Türkiye sarıldığı yılana kendini sokturmayacak, o yılanı boğacağız
Türkiye son beş yılda başına gelen felaketler ve krizler sonrasında Batı'nın tuzağına sokulmak isteniyor. Denize düştün, zorunlu yılana sarılacaksın diye Türk halkına ikna çalışmaları yapılıyor. Talep, arzdan fazla imiş, artan ücretler enflasyonu arttırıyormuş ve daha bir çok yalan ortada dolandırılıyor.
Televizyon ve sosyal medyada, Mehmet Şimşek-Gaye Erkan ekonomik programını savunanların söylediklerini dinlediğimde kulaklarıma inanamıyorum.
Enflasyonun nedeni “talepmiş.” Mal arzı talebi karşılamadığı için enflasyon artıyormuş.
Türk-İş, 4 kişilik ailenin açlık sınırını 11 bin 658,10 TL olarak açıkladı.
Emeklilerin 9 milyonu 7 bin 500 TL emekli maaşı alıyor. Aslında önemli bir kısım belki 11-12 milyon emekli 10 bin TL ve altı emekli maaşı alıyor. Açlık sınırının altı. Asgari ücret 11.402 TL. Asgari ücret açlık sınırının altında. Türkiye’de ücretli çalışanların yüzde 57’si asgari ücret ve altında ücret alarak çalışıyor.
HAFİZE GAYE ERKAN NE DİYOR?
Sn. Hafize Gaye Erkan ise enflasyon raporu toplantısında “iç talep ve üretime ilişkin görünüm toplam talep koşullarının enflasyonist bir düzeyde seyrettiğini işaret etmektedir.” diyebilmektedir.
Yani enflasyonun nedeni 7 bin 500 TL emekli maaşı alan 9 milyon emeklimiz ile toplam çalışanların yüzde 57’sinin 11 bin 402 TL asgari ücret almasından kaynaklanan talepmiş.
Bunları utanmadan sıkılmadan gözümüzün içine bakarak söylüyorlar. Bu emekliler ve asgari ücret alanlar en az 2 milyon liraya alıcı bulan ithal otomobillerde fiyat baskısı yaratıyorlarmış. Beyaz eşyada talep baskısı varmış. Bunun için Hafize Gaye Hanım devam ediyor; “talebin uzun bir süre arzdan daha hızlı gelişmesi enflasyon üzerinde önemli bir risk oluşturmaktadır. Arz ve talebin uyum içinde hareket etmesi fiyat istikrarı, fiyat istikrarı da sürdürülebilir büyüme için çok önemlidir. Bu nedenle seçici kredi sıkılaştırma kararlarımızın iç talebi dengeleyeceğini öngörüyoruz.” diyerek mal arzının talebi karşılayamadığını anlatmaya çalışmaktadır. Ne yapacaklarmış seçici kredi verecekler ve arzı arttıracaklarmış. Ama bu arada talep baskılanacak ve açlık sınırı altında maaş alan emekliler ve asgari ücretliler talep baskısı yaratamayacaklarmış.
ENFLASYONDA 2+3 NEDEN
Bunlar sokağa, pazara, çarşıya çıkmıyor. Zannediyorlar ki son yapılan zamlar halkın cebini para ile öyle doldurdu ki, halk bu paralarla çarşı pazarı coşturuyor. Satıcı satacak mal bulamıyor, fiyatlara zam yapıyor. Emperyalizmin ekonomistleri bu kadar halktan kopuk ve gözümüzün içine bakarak bizi yanıltmaya çalışıyorlar.
Burada yine belirtiyorum. Türkiye'de enflasyonun ana nedeni;
1-Cari açık nedeniyle kur artışı,
2-Yurt dışı enerji, gıda, ham madde ve yarı mamul fiyatlarındaki artışlardır.
Temelde bu nedenlerle başlayan enflasyon devamında;
1-Kontrolsüz piyasa mekanizmasında aşırı zamlar,
2-Temelde tekele yakın piyasa oluşumları nedeniyle arz ve fiyatı kontrol şansına sahip büyük sermaye,
3-Şirket kârlarının ciddi şekilde enflasyon yaratması.
O PROGRAM GEÇERSİZ KILINACAK
Bu son madde dünyada çok ciddi şekilde tartışılmaktadır. Fortune 500 dergisinde çıkan 2022 yılı araştırmasında da açıkça belirtildiği gibi şirket karları 2022’de yüzde 245 oranında artmıştır.
Ekonomi yönetimi halka verilen ufak tefek zamların enflasyona neden olmadığını açık seçik bilmektedirler. Ama Türkiye’nin içine girdiği bu ekonomik krizi emperyalizmin damarlarına kan taşımak için bir fırsat olarak görenler, Türkiye’yi denize düşen yılana sarılır hikayesi ile kandırmaya çalışmaktadırlar. Türkiye emperyalizm yılanını boğacaktır. Türk halkının artık bu yalanlara karnı toktur.
“Acı reçete”, “kemer sıkma” türü emperyalizmin programları Türkiye’de çok kısa sürede geçersiz kılınacaktır.
IMF’siz IMF programını Türk milleti yırtıp atacaktır.
Tek çözüm; Mustafa Kemallerin 1930’larda uygulamaya koyduğu; Devletçi-Halkçı ekonomi politikalarının, bugünkü adıyla Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi Programıdır.