Ukrayna’da sermayenin işgali
Geçen hafta, Ukrayna'ya borç veren yabancı özel kuruluşlar, ülkenin yaklaşık 20 milyar dolarlık dış borç ödemelerinin iki yıl süreyle dondurulması talebini kabul etti. Böylece Ukrayna yurtdışına olan borçlarında temerrüde düşmekten kurtulacak. Sadece iki yıllığına da olsa, borç sıkıntısı içinde olan diğer ‘gelişmekte olan ekonomilerin’ aksine, yabancı tahvil sahipleri Ukrayna'ya yardım etmekten mutlu görünüyorlar. Bu hamle sayesinde Ukrayna, iki yılda 6 milyar dolar tasarruf sağlayacak ve ciddi miktarda dış yardıma rağmen bugüne kadar yüzde 28 düşen merkez bankası rezervleri üzerindeki baskıda bir rahatlama yaşayacak.
BATI CÖMERTLİĞİNİN BEDELİ
Ukrayna ekonomisi, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, çaresiz bir durumda. 2022'de reel GSYİH'nin yüzde 30'dan fazla düşmesi ve işsizlik oranının yüzde 35 olması bekleniyor (Constantinescu ve diğerleri 2022, Blinov ve Djankov 2022, Ukrayna Ulusal Bankası 2022). Ukrayna Maliye Bakan Yardımcısı Yuriy Butsa, “Ülkemiz için böylesine korkunç bir zamanda borç erteleme teklifimize özel sektörün verdiği destek için minnettarız.” diyor. Butsa ayrıca “Yatırım topluluğuyla daha sonra tamamen meşgul olmaya devam edeceğiz ve savaşı kazandıktan sonra ülkemizin yeniden inşasının finansmanına katılmalarını umuyoruz.” diye konuştu.
Aslında Butsa, yabancı alacaklılar tarafından bu sınırlı cömertlik için ödenecek bedeli ortaya koymaktadır: Yabancı çok uluslu şirketlerin ve hükümetlerin, Ukrayna kaynaklarını, herhangi bir kısıtlama ve sınırlama olmaksızın kontrol altına alma talebinin hızlanması.
AVRUPA’NIN TAHIL AMBARI
32 milyon hektar ekilebilir zengin ve verimli kara toprağı (“cernozëm” olarak bilinir) ile Sovyet sonrası Ukrayna, Avrupa Birliği'ndeki mevcut tarım arazilerinin üçte birine sahiptir. “Avrupa'nın ekmek sepeti” olarak adlandırılan Ukrayna, dünyanın en büyük arpa, buğday ve ayçiçek yağı üreticilerinden biri olarak yıllık 64 milyon ton tahıl ve tohum üretimine sahipti (ayçiçek yağında dünyanın yaklaşık yüzde 30'unu üretmekteydi).
Kısmi iç savaş, Maidan isyanı ve Kırım'ın Rusya tarafından ilhakıyla çıkan çatışmayı körükleyen de kısmen kaynaklarının planlı olarak ele geçirilmesi olmuştur. Oakland Enstitüsü'nün ana hatlarıyla belirttiği gibi, sınırsız özelleştirmeyi sınırlamak için 2001 yılında yabancılara arazi satışına ilişkin bir moratoryum uygulanmıştı. O zamandan beri, bu kuralın kaldırılması Batılı kurumların ana hedefi olmuştur. Örneğin, 2013 yılında Dünya Bankası, devlete ait ve kooperatif arazilerinin ticarileştirilmesi için ihtiyaç duyulan bir tapu programının geliştirilmesine 89 milyon dolarlık bir kredi sağladı. 2019 Dünya Bankası raporunun sözleriyle, amaç “tarımda özel yatırımın hızlandırılması” idi. O zamanlar Rusya tarafından Batılı çokuluslu şirketlerin girişini kolaylaştıran bir arka kapı olarak kınanan bu anlaşma, Ukrayna tarlalarında GDO’lu ürünlere yönelik açık bir açılım olan “biyoteknolojilerin kullanımı da dahil olmak üzere… modern tarımsal üretimin” teşvik edilmesini içeriyor.
YABANCILARIN ELİNDE MİLYARLARCA HEKTAR
Yabancılara arazi satışına ilişkin moratoryuma rağmen, 2016 yılına kadar on çokuluslu tarım şirketi 2,8 milyon hektarlık dev bir araziyi kontrol etmeye başlamıştı. Bugün, bazı tahminler yabancı şirketlerin ve yabancı fonlu Ukraynalı şirketlerin hissedar olarak elinde 3,4 milyon hektar tuttuğunu ortaya koyuyor. Diğer tahminler ise 6 milyon hektar kadar yüksektir. ABD Dışişleri Bakanlığı, IMF ve Dünya Bankası'nın defalarca kaldırılması için çağrıda bulunduğu satışlara ilişkin moratoryum, 2024'te yapılması planlanan konuyla ilgili nihai referandum öncesinde, nihayet 2020'de Zelenskiy hükümeti tarafından yürürlükten kaldırıldı.
Şimdi savaş ülkeyi ezmeye devam ederken, Batı hükümetleri ve şirketleri, Ukrayna’yı ve zengin kaynaklarını Batı’nın kapitalist ekonomilerine dahil etmek için planlarını hızlandırdı. ABD, Avrupa Birliği, İngiltere, Japonya ve Kore’nin üst düzey yöneticileri 4-5 Temmuz 2022’da İsviçre’de “Ukrayna İyileştirme Konferansı” (URC) düzenlendiler.
DAYATILAN NEOLİBERAL PROGRAM
URC'nin gündemi açıkça ülkeye siyasi değişiklikler dayatmaya odaklanmıştı: “piyasa ekonomisinin güçlendirilmesi”, “yerelleşme, özelleştirme, devlete ait işletmelerin reformu, toprak reformu, devlet yönetimi reformu” ve “Avrupa-Atlantik entegrasyonu.” Gündem, gerçekten de Ukrayna'nın sağ kalan kamu sektörünün çoğunun özelleştirilmesinin önemini vurgulayan ve “reformun nihai amacının devlete ait işletmelerin özel yatırımcılara satılması” olduğunu belirten 2018 Ukrayna Reform Konferansı'nın bir devamıydı. Çağrıları “daha fazla özelleştirme, kuralsızlaştırma, enerji reformu, vergi ve gümrük reformu”ydu. “Hükümet Ukrayna'nın en büyük varlık sahibidir.” diye yakınan raporda, “Ukrayna ekonomisinin kamu sektörü 1991'den beri büyük ölçüde değişmediği için özelleştirme ve KİT'lerde reform uzun zamandır bekleniyordu.” denilmişti.
İşin ironik tarafı, 2018 URC planlarına çoğu Ukraynalı tarafından karşı çıkılmasıdır. Bir kamuoyu yoklaması, halkın sadece yüzde 12,4'ünün devlete ait işletmelerin (KİT) özelleştirilmesini desteklediğini, yüzde 49,9'unun ise buna karşı çıktığını tespit etti. (Yüzde 12 kayıtsız kalırken, yüzde 25,7'si cevap vermedi.)
ZELENSKİY BOYUN EĞDİ
Ancak, savaş her şeyi değiştirebilir. Haziran 2020'de IMF, Ukrayna ile 18 ay vadeli 5 milyar dolarlık bir kredi programını onayladı. Ukrayna hükümeti ise karşılığında uluslararası finans kuruluşlarının sürekli baskısının ardından, devlete ait tarım arazilerinin satışına ilişkin 19 yıllık moratoryumu kaldırdı. Ukrayna Kırsal Kalkınma Ağı’ndan Olena Borodina, “tarım şirketlerinin çıkarları ve oligarklar bu tür bir reformdan en büyük faydayı sağlayan kesim olacaktır. Bu reform, yalnızca küçük toprak sahibi çiftçilerin daha da kıyıya itilmesine yol açacak ve onları en değerli kaynaklarından koparma riskini ortaya çıkaracaktır.” yorumunu yapıyor.
Ve şimdi temmuz ayındaki İyileştirme Konferansı, Zelenskiy hükümetinin tam onayı ile Ukrayna ekonomisini sermaye için devralma planlarını yeniden vurguladı. Toplantının sonunda, mevcut tüm hükümetler ve kurumlar Lugano Bildirisi adı verilen ortak bir açıklamayı onayladılar. Bu bildirge, Ukrayna hükümeti tarafından kurulan “Ulusal İyileştirme Konseyi” tarafından hazırlanan “Ulusal İyileştirme Planı” ile desteklendi.
ÖZELLEŞTİRME VE İŞÇİ HAKLARININ TIRPANLANMASI
Bu plan