nin işine geliyor.

Bakın ABD-İsrail Doğu Akdeniz’de, Rusya – Çin Baltık Denizi’nde, İran Hazar denizinde tatbikatlar yapıyor.

ABD’nin Suriye üzerindeki kimyasal silah komplosu için düğmeye basıldı. Yandaş ekranlarda yeniden Amerikan maşası IŞİD ve El Nusra elemanlarından oluşan “ak miğferlilerin” sahte görüntüleri yayınlanıyor.

Türkiye’de iktidarın kafası karışık.

Ancak en azından ABD Savunma Bakanı Mattis gelip de Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu gibi Cumhurbaşkanı ile görüşemiyor. Ve yine ancak PKKsever McGurk Ankara’da fink atabiliyor.

İktidarın bir an önce pozisyonunu netleştirmesinde, muhalefetin de bir an önce esas meseleye yönelmesinde fayda var.