Üçüz açık ve kırılganlık
Geride bıraktığımız hafta içinde açıklanan bazı veriler, Türkiye ekonomisinin 2017 yılına ilişkin görünümünü biraz daha belirginleştirdi. Bir önceki yıla göre net turizm gelirleri 4 milyar dolar artarken, dış ticaret açığı kontrolsüz bir şekilde genişleyerek 76.7 milyar dolar seviyesini aşmış. Piyasa eğilimlerinden bağımsız olarak, büyüyen dış finansman ihtiyacı nedeniyle ekonomik kırılganlığın artmaya devam ettiği gerçeği iyice belirginleşmiş.
Ekonomik büyümeyi zorladıkça dış ticaret açığı artıyor ve bu yapısal anormalliği ortadan kaldırmak için gerekli kararlılık yaratılamıyor. Sürdürülebilir olmayan bu durum, küresel koşullara ilişkin belirsizlik arttıkça sıkıntı yaratıyor; gerek fiyat istikrarını ve gerek ise finansal istikrarı korumak zorlaşıyor. Net turizm gelirlerinin artması bu olumsuzluğu telafi etmeye yetmiyor; döviz kurları ile faizlerin dalgalı bir şekilde yükselmesini önlenemeye çalışmak sorunların ağırlaşmasını hızlandırıyor.
Son yarım yüzyılda yaşadığımız ekonomik krizlerin tümünde, dış finansman ihtiyacının karşılanmasındaki sıkıntılar belirleyici olmuş. Uluslararası Para Fonu ile birlikte yürütülen programlar, bu olumsuzluğun kalıcı olarak gündemimizden çıkmasını sağlayamamış. Her kriz sırasında ekonomi daralmış, enflasyon ve işsizlik patlamış. Yaşanacak sıkıntıları geciktirmek yönündeki zorlamalar, ödenecek faturaları ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramamış. Her bir kriz gelir ve servet dağılımını bozmuş, bu durum yapısal sorunu çözme iradesini kurutarak içine düştüğümüz kısır döngüyü büyütmüş.
OLUMSUZLUKLAR TESADÜF DEĞİL
Hemen yukarıda kısmen özetlediğimiz deneyimler, bazı olumlu gelişmelere sevinmeyi anlamsızlaştırıyor. Ekonomik büyümenin ivmelenmesi, işsizliğin azalması, ihracatın ve net turizm gelirlerinin artması önemlidir; fakat sonuçta kırılganlık artışı yaratıyor ve sorunları ağırlaştırarak güven bunalımını derinleştiriyor ise, tehlikenin arttığını ciddiye almak gerekir. İçeride siyasi irade ile kurumsal yapının, geniş kesimleri bir süre için aldatabilmiş olması gelecek açısından büyük sıkıntıların sebebi olabilir.
Enflasyon baskılarının güçlenmesi, cari açığın yeniden genişlemeye başlayarak dış finansman gereksinimini artırması, bütçe açığının artması, döviz kurları ile faizlerin dalgalı bir şekilde yükselmesi gibi olumsuzlukların eşanlı ortaya çıkması tesadüf değildir. Aşırılıkların zorlandığı ve buna bağlı olarak kırılganlıkların arttığı anlamındadır. Piyasaların farklı sebepler ile bu gerçeği geçici bir süre için görmezden gelmesi durumun ciddiyetini azaltmaz.
Ekonomimiz üçüz açığa sahip oldukça sorunlu bir yapı sergilemektedir. Cari açığın gayri safi yurtiçi hasılaya oranı, 2017 senesi genelinde yüzde 5.5 düzeyini açmış olabilir. Büyümeyi zorlamak adına maliye politikasının gevşetilmesi, bütçe açığının da yeniden yükseliş eğilimine girdiği anlamındadır. Tasarruf-yatırım dengesi açığı da genişlemektedir; döviz kuru ve faizlerdeki artış bu olumsuzluğun sonucu niteliğindedir. Gerek kamu finansman ihtiyacı ve gerek ise dış finansman gereksinimi kontrolsüz bir biçimde genişlemektedir. Son yarım asır genelinde ve her kriz öncesinde yaşanan olumsuzlukların, benzer şekilde tekrarlandığı unutulmamalıdır.
GERÇEKLERİN AĞIRLIĞI
Küresel düzeyde risk alma isteğinin Ocak ayı genelinde olduğu gibi güçlü olması durumunda, sorunların ağırlaşması pahasına bir süre daha gün kurtarılabiliyor olabilir. Ancak durumun değişmesi durumunda, gerçeklerin dayanılmaz ağırlığı yoğun bir şekilde hissedilebilir. Kamu ve dış finansman ihtiyacının karşılanmasındaki sıkıntılar bilançoları yıpratarak gelişmelerin kontrolden çıkmasına sebep olabilir.
2018 yılının Ocak ayı geneline yansıyan bazı eğilimler, çok dikkatli olmayı gerektiriyor. Küresel ölçekte tahvil getirilerinde yaşanan yükselişler, olumlu düşünmeyi olanaksızlaştırıyor. Bu durum öncelikle Türkiye benzeri, üçüz açığı olan ve ciddi finansman ihtiyaçları bulunan ekonomileri tehdit ediyor. Finansal piyasaların riskten kaçınma eğiliminin sahne almasını biraz daha geciktirmek adına, fiili durumu büyüme ile açıklamaya çalışması ve eğilimleri aksi yönde zorlaması durumu düzeltemiyor.