23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ukrayna krizinin dersleri: ABD karşısında kararlılık sonuç verir

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Ukrayna meselesinde ABD’nin düştüğü durumu çok güzel tasvir eden bir gelişme oldu. ABD Dışişleri’nde en şahin takımdan olan Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Victoria Nuland, Washington’un bir numaralı stratejik düşmanı ilan ettiği Çin’i, Rusya’ya karşı yardıma çağırdı. Nuland 27 Ocak’ta, şunları söyledi: “Pekin'i diplomasiyi teşvik etmek için Moskova üzerindeki etkisini kullanmaya çağırıyoruz, çünkü Ukrayna'da bir çatışma olursa bu Çin için de iyi olmayacak.”

ABD şahini Nuland’ın bu açıklaması, Amerikalı birçok yorumcu tarafından “ABD’nin Rusya’ya karşı bilek güreşinde iflas ettiğinin ispatı” olarak değerlendirildi.

İSTİKRARSIZLIĞIN KAYNAĞI

Peki ne oldu? Washington, Rusya’yı sıkıştırmak ve geri adım attırmak için Ukrayna’da krizi tırmandırdı. Aylardır hiçbir kanıta dayanmadan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğine ilişkin resmi açıklamalar yapıldı, her gün bu doğrultuda yüzlerce haber servis edildi. Rusya ise bu iddiayı en başından itibaren yalanladı. Daha önemlisi esas saldırgan ve istikrarsızlığı yaratan tarafın ABD olduğunu ortaya koyan adımlar attı. Önce ABD ve NATO’dan güvenlik garantileri istedi. Bu güvenlik garantilerini yazılı olarak sundu ve kamuoyuna açıkladı.

ABD, Rusya’nın Avrupa güvenliğini tehdit ettiği iddiasını, propagandasının merkezine oturtmuştu. Çünkü asıl mesele, Avrupa’nın ABD’den uzaklaşırken Rusya ile yakınlaşmasını önlemekti. Bu taleplerden görüldü ki, Rusya hem kendi hem Avrupa hem de toplam olarak dünyadaki güvenlik ve istikrar için, daha önce yapılan anlaşmalara bağlılığını teyit ederek garantiler talep ediyordu.

Rusya, ABD ve NATO ile masaya oturdu ve taleplerini yineledi. 26 Ocak’ta ABD’nin Moskova Büyükelçisi, Rusya’nın güvenlik garantisi taleplerine dair Washington’ın cevabını içeren mektubu Rusya Dışişleri Bakanlığı’na teslim etti. Rusya bütün taleplerini açıklarken, ABD’nin mektubun içeriğini açıklamaması dikkat çekti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, mektubun içeriğini açıklamayacaklarını belirtti ve “Rusya’ya gönderdiğimiz mektup kamuoyu önünde söylediklerimizin tekrarıdır. Belge, ABD ve müttefiklerinin endişelerini içeriyor. Cevabımız ABD'nin diyaloğa açık olduğunu ve diplomasiyi tercih ettiğini yansıtıyor” dedi.

ZELENSKY’DEN BATI’YA: PANİK YARATMAYIN

ABD’nin bu savaş kışkırtıcılığı, öylesine desteksiz ve temelsizdi ki, bırakın Avrupalı müttefiklerini yanına çekmeyi, Ukrayna’nın bile homurdanmasına neden olacak bir noktaya gelmesine neden oldu. Ukrayna’nın Devlet Başkanı Zelensky, bugünlerde yaşanan askeri sevkiyatın, geçen yılki bahar aylarında gerçekleşene göre daha büyük bir tehdit yaratmadığını belirtti. Dahası Zelensky, Batılı ülkeleri Rusya ile artan gerilimle ilgili olarak panik yaratmamaya çağırdı ve ABD, İngiltere ve Avustralya’nın diplomatlarını Ukrayna’dan çekme kararını eleştirdi.

