Türkiye'yi Suriye'nin üstüne süremeyen Obama, Suriye karşısında çaresiz kalır - (TAMAMI)
SEMİH KORAY
Türkiye'yi Suriye'nin üstüne süremeyen Obama, Suriye karşısında çaresiz kalır
Suriye ve Türkiye'nin kader ortaklığının kendini bugünkü kadar güçlü bir biçimde açığa vurduğu başka bir dönem olmamıştır. ABD'nin Ortadoğu'yu yeniden şekillendirme planları, emperyalizme karşı koymanın yolunun, merkezinde Türkiye, İran ve Suriye'nin yer aldığı bir Ön Asya İttifakı'ndan geçtiği gerçeğini adeta dayatıyor.
Polonyalı ünlü matematikçi Polya, “yöntem” kavramını, “birden fazla yerde işe yarayan usul” olarak tanımlıyor. Son zamanlarda Tayyip Erdoğan, ABD yanlısı olmayan hangi bölge ülkesinin liderine “kardeşim” dese, o ülke ABD ve Batı'nın ya saldırısına ya da saldırı tehdidine maruz kalıyor. Bu sefer de Erdoğan aynı lidere “Artık iktidardan çekil kardeşim, yoksa ...” deyip, “kardeşlik gereği” istediği ülkeye sığınma hakkı için aracılık öneriyor.
Suriye-Mısır farkı
Polya'ya göre “yöntem” sayılması gereken bu olgunun ardında yatanı anlamak için, önce Ön Asya ve Kuzey Afrika'daki gelişmelerin hepsini aynı sepete koyan anlayışı irdelemek gerekir. Mısır'ın başında Filistin'e karşı İsrail'le işbirliği yapan ABD yanlısı Hüsnü Mübarek vardı. Suriye Başkanı Beşar Esad'ın en önde gelen özelliği ise, ABD'ye karşı Suriye'nin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü savunup, İsrail'e karşı Filistin Davası'nın mücadelesini vermesi. Mübarek, Tahrir Meydanı'nda mücadele veren kitlelerin üstüne ancak bir avuç develi adamını sürebilmişken, milyonlarca Suriyeli Beşar Esad'a destek için sokaklara dökülüyor.
Türkiye'yi Suriye üstüne süremeyen bir Obama yönetimi, Suriye karşısında çaresiz kalır. Ne Beşar Esad'ı devirebilir, ne de Esad sonrası bir yönetim seçeneği oluşturabilir. Daha düne kadar senede beş-altı kere Beşar Esad'la görüşmesini, iki ülke bakanlıkları arasındaki ortak toplantıları, vizenin kaldırılmasını, Tayyip Erdoğan'ın bölge liderliğinin kanıtı olarak göklere çıkaran holding medyasının şimdi ar damarı çatlamışcasına çarpıtmalara başvurup Suriye'ye karşı savaş tamtamları çalması, tam da bu yüzdendir.
İki aşamalı yöntem: Önce “kardeşim,” sonra “çekil kardeşim”
“Bize bir görev verildi, o görevi yapıyoruz” diyen Eşbaşkan'ın bu görevinin içeriği, iki aşamalıdır. “Kardeşim” Aşamasında, ABD'nin kendisinin doğrudan uygulamasına olanak olmayan “yumuşak güç” yöntemleriyle, ABD adına söz konusu ülke içeriden etkilenerek kıvama getirilmeye çalışılır. “Çekil Kardeşim, Yoksa” Aşaması, aynı ülkenin üsüne ABD adına silahla yürüme aşamasıdır.
İmal edilen “sığınmacılar sorunu” da kullanılarak, Yeni NATO Kavramı uyarınca gelişmelerin Suriye'nin iç işi sayılamayacağı; bölge liderliğine soyununca elini taşın altına koyma gereği; ABD'nin Irak'ı işgali sırasında tezkereyi reddetmekten kaynaklanan sorun ve kayıpları giderme imkanını bu sefer kaçırmama türünden söylemler, bu sürece şimdiden eşlik etmeye başlamıştır.
Türkiye'nin de alet edilerek Suriye'nin parçalanması, sadece Türkiye'nin parçalanmasının provası değil, daha da önemlisi, bu parçalanmaya giden yolda atılmış en önemli adımlardan biri olur.