Türkiye zaman kaybediyor
Hastalık belli, nispeten erken teşhis edilmiş. Çözümsüz hastalık değil. Eğer hemen tedavi başlarsa, sonuç bir an önce alınacak, hasta elden ayaktan düşmeden kurtulacak.
Türkiye’nin ekonomik durumu yukarıdaki tanıma tıpatıp benziyor. Bir kısım yorumcular; hadi canım artık Türkiye’nin kurtulacak durumumu var, siz hala ekonomik durumu iyimser göstermeye çalışıyorsunuz diyebilir. Eğer durum buysa, Türkiye çaresiz hastalığa yakalanmışsa, yapacak bir şey yok, bırakalım gidelim. Yazıp çizmeye, yorum yapmaya gerek yok demektir. Hasta iyileşecekse, konuşmaya fikir üretmeye gerek var.
***
Çarşamba günü Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplandı. Türkiye’nin ekonomik karar alma mekanizmalarında en önemli kriterlerden biri olan faizi her ay olduğu gibi tekrar belirledi. Politika faizi tekrar değiştirilmeyerek yüzde 19’da kaldı.
Tekrar tekrar yazdığım için biliyorsunuz; bu yüksek faiz oranı Türkiye’nin kaderi midir? Biz neden bu yüksek faiz oranlarına mahkûmuz? Dünyada bizim gibi yüksek faize mahkûm ülke sayısı çok az. Arjantin, Venezuela vs. neyi beceremiyoruz? Yine tekrar ediyorum. Bugün enflasyon ve fiyat istikrarından sorumlu Merkez Bankamız'ın çalışanları, ekonomistleri bu işlerden hiç anlamıyorlar mı? İnanın düştükleri durum, içinde bulundukları psikoloji “tren” seyretme psikolojisi. Ben adım gibi eminim. Orada çalışan uzmanlar, sorunu zaten biliyorlar, çözümü de, hakkında kitaplar yazabilecek kadar biliyorlar.
***
Ama Merkez Bankamız uzmanlarının da kesinlikle çözebilecekleri BU SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN SİYASİ İRADE ÇOK ÖNEMLİ. Çünkü sorunun çözümünün karşısında maddi ve siyasi menfaati olan güçler var. Bu güçler, toplumu ve buna çözüm bulacak insanları sindirmiş, kafalarını meydana çıkamayacak, seslerini duyuramayacak hale getirmiş.
***
Bu çözümleri uygulayacak ve destek olacak bir siyasi irade gelirse, bu çözümler yerlerinden fırlayıp milli çözümleri hayata geçirmeye başlayacaklar. Karşı tarafın en büyük korkusu o. Bakmayın siz yazılı, görsel ve sosyal medyada atıp tutanlara, hepsinin ödü kopuyor.
Ağababaları ABD’de enflasyon haziran ayında yüzde 5.4 çıktı. Bundan önce enflasyonun yüzde 5.4 olduğu ay 2008 yılı Ağustos ayıydı. 2008 Eylül ayında “subprime mortgage” adı ile bilinen kriz patladı ve hala sonlanamıyor.
***
ABD’de FED’in piyasalara dağıttığı para miktarı 8 trilyon doları geçti. FED’in bastığı para 6 trilyon doları geçti. FED yöneticileri dağıtılan ve basılan para miktarından rahatsızlar.
ABD; İkinci Dünya Savaşını, Vietnam, Kore, Irak vb. gibi müdahaleleri ile onlarca ülkenin iç işlerine müdahaleyi 2008 yılına kadar bastığı 900 milyar dolar ile yapabilmişti. Ancak, şimdi bastığı para 6 trilyon dolar, ama enflasyon yükselmeye başladığı halde bırakın basılan fazla paraları geri toplamayı, basıp dağıttığı para miktarını azaltamıyor bile. “Yeşil Sanayileşme” adı altında başlattıkları Neo Keynesyen politikalarla piyasaya 6 trilyon dolar daha vereceklerini açıklıyorlar.
***
Sonuca gelmekte fayda var. Türkiye, artık 1945 yılından bu yana yeni Roma İmparatorluğunu sürdürmeye çalışan ABD’nin sona geldiğinin farkına varmalı. Üreticisini hapse atacağına, ne yapması gerektiğini bilen, dünyanın en iyi eğitimlerinden birini almış ve imparatorluklar geleneğine sırtını dayamış MERKEZ BANKAMIZ uzmanları gereğini yerine getirsinler.