03 Kasım 2024 Pazar
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkülerin anası Muzaffer Akgün'ü unutmadık

Ekrem Ataer

Ekrem Ataer

Gazete Yazarı

A+ A-

TRT'nin siyah beyaz ama çok daha ''renkli'', tek kanallı ama çok daha içerikli olduğu yıllara yetiştim. Aslında daha öncesini az da olsa yaşamış bir sürecin insanıyım. Babam lambalı radyomuzun eskiyen lambalarını değiştirmek için arkasını açtığında, kardeşimle ''nerede bu insancıklar'' diye merakla içine bakardık. Sabahın ilk saatlerinde çalan gong ve ardından hala kulağımda olan ''Demirbank hayırlı işler diler'' anonsu ve tabii ki ''Halk Hikâyeleri''. Ne yaşamlar öğrendik o halk hikayelerinden.

Radyonun ve televizyonun vazgeçilmezleri ise Fasıl heyetleri ve Yurttan Sesler programlarıydı. O zamanlar memleket; Halk Müziği solcuların, Klasik Türk Müziği sağcıların gibi budalalalıkların ve bölünmüşlüklerin henüz tuzağına düşmemişti. Her evde ruha hoş gelen her şey dinlenirdi. Müzik; sınıf çatışmasını harlayan körük değil, sınıflar arası birleştirici bir görevin öncüsüydü. Alevi Türküsü, Sünni Türküsü değil türkü vardı…

Türkülerin anası Muzaffer Akgün'ü unutmadık - Resim : 1

Hele ki bizim ev muhteşemdi diyebilirim… Müzeyyen ve Safiye hanımların sesleri, Ahmet Sezgin'e, Yıldıray Çınar'ın türküleri, Ali Ekber Çiçek'in deyişlerine, Münir Nurettin Bey'in Endülüs'ü, Darvaş'ın Çigan melodilerine karışırdı. Sevda Aydan'ın liedleri, Sevinç Tevs'in caz nağmelerine harman olurdu.

İnanmamakta ısrar edebilirsiniz ama Anadolu da böyleymiş. Anadolu seyahatlerimde Hamiyet Yüceses'in ''Makber''i ile Zaralı Halil'in ''Bala Beni'' sini aynı evde pikaptan dinlediğimi hatırlarım. Erzincan'da, Diyarbakır'da, Kırşehir'de, Malatya'da, Urfa'da, Edirne'de Çanakkale'de... Nice örneklerini yaşadım
1973’te henüz 10 yaşındayken tanıştığım televizyonda, konser programları ve belgeseller hep favorimdi.

Cumartesi öğleden sonra Erol Pekcan, Sevinç Tevs, Kudret Öztoprak, Tuna Ötenel caz saati, pazar günleri sabahı Hikmet Şimşek, sonrasında James Last Orkestrası, Radyo sanatçılarından kurulu fasıl heyetleri ve tabii ki Yurttan Sesler.

Türkülerin anası Muzaffer Akgün'ü unutmadık - Resim : 2

Yurttan Sesler Bu Toplumun Çimentosudur!

O günlerden kulağımda kalan birçok özel ses vardır; Ümit Tokcan, Ali Ekber Çiçek, Neriman Altındağ Tüfekçi, Zehra Bilir, Turan Engin ve daha niceleri… Ne mutlu bana ki birçoğu ile yoldaş olduk yürüdük, aynı korolarda türküler söyledik, sazlar çaldık.

O yıllarda çocuk kulağıma yerleşen özel bir kadın sesi vardı. Radyolu günlerime yerleşen özel bir ses… ''Yüce dağ başında bir ışık'' olan, ''Kara bahtım kem talihim'' diye seslenen bir ses… ''Ana'' bir ses. Öğüt veren, öğreten, anlatan, sabırlı, kızmayan, ağır başlı, şefkatli … Anadolu gibi bir ses! Ahmet Arif şiirlerinden, Nâzım dizelerinden, Yahya Kemal'in iç ritminden imbiklenmiş gibi sanki. Acıyı da sevinci de ninniyi de halayı da deyişi de Kibele gibi kucaklayan bir ses…

Çocuk dünyamın ''Ana Sesi'' ile yıllar sonra.

Türk Müziği'nin yetiştirdiği belki de en özel seslerinden biri olan Muzaffer Akgün'den bahsediyorum. Sanatçı dostum Elvan Sevim ve asistan arkadaşım İbrahim Denizci ile birlikte Karamürsel'deki mütevazı evine gitmiştik. ''Anadolu'nun kadın sesi'' ile ilk karşılaştığımda ne yapacağımı şaşırmıştım. Karşımdaki insan uzun bir döneme damgasını vurmuş, Türkiye'nin ilk Altın Plak ödüllü, konser sonrasında arabası omuzlara alınmaya çalışılan, yürüdüğü yollara güller serilen gerçek bir yıldızdı.

İlerlemiş yaşına rağmen gencecik ruhu ve bu günlerde çok ihtiyacımız olan nezâketi ile dikkat çeken, tüm yaşadıklarını hiçe sayan bir tevazu çiçeği sanki. Elleriyle dantelli tepsi içinde ikram ettiği çayı içince biraz rahatlamıştım. Sonrasında sık sık telefonla görüşen ana-oğul çizgisine taşımıştık merhabamızı.

Türkülerin anası Muzaffer Akgün'ü unutmadık - Resim : 3

Aydınlık değerlerini unutmaz!

Muzaffer Akgün'ü 9 yıl önce bugün sonsuzluğa ve ölümsüzlüğe yolcu ettik. Sanatçı dostum Elvan Sevim'e bu yazıyı hazırlayacağımı söylediğimde duygularını şöyle ifade etti:

“TRT İstanbul Radyosu'na girdiğimden sonra, sol yanımda oturan ve bana koro içinde hem sesi hem de müzikal disiplini ile örnek olmuş, evine ve evime karşılıklı misafir olduğum, aynı sahneyi paylaştığım bir dostluk örneğiydi. Türk halkının arabasını havada taşıdığı ve konserlerini hınca hınç doldurduğu döneme ben yetişemesem de radyoda herkesten önce gelip koroda yerine ilk oturan kişi olarak sanatına ne kadar önem verdiğini görüyordum.

"Biz notaları fotokopi şeklinde okurken o kendi el yazısı ile deftere alır ve çoğu zaman oradan okurdu. Plaklarının aynı gün satıldığı ve hemen ertesi gün tekrar basıldığını anlatırken gözleri dolardı. O zamanının starı idi ve ben bir starla çok yakın olmanın ayrıcalığını hep hissettim. Bir insan, sesi unutulduğunda ölürmüş ve bizler Muzaffer Akgün ustamızın sesini hep duyarak onu hiç unutmayacağız.”

Muzaffer Akgün neden önemlidir? Her şeyden önce o ve onlar Cumhuriyet'in bize hediye ettiği kadınlarımızdır. Onlar; Dilhayat Kalfa, Leyla Saz, Adile Sultan ve Mehveş Hanım gibi önceki dönem müzisyen Türk kadınlarımızdan aldıkları bayrağı, Cumhuriyet Türkiyesi'ne taşımış öncü kahramanlarımızdır. Neriman Tüfekçiler, İnci Çayırlılar, Sevinç Tevsler, İdil Biretler, Belkıs Aranlar gibi.
Tahminim o ki bugün bu önemli değerimiz için hiçbir hatırlama ve hatırlatma olmayacaktır ne acı değil mi?

Aydınlık aydınlatanlarını unutmaz!

9 yıl önce bugün yitirdiğimiz, Anadolu'nun kadın sesi Muzaffer Akgün'ü bir kez daha hürmetle anıyor, Kültür ve Sanat alanındaki öncü kadınlarımızın önünde ihtiram ile ayağa kalkıyoruz.

TRT Türk Halk Müziği Müzik Aydınlık İstanbul