12 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türk’ün bayrağı

Cem Zeren

Cem Zeren

Gazete Yazarı

A+ A-

BAYRAK rezaletinin ilki Erivan’da yaşandı. Ermenistan’da düzenlenen Avrupa Halter Şampiyonası açılış töreninde Azerbaycan bayrağı ile sahneye çıkan görevlinin elindeki bayrağı tribünden koşarak gelen biri aldı ve salonda herkesin önünde yaktı. Bunu yapan bir deli ya da fanatik değildi. Ermenistan’da tanınan bir modacı, Aram Nikolyan’dı. Tutuklandı mı? Hayır. Ceza alacak mı? Göreceğiz. Ermeniler, Amerikalılar, Fransızlar heykelini dikecek mi? Bunu da göreceğiz. Avrupa Halter Federasyonu’ndan (EWF) ses yok. Ermenistan’a ceza verecek mi? Verirse nasıl bir ceza verecek?

Aram Nikolyan, Ermenistan’da kahraman oldu. Açıklamaları tüm Ermeni haber kanallarında. Erivan’da Azerbaycan bayrağı dalgalanmasına izin verilemezmiş. Ermeni Spor Bakanlığı da Azerbaycanlı sporcuların can güvenliğine dair tüm güvenlik önlemlerinin alındığını iddia etti. Daha podyumdaki görevlinin elindeki bayrağı koruyamıyorlar, podyumdaki sporcuyu nasıl koruyacaklar? Bayrağı yakanı kahraman gibi yüceltiyorlar, Azerbaycanlı sporcuya saldıranı kim bilir nasıl yüceltirler!

Bu olay üzerine Azerbaycan şampiyonadan çekildi. 2024 Paris Olimpiyatları’na katılım için önemli olan bu turnuvadan Türkiye de çekilmeli miydi? Şampiyonadan çekilmek, Paris 2024 yolunda sporcularımızı cezalandırmak olurdu. Azerbaycanlı sporcular, şampiyonayı terk ederken sporcularımıza kendileri için kazanmalarını da söylemişti. Böyle bir olay Türkiye’de yaşansa, güvenlik zafiyeti nedeniyle şampiyona ertelenirdi. Halter Federasyonumuzun yapması gereken, turnuvanın ertelenmesi için baskı yapmak olmalıydı. Turnuva ertelenmedi. Olimpiyat elemelerinde bu şampiyona yüzünden çalınan puanlar en üst düzeyde Azerbaycanlı haltercilere verilmeli. Bundan sonra Türkiye ve Azerbaycan; bu olayı gerekçe göstererek Ermenistan’ın herhangi bir spor organizasyonuna ev sahibi olmasını engellemeli.

CEZA OLMAZSA KISAS OLMALI

EWF’nin Ermenistan’a vereceği ceza önemli. Eğer Ermenistan’a caydırıcı bir ceza verilmezse, önümüzdeki sene Antalya’da düzenlenecek Avrupa Halter Şampiyonası’nda aynı olayın yaşanması nasıl engellenir? İzmir’in işgali sırasında, Konstantin’in Türk bayrağını ayakları altına aldığı İplikçizade Köşkü’nde Mustafa Kemal, önüne serilen Yunan bayrağını kaldırtarak dünyaya bir ders vermişti. Yıllardır bu dersi anlamayanlara anlayacakları dilden ders verilmeli. Bu olaydan dolayı Ermenistan hak ettiği cezayı almazsa; aynı olay önümüzdeki sene Antalya’da yaşanmalı! EWF’nin vereceği karar bu yüzden önemlidir!

Talat Paşa’yı sırtından vuran Ermeni katil Soğoman Tehliryan, Almanya’da çıktığı mahkemede Talat Paşa’yı öç almak için tasarlayarak öldürdüğünü anlattı. Alman Mahkemesi bir saat içinde Tehliryan’ı suçsuz buldu. ABD’de, Kaliforniya’da; Ermeni Mezarlığı’nda ABD ve Ermenistan bayrakları arasında Tehliryan için kocaman bir anıt yapıldı. Fransa’da, Marsilya’da; Tehliryan’ın adı bir meydana verildi. Meydanda bulunan anıtta Tehliryan için “Ermeni Adalet Sağlayıcı” ifadesi kullanıldı. Talat Paşa’yı ödlekçe sırtından vuran bir katil yüceltilirse, bir modacı da Azerbaycan bayrağını yakarak kahraman olmak ister. Nikolyan’a Azerbaycan bayrağını yakma cesareti verenler; Talat Paşa’nın katilini serbest bırakan Almanlardır, bu adi katil adına anıt diken Amerikalılardır, bu adi katilin adını meydana veren Fransızlardır. Bunları gören modacı da Türk’ü vurmanın, Türk bayrağı yakmanın moda olduğunu göstermek ister. Birkaç hafta önce, Milli Futbol Takımımızın Erivan’da oynadığı karşılaşmada Nemesis pankartları açıldı. Bu modacıya ve ona cesaret verenlere; Nemesis ve Asala cinayetlerinin modasının geçtiğini; UEFA ve EWF, vermesi gereken cezalarla göstermeli. 2020’de, yöneticisi sosyal medyada ırkçı bir ileti paylaştı diye Azeri kulüp Karabağ’ı cezalandıran UEFA, cinayeti kışkırtan Nemesis pankartı nedeniyle Ermenistan’a ceza vermeli. EWF, yakılan Azerbaycan bayrağı nedeniyle Ermenistan’a ceza vermeli. Nikolyan da özür dilemeli!

KIZLARIMIZDAN ALTIN YANIT

Bu rezalete en güzel yanıtı 19 yaşındaki Cansu Bektaş ve Gamze Altun verdi. 45 kilodan hafif kızlarımızın kocaman yürekleri vardı. Cansu, Avrupa Gençler rekorlarını kırarak 3 altın aldı. Madalyasını Azerbaycanlı sporculara hediye etti. Antrenörü, kamptayken öncesinde Cansu’nun babaannesini kaybettiğini ve Cansu’nun kampı terk etmediğini söyledi. Babaannesinden bahsetmeyen Cansu, yaşlı gözlerle turnuvaya gelirken madalyasını babaannesi ve dedesi için almayı planladığını ama Azerbaycan bayrağının yakılması sonrası madalyasını Azerbaycanlı kardeşlerimize adadığını söyledi. Cansu; ulusumuza, ulusal bir konunun bireysel kayıplarımızdan çok değerli olduğunun dersini verdi. Federasyonlarımızın yöneticileri, sporcularımıza İstiklal Marşı çalınırken nasıl durulacağını öğretmeli. Artık kürsüde Amerikan Selamı ya da rahat duruşta İstiklal Marşı söylenmeyeceğini öğrenmeliyiz. Silkmede iki kızımız birbirleriyle mücadele etti. Gamze gümüş aldı. Avrupa’da Türk kadınının karşısında sadece Türk kadını durabiliyordu. Tıpkı Cansu ve Gamze’nin mücadelesi gibi, basketbol ve voleybolda kulüp düzeyinde en büyük kupalarda finali oynayanlar Türk kulübüydü.

ÇEK DE ERMENİ GİBİ ÖZÜR DİLEMELİ

Kadınlar Euroleague Dörtlü Finali Prag’da yapıldı. Nato’nun kurucularından daha Natocu olan Varşova Paktı’nın küçük ülkeleri beni hiç şaşırtmıyor. Çek Cumhuriyeti’ndeki yarı finalde Prag’ı 20 sayı farkla yenen Çukurova’nın basketbolcularına taraftarlarca verilmek istenen Türk bayrağı önce salondaki görevli tarafından engellendi, oyuncumuz Sinem Ataş tribünden bayrağı alınca bayrağımız elinden çekildi. Hiçbir spor organizasyonunda böyle rezalet görmedim. Türk bayrağı sanki terörist bir sembol, Türkiye Cumhuriyeti sanki terörist bir organizasyon. Bu rezalet ne başkanı Türk olan FIBA’nın, ne ev sahibi Prag yöneticilerinin özrü ile geçiştirilebilir. Çek Büyükelçi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılıp, Çek Cumhuriyeti’nden özür dilemesi istenmelidir. Türk bayrağını basketbolcularımızın elinden alıp tribüne fırlatan o gözlüklü sözde görevli hesap vermelidir, şahsen Nikolyan gibi özür dilemelidir. Çukurova’nın Türk ya da yabancı tüm oyuncuları formalarındaki Türk bayrağını görevliye gösterip çirkin hareketi protesto etti.

Finalde Fenerbahçe karşılaşmayı farklı kazandı ve şampiyon oldu. Bu sefer basketbolcularımızın elinde Türk bayrağı vardı. Tıpkı geçen seneki İstanbul’daki finalde Sopronlu oyuncuların elinde Macar bayrağı olması gibi. Ancak, şampiyonluk kürsüsüne Türk bayrağı ile çıkmadık. Halbuki, Sopron’da Ekaterinburg şampiyon olduğunda kürsüde ellerinde Rus bayrağı vardı. Bu olaylardan sonra, kürsüde Türk bayrağını görmeliydik. Bu sene kadın basketbolda ülkemizi temsil eden Çukurova, Hatay, Orman Gençlik, Nesibe Aydın ve Botaş’ın formasının göğüs kısmında Türk bayrağı varken; Fenerbahçe, Galatasaray ve Bursa Belediye’nin formalarında Türk bayrağı bulunmuyordu. Basketbolda erkekler Euroleague ve EuroCup’ta ülke bayrağı formanın ense kısmında bulunurken, FIBA Şampiyon Kulüpler Yönetmeliği’nin 1.5 maddesine göre formada ülke bayrağı bulunması yasak. Europa Cup ve kadın turnuvalarında bu konuda zorunluluk ya da kısıtlama yok. Ülkemizi her branşta temsil eden kulüplerimizin formalarında, katıldıkları şampiyonanın standartlarına uygun şekilde Türk bayrağı bulundurması zorunlu olmalı. BCL’nin 1.5 maddesi gibi saçma kısıtlamalar da kaldırılmalı. Avrupa kupalarına katılan her kulüp ülkesini temsil ediyor!