22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye-Mısır ilişkileri: Tango iki kişiliktir

Onur Sinan Güzaltan

Onur Sinan Güzaltan

Eski Yazar

A+ A-

Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şükri, Libya'daki durum nedeniyle Türkiye ve Mısır arasındaki normalleşme sürecini askıya aldıklarını açıkladı. Aynı günlerde Türkiye'nin Müslüman Kardeşler üyesi 34 kişiyi gözaltına aldığı iddiası basına yansıdı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise “Mısır ile normalleşme sürecine girdik, bu ikili bir süreç. Mısır ilişkileri normalleştirme konusunda samimiyse adım atar. Normalleşme yavaş gidiyor ama bu bizimle ilgili değil. Libya ile hidrokarbon anlaşması Mısır aleyhine değil. Biz olmasaydık bugün Libya, Suriye gibi olacaktı. (…) Bizim açımızdan Mısır'a yönelik bir sorun yok, Mısır'ın da Arap dünyası için, Afrika için, Akdeniz için önemli bir ülke olduğunu biliyoruz. Türkiye ve Mısır işbirliğinin de bölgeye pozitif yansımaları olacaktır. Biz ilişkileri normalleştirmede samimiyiz ama diplomatik bir tabir var, tango iki kişiliktir." şeklinde konuştu.

Karşılıklı açıklamalar, Türkiye ve Mısır arasında sırasıyla Kahire ve Ankara’da yapılan istikşafı görüşmelerin anlaşmazlıkların çözümü noktasında ortak bir yol haritası oluşturulmadığına işaret ediyor.

İki ülke arasındaki anlaşmazlık 2013’te Muhammed Mursi iktidarının devrilişi sonrası başladı. Sürecin başlangıcında, Müslüman Kardeşler’e verilen destek, Kahire yönetimi tarafından ilişkilerin önündeki birinci engel olarak nitelendirildi.

Fakat Müslüman Kardeşler’in Mısır’ın içinde etkisini kaybetmesiyle beraber Doğu Akdeniz’deki deniz sınırları meselesi ile bağlantılı olarak Libya’daki durum temel çelişki haline geldi.

ASGARİ MÜŞTEREKTE BULUŞMAK

Türkiye ve Mısır arasında 2013 sonrası atılamayan adımlar, iki ülke arasındaki sorunun büyümesine ve Doğu Akdeniz’le bağlantılı olarak ABD, Avrupa Birliği, Yunanistan ve İsrail gibi farklı aktörlerinde soruna dahil olmasına neden oldu. 2021’de tekrar başlayan görüşmelerin askıya alınmasının altında biraz da bu gerçek yatıyor.

Konuyla ilgili Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Rakha Ahmed Hassan’la yaptığım görüşmeden çıkardığım sonuç, Ankara ve Kahire’nin Libya krizinde asgari müştereklerde, ortak bir isim veya grupta buluşmayı başaramadığı oldu.

Emekli diplomat ısrarla Türkiye’nin Libya’da sürdürdüğü etkin diplomasi ve bu doğrultuda Abdülhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’ne verdiği desteğin üzerinde durdu. Çözüm olarak ise Birleşmiş Milletler kararlarını gösterdi.

Türkiye ve Mısır arasında yaşanan Libya kriziyle alakalı olarak görüşlerine başvurduğumuz, Eski Libya Planlama Bakanı ve halen Dibeybe hükümetine siyasi danışmanlık vermeye devam eden Issa Tuwegiar ise şu bilgileri paylaştı; “Ulusal Birlik Hükümeti, Mısır’ın Hafter kuvvetlerine verdiği desteğe rağmen Kahire yönetimiyle ilişki kurmaya çabaladı. Bu doğrultuda Mısırlı heyetleri ülkemize davet ettik. Fakat Mısır olumsuz tavrını devam ettirdi ve Libya Dışişleri Bakanı’nın Arap Ligi’ne katılımına itiraz etti (…) Türkiye ile imzaladığımız Deniz Yetki Anlaşması’na karşı çıkmaya devam ediyorlar.”

MISIR TÜRKİYE'DEKİ SEÇİMLERİ Mİ BEKLİYOR?

Gelişmeler ve yetkililerin açıklamalarını bir araya getirdiğimizde, Mısır’ın açık kapı bırakmayacak şekilde Libya konusundaki ısrarının sürdüğünü görüyoruz.

Elbette Kahire’nin ısrarı değerlendirilirken Mısır ve Libya arasındaki uzun kara sınırı ve güvenlik endişeleri göz önünde bulundurulmalı fakat bundan birkaç sene öncesine kadar Türkiye ile normalleşme konusunda iyimser bir çizgi izleyen Mısır’ın siyaset değişikliğini de saptamakta yarar var.

Bu değişikliğin iki sebebi olabilir;

1. Son olarak IMF’yle anlaşan Mısır, Avrupa Birliği ülkeleri olan Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’yle olan ilişkileri üzerinden Batı dünyasının Libya ve Doğu Akdeniz konularında Türkiye’ye baskı yapması beklentisine girmiş olabilir.

2. Kahire yönetimi, haziran ayında Türkiye’de düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar Türkiye’yle ilişkilerde “bekleme” siyasetine yönelmiş olabilir.

İki sebep birbirini dışlamıyor.

TÜRKİYE, MISIR EKONOMİSİ İÇİN BÜYÜK ÖNEMDE


Fakat hatırlamakta yarar var ki Mısır ağır bir ekonomik krizden geçiyor. IMF’yle yapılan anlaşma sonrası Mısır lirası yakın tarihin en büyük düşüşünü yaşadı. Diğer yandan Ukrayna krizi sonrası patlak veren tahıl krizi de tarihinde “ekmek isyanları” olan Mısır’ı sert bir biçimde etkiledi.

Türk yatırımları ve Türkiye’yle ticaret, Mısır ekonomisi için büyük bir önem arz ediyor.

Bu süreçte Kahire yönetiminin, halihazırda kendi sorunlarıyla uğraşan Avrupa ve/veya gittikçe bölgeden uzaklaşan ABD’den Doğu Akdeniz ve Libya konularında çözüm beklemesi akılcı olmayacaktır.

Diğer yandan Doğu Akdeniz ve bağlantılı olarak Libya meselesinin Türkiye’de sadece hükümet değil fakat devlet politikasını yansıttığını da hatırlatmakta yarar var.

Türkiye’de hükümetin özellikle Müslüman Kardeşler konusunda izlenen yanlış siyasetlerden vazgeçtiği bir süreçteyiz.

Ankara ve Kahire’nin Doğu Akdeniz ve Libya meselelerinde üçüncü kuvvetlerin sürece müdahalesine izin vermeyecek şekilde, asgari müşterekler üzerinde yoğunlaşması ve ortak bir yol haritası çıkartması doğru olacaktır.

Mısır Türkiye