Almanya ve Fransa, Rusya ile ABD ve NATO’dan bağımsız bir görüşmeler süreci izlenmesini istiyor. Nitekim Rusya, Ukrayna, Almanya ve Fransa’nın oluşturduğu Normandiya formatında görüşmeler yapıldı ve önümüzdeki haftalarda yeni görüşmeler olacak.

Yine Hırvatistan, Polonya, Bulgaristan ve diğer Doğu Avrupa ülkeleri, krizin bir an önce sona erdirilmesini bekliyor.

REİSİ RUSYA’DA

Batı’da bu gelişmeler olurken, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Rusya’ya gitti. Reisi’nin ziyareti Çin, İran ve Rusya’nın, Umman Körfezi'nde ortak deniz tatbikatına denk gelmesi bakımından da dikkat çekiciydi. Resi, Putin ile yaptığı üç saatlik görüşmenin başında Rusya ile İran arasındaki yenilenen ilişkinin “kısa vadeli ve döneme özgü değil, kalıcı ve stratejik olması” gerektiğini vurguladı. Resi’nin ziyareti sırasında İran tarafı, iki ülke arasındaki anlaşmanın yenilenmesini içeren belgeyi Rus muhataplarına iletti. Belge, 10 yıllık süreyi kapsayan ve daha sonra iki kez beşer yıl uzatılan 2001 yılındaki anlaşmanın 20 yıllığına uzatılmasını öngörüyor. Bu adım, Tahran’ın Pekin ile Mart 2021’de, İran'ın Kuşak ve Yol Girişimi’ne katılımını da kapsayan 25 yıllık iş birliği anlaşmasından sonra atılmış çok önemli bir iş birliği. Böylece İran, Rusya ve Çin ile stratejik ilişkiyi uzun vadeli olarak geliştirmiş oluyor.

Avrasya’daki gelişmeleri yakından izleyen Pepe Escobar’ın belirttiğine göre, “20 yıllık yeni stratejik ortaklığın önemli bir unsuru, bankalar arasındaki küresel mesajlaşma sistemi SWIFT ile rekabet etmek için tasarlanmış Avrasya merkezli bir takas ağı olacak.”

Escobar, şu bilgileri veriyor: “Rusya, İran ve Çin (RIC) ile başlayan bu mekanizma, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), Avrasya Ekonomik Birliği, ASEAN, BRICS ve diğer bölgesel ticaret/güvenlik örgütlerinin üye ülkelerini birleştirme potansiyeline sahiptir. Tüm bu aktörlerin birleşik jeoekonomik ağırlığı, kaçınılmaz olarak Küresel Güney ve hatta Avrupa'daki pek çok başka ülkeyi de çekecektir.

Temel zaten var. Çin, 2015 yılında yuan kullanarak Sınır Ötesi Bankalararası Ödeme Sistemini (CIPS) başlattı. Rusya, Finansal Mesajların Transferi Sistemini (SPFS) geliştirdi. İkisini birbirine bağlayarak bağımsız bir Rus-Çin finans sistemi kurmak sorun olmamalı. Asıl soru, standart para birimini - muhtemelen yuan'ı seçmektir. Sistem çalışır duruma geldiğinde, bu, Rusya ile ticareti artırmayı fena halde isteyen ancak ABD yaptırımları nedeniyle sakat kalan İran için mükemmel. İran zaten ticaret anlaşmaları imzaladı ve hem Rusya hem de Çin ile uzun vadeli stratejik kalkınma ortaklıkları kurdu” (UNZ, 21 Ocak 2022).

KRİPTO UNSURLAR İLE SÖZDE ANTİ-AMERİKANCILAR

Tüm bu gelişmeleri birlikte değerlendirdiğimizde sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Sözümona anti-Amerikancılık adına, ABD’nin esip gürlemesine bakarak yapılan analizler ile kripto Amerikancıların “ABD’yi karşımıza almayalım” propagandasıyla Türkiye’yi girdiği rotadan çıkarma doğrultusundaki eylemleri Washington çıkarlarına hizmet etmeye yarıyor.

Şartlar, ABD’nin lehine değildir.

ABD karşısında kararlı tutum sonuç vermektedir.