Türkiye’nin önündeki tehditler zihnimizdeki takıntılar
Aydınlık, gerçeklerle yüzleştiren gazetedir. Olgularla kavga etmez. Türkiye’nin önündeki sorunları tespit eder ve çözüme odaklanır. Alkış meraklısı değil hakikat savaşçısı olduğu için, öngörü kuvvetiyle maruftur.
Başyazı vurgularına, 2014’ten önceki Ak Parti’nin siyasetleri gösterilerek itiraz ediliyor.
Silivri duvarları sadece tertipçilerin değil siyasetlerinin de üzerine çöktü.
Türkiye “Büyük Ortadoğu Projesi, ılımlı İslam ve açılım” planını bozguna uğrattı ve millileşme sürecine girdi.
Yeni sürecin kavranmasını sağlayamazsak önümüzdeki görevleri belirleyemeyiz.
Süreci yanlış tanımlayan doğru mevziye giremez.
Ekonomi ve güvenlik sorunlarının üzerini atlayarak ulaşılabilecek bir demokrasi yok. PKK’ya belediye vererek, FETÖ’yü okşayarak, ABD’ye göz kırparak teröre “demokratik yol” açmış olursunuz. Arkada bıraktığımız dönemde bu hata yapıldı.
Etnik ve mezhepsel boğazlaşmanın pususundaki ABD’ye en yakın kuvvet, en gerici kuvvettir!
ABD Senatosu’nda “Türkiye’yi kuşatma” oturumları yapılıyorken, Trump “Sizi mahvederim” mesajlarıyla ülkemize gözdağı veriyorken, “soykırım” sopası çekmeceden çıkarılıyorken, S-400 ve F-35 tartışmaları üzerinden bağımsızlığımız tehdit ediliyorken, ekonomik ambargo planları hazırlanıyorken, Fırat’ın doğusuna binlerce TIR’la on binlerce silah yığılıyorken, Doğu Akdeniz’de savaş tatbikatları yapılıyorken ne yapalım? Gerçekle buluşmak için ağacın altında oturup kafamıza elma düşmesini mi bekleyelim?