Tüylerim diken diken!-(TAMAMI)
Bir muhtıra hikayesi (1)
TBMM Başkanı Cemil Çiçek iyi bir hukuk adamdır. Sayın Çiçek bir takım düşüncelerini art arda sıralayarak, bir “Milli Mutabakatın sağlanması” için TBMM Başkanı olarak değil sade milletvekili olarak kamuoyuyla paylaşıyorsa, bu işlemin adı nedir?
Bu soruya yaşadığım olaylardan aldığım yanıt şudur: Bu uygulamanın adı ‘Muhtıradır’ ve kimilerine başka bir muhtıralı süreci çağrıştırmaktadır.
Onun için Sayın Bülent Arınç’ın Çiçek’in söylediklerine hemen karşı çıkması ve arkasından AKP’den çatlak sesler çıkması da bir başka soruyu akla getiriyor. Sayın Arınç “Tüylerinizi diken, diken olmasına gerek yok” dese de doğrusu benim tüylerim diken diken oluyor!
Önce şu “Muhtıra” sözü ne anlama geliyor ona bakalım:
“Muhtıra”: Hatırlatma- uyarı- önemli iç ve dış politika alanında hazırlanan ve sunulan tezkere” ( Kaynak- Osmanlıca-Türkçe ansiklopedik lügat)
Bir başka açıklama da Redhouse’dan: “Diplomatik nota-memerandum- bir nota vererek uyarma”
Ne tarafından bakarsak bakalım şu muhtıra adı verilen nesne bir çeşit uyarı, hatırlatma ve dikkat çekmek anlamına geliyor.
İşte benim tüylerimi diken, diken eden, bir muhtıralı hayatın içinde 8 ay yaşamış olmam. O yaşam tarzının sakıncalarını bir kitapta anlatmıştım. (Bkz -12 Mart ve Nihat Erim Olayı- 7 GÜN Yayınları )
İşte size muhtıra
Sanırım 1968 yılının sonlarıydı.
Çalıştığım gazetedeki odama sonradan DYP Bursa Milletvekili olan arkadaşım Fethi Akkoç girdi ve şöyle dedi:
“- Abi! Sana bir duyumumu haber vereceğim. Komşum olan ve Amerikalılar’la çalışan bir albaydan aldığım haber şu: Sayın Başbakan Demirel bir muhtırayla istifa ettirilecek yerine de Prof. Nihat Erim getirilecek.”
Hayret içinde masamdan kalkarak :
“- Olmaz öyle şey! Nihat Bey CHP milletvekili...” Fethi kendinden emin yanıtladı:
“- Peki Abi! Ben sana haber vermiş olayım da..” Sonradan öğreniyorum ki, ben gazeteden ayrılıp Hürriyet’e geçtiğim sıralarda aynı bilgi Fethi tarafından Orhan Koloğlu’na da verilmiş.
O muhtıra; bir 12 Mart günü (1971)’de geldi. İsmet Paşa’dan izin alan yakın dostum Prof. Erim o muhtıradan sonra istifa eden AP hükümetinin yerine kurulacak “Partiler üstü Hükümetin” Başbakanı olarak 26 Haziran günü Çankaya tarafından atandı. Muhtıra verildiği sıralarda rahmetli Ali İhsan Göğüşle birlikte Sayın Erim’in Çankaya Posta Caddesi’ndeki Erim Apartmanı’nın evine gittik. Kapıyı açan Senatör Sadi Koçaş bana: “-Seni gökte ararken yerde bulduk!” diyordu. Erim bana:
“-Seninle beraber çalışacağız!” dediğinde gene işsizdim ve şaşırmıştım. Geçelim.
Elbette zemin hazırlamak için
Meclis’e döndük ve İhsan Abi’yle basın bürosunda muhtıra haberlerini bir kez daha okuduk. Gazeteler şöyle diyordu:
“Parlamentonun süregelen tutum görüş ve icraatının yurdu anarşi ve kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluk içine soktuğunu gören TSK adına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyicioğlu imzalarını taşıyan bir muhtırayı Cumhurbaşkanı’na, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi Başkanlarına vermişlerdir.” Arkasından muhtırada yazılı istekler sıralanıyordu:
1- Parlamento ve hükümet süregelen tutum görüş ve icraatlarıyla yurdumuzu anarşi ve kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk’ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak umudunu kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği bir tehlike içine düşürülmüştür.
2- Türk Milleti’nin ve sinesinden çıkan TSK’nın bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ümitsizliği giderecek çarelerin partiler üstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirerek mevcut anarşik durumu giderecek ve anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir”
Son maddeyi yazmaya gerek yok. O 3. madde muhtıranın uygulayacağı yaptırımı anlatıyordu.
O hükümet ABD Milli Savunma Bakanı Mc Namara’dan izin de alınarak dışarıdan bazı ünlü ekonomistler ve parlamentoda grubu bulunan partilerden de alınan üyelerle kuruldu.
Bir süre sonra Başbakan Erim tarafından göreve çağrıldım. O görev ancak 8 ay sürmüş ve muhtırada yazılanların olamayacağına inanan 11 Bakan ve 2 AP’li Bakanın ayrılmasından sonra ayrılmıştık. Muhtıra elbette bir nedene ve oluşuma zemin hazırlamak için verilebilir! Ülkeye ne getirir ne götürür isterseniz onu yarın özetleyelim.
Yarın: 12 Mart’ın götürdükleri