Türkiye BRICS’e güç katacak
Hafta başında Türkiye’nin BRICS’e katılmak istediğine dair haberler ajanslar tarafından duyuruldu. Türkiye'nin BRICS'e yönelik yaklaşımını değerlendiren Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, şunları söyledi: "Türkiye gibi önemli ortaklarımız dâhil komşu devletlerin BRICS'e yönelik artan ilgisini memnuniyetle karşılıyoruz. Elbette bu ilgi, Rusya'nın başkanlığında hazırlanan BRICS zirvesinin de gündeminde olacak.
Bu Örgüt, katılmak isteyen tüm ülkelerin çıkarlarının tamamını karşılayamayabilir ancak BRICS, ilgi gösteren tüm devletlerle temasları sürdürmekten yana." Rusya'nın Nijniy Novgorod kentinde 10-11 Haziran'da BRICS ülkeleri dışişleri bakanları toplantısı yapılacak. Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan da gelecek hafta Rusya'da düzenlenmesi planlanan BRICS toplantısına katılacağını belirtmişti. Söz konusu gelişmeler Batı ekonomisine bağımlı olan Türkiye’nin bu cendereden çıkması adına çok olumludur.
BRICS BATI EGEMENLİĞİNE KARŞI ÖNEMLİ BİR GÜÇTÜR
BRICS uluslararası ekonomik bir güç olarak tanımlanıyor. Üye ülkeler arasındaki ikili ilişkiler eşitlik, karşılıklı olarak devlet işlerine karışmama ve ortak fayda ilkeleri üzerine kuruludur. BRICS, kurucu ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinden oluşur (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika). 2011 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin birliğe katılmasına kadar orijinal dört üye BRIC (ya da İngilizce “the BRICs”) olarak adlandırılmıştı. BRICS’e katılmak isteyen ülkelerin sayısı her geçen gün artıyor. 2024 yılında 5 ülkenin katılımıyla birlikte (Suudi Arabistan, İran, Etiyopya, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır) BRICS üyeleri sayısı 10’a yükseldi. Geçen yıl en az 30 ülke BRICS’e katılmak için talepte bulundu.
BATI EKONOMİSİ ÇÖKÜYOR BRICS YÜKSELİYOR
BRICS tamamen gelişen ülke ekonomilerinden oluşuyor. Bünyesinde dünya ekonomisinde en çok gelecek vaat eden Çin, Hindistan, Rusya gibi güçlü ekonomileri bulunduruyor. Dünya nüfusunun yüzde 41,1’i BRICS üyesi ülkelerde yaşıyor. Örgüt üyesi ülkelerin toplamı dünya yüzölçümünün yüzde 26,7’sini oluşturuyor. Dünya kömür rezervlerinin yüzde 40’ı, doğalgaz kaynaklarının yüzde 25’i, dünya petrol üretiminin yüzde 41’i BRICS ülkelerindedir. Yeni teknolojilerde kullanılan hammaddelerin önemli bir kısmı BRICS üyelerine bulunuyor. Yani BRICS enerji ve diğer hammadde konusunda kendi kendine yeterlidir. BRICS üyesi olan Çin’in üretim kapasitesi dünya yüzde 33’ünü oluşturuyor.
Çin ABD, Japonya ve Almanya’nın toplam üretim kapasitesinden daha fazla üretim kapasitesine sahiptir. Yeni katılan üyelerle birlikte dünya ticaretinin yüzde 25’ini BRICS üyesi ülkeler yapıyor. 2023 yılında BRICS’in Satın Alma Paritesine göre GSYH’si Batıyı (G7) ülkelerini geçti. 2024 yılı tahmini büyüme rakamlarına göre BRICS üyesi ülkelerin toplam GSYH’si dünya toplam GSYH’sinin yüzde 35,6’sını oluşturuyor. G7 ülkelerinin GSYH’sinin dünya ekonomisindeki payı yüzde 30,3’te kaldı. Aşağıdaki görselde BRICS’in son 30 yıl içinde gösterdiği muazzam büyüme ve G7 ülkelerinin üretim gücündeki düşüş açık bir şekilde görülüyor.
2050’DE DÜNYA EKONOMİSİNE HÂKİM OLACAK
BRICS ülkelerinin önümüzdeki yıllarda geleceği aşamayı görmek açısından dünyanın en büyük danışmanlık şirketlerinden birisi olan PwC’nin ‘2050’de Dünya’ başlıklı raporuna göz atalım. Rapora göre dünya ekonomisinin GSYH’si 2050’de bugünkü GSYH’nin yaklaşık iki katına yükselecek. Çin ekonomisi tek başına dünya ekonomisinin yüzde 20’sini oluşturacak ve GSYH büyüklüğü olarak birinci sırada yer alacak. İkinci sırada ise Hindistan bulunacak. Bugün dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD üçüncü sıraya gerileyecek. AB’nin dünya GSYH’sinden alacağı pay ise yüzde 17’den yüzde 9’a gerileyecek. E7 olarak adlandırılan 7 büyük gelişen ülke (Türkiye, Çin, Rusya, Endonezya, Brezilya, Hindistan ve Meksika) Batı ekonomisinin veya G7 ülkelerinin büyüme hızının iki katı kadar olacak.
G7 E7’YE BAĞIMLI OLACAK
Söz konusu PwC raporundan alınan aşağıdaki görsel 2017 tarihine ait. Bu tarihte yapılan tahminlere göre 2050 yılında ilk on ekonomi içinde 6 E7 ülkesi var. Bu raporun güncellenmesi halinde listeye Türkiye’nin de eklendiğini göreceğiz. Zira son yıllarda gerek IMF gerekse bazı yatırım bankalarının ekonomik tahminleri içinde 2050 yılında ilk 10 ekonomi içinde Türkiye de bulunuyor.
Bu tablo bize Batı’nın dünya ekonomisindeki egemenliğinin sona ereceğini çok açık ve çarpıcı bir şekilde gösteriyor. ABD’nin bu listede daha aşağılarda yer alması muhtemeldir çünkü üretim gücünü her geçen yıl daha çok kaybetmekte, keyfi olarak uyguladığı ambargolar ve haydutça siyasi müdahaleler yüzünden pazarları daralmaktadır. Listede bulunan G7 ülkelerinin en önemli ticari ortaklarının ve pazarlarının E7 ülkeleri olduğunun altını çiziyorum. Yani bir anlamda şunu söyleyebilirim; 2050’de G7 E7’ye bağımlı olacak.
BRICS’İN KATKISIYLA MİLLİ EKONOMİYİ İNŞA EDELİM
Sonuç olarak, Türkiye’nin BRICS’e katılması tarihi bir adımdır. Gerek Türkiye gerek BRICS bu katılımdan büyük ölçüde olumlu etkilenecektir. BRICS batıya bağımlı Türkiye ekonomisi için önemli bir alternatif, batıya olan bağımlılığından kurtulmak için fırsattır. BRICS ihracatçılarımızın aradığı pazarlara sahiptir ve bu pazarlar G/’den çok daha büyük bir gelecek vaat etmektedir. Enerji ve diğer hammadde açısından dünyanın en zengin ülkeleri olan BRICS yüksek tasarruf oranı ile ulaştığı refah anlamında G7 ülkelerini yakalamıştır. Dolayısıyla Türkiye hala zorla devam ettirilmeye çalışılan köhnemiş batıya endeksli büyüme, ekonomi modelini bir an önce terk edip yükselen BRICS ve kurulan yeni dünya ekonomisinde yerini almalıdır.
Kaynakça;
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kremlin-turkiyenin-bricse-olan-ilgisini-memnuniyetle-karsiliyoruz/3239629
https://www.pwc.com/gx/en/research-insights/economy/the-world-in-2050.html#:~:text=As%20a%20result%2C%20six%20of,fall%20below%2010%25%20by%202050