Türkiye'nin dönüm noktası-(TAMAMI)
2007-2011 dönemi, ABD'nin Türkiye'ye yönelik hedeflerinin önündeki engellerin, AKP iktidarı aracılığıyla temizlenmeye çalışıldığı bir dönem olmuştur. Hedef, bölünmenin ve Atatürk Devrimi'nin tasfiyesinin meşrulaştırılması, ülkenin emperyalist planların uygulanmasının doğrudan bir aracı haline getirilmesidir. Bu dönemde başlatılan tüm “açılımlar” sınama adımlarıyla sınırlı kalmış, bütün dikkat ve çabalar “temizlik harekâtı” üstünde yoğunlaşmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, İşçi Partisi ve yurtsever güçlerin etkisizleştirilmesi amacıyla Ergenekon, Balyoz ve benzeri tertiplerin düğmesine Bush'un ofisinde basılmış; bazı muhalefet partileri “kaset operasyonları” ile yeniden şekillendirilirken, PKK ile görüşmeler yürütülmüş; basın yayın kuruluşları, yargı, üniversiteler, sendikalar, meslek odaları ve kitle örgütlerini denetim altına almaya yönelik önlemler uygulamaya konmuştur.
Bu dönem, PKK'nin kuruluşundan bu yana en çok güç topladığı, bölünmenin en hızlı biçimde derinleştiği, Cumhuriyet ve Atatürk Devrimi'nden yana olan güçlere en ağır saldırıların gerçekleştirildiği bir dönem olmuştur. Öte yandan ülkemiz İran, Suriye ve Rusya'ya karşı düşmanlık güden bir konuma itilmiş; Azerbaycan'la arası bozulmuş; Ermenistan, Kıbrıs ve Ege sorunlarında ciddi mevzi kayıplarına uğramıştır. Ülkemiz, böylece toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumaya katkıda bulunacak uluslararası desteklerinden birer birer yoksun bırakılmıştır.
Tek seçenek Devrimci Cumhuriyet
Atatürk Devrimi'nin yıkımı bölücülüğü güçlendirmiş; bölücülüğün elindeki imkanların artması, Cumhuriyet'in yıkımı için uygun bir zeminin yaratılmasında kullanılmıştır. Çünkü bölünmeye karşı Kürdü Türkle birleştirecek tek seçenek Devrimci Cumhuriyet'tir. AKP'nin sunduğu, Kürdü ABD'ye, BOP Eşbaşkanlığı aracılığıyla, tarikat ve cemaatler eliyle bağlama seçeneği, aslında Kürdü bölünme karşısında seçeneksiz bırakmaktan başka bir anlam ifade etmemektedir.
Devrimin de karşı devrimin de anayasası, devrim ya da karşı devrim gerçekleştikten sonra yürürlüğe girer. Ama sorun, gerçekleşmiş bir olgunun adının konmasından ya da kayıt altına alınmasından ibaret değildir. Karşı devrim anayasası, karşı devrimci güçlerin; bölünme anayasası, bölücü güçlerin; Atatürk Devrimi'ni tasfiye anayasası, Ortaçağ güçlerinin önünü açar. Devlet katını ele geçirmeye eşlik eden yıkımın toplumsal yaşama taşınarak eskisine göre kat kat artmasına ve hızlanmasına neden olur.
Türkiye kâğıt üstünde bölünmez
Türkiye gibi bir ülke, kâğıt üstünde varılacak uzlaşmalarla bölünmez. Ama kâğıt üstünde varılacak uzlaşmalar, Türkiye'yi bölünmeye götürecek kanlı iç çatışmaların önünü açar. Atatürk Devrimi, kâğıt üstünde varılacak uzlaşmalarla milletin aklından ve yüreğinden sökülüp atılamaz. Ama kâğıt üstünde varılacak uzlaşmalar, Ortaçağ güçlerinin millete saldırı özgürlüğünün önünü açar.
İçine girdiğimiz dönem, ABD'nin ülkemizdeki “temizlik harekâtı”nın ürünlerini artık zamana yedirilmesine izin vermeksizin toplamaya çalıştığı dönemdir. Hakkâri'de 24 askerimizi şehit verdiğimiz hain saldırı, ABD'nin, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na, bir an önce neyin üstünde uzlaşılması gerektiğini anımsatmak için gönderdiği bir ihtarnamedir. Ama aynı zamanda BOP Anayasası'nda uzlaşmanın Türkiye'yi nereye taşımakta olduğuna dair bir erken uyarı olarak algılanması, ülkemiz için bir dönüm noktasını oluşturacaktır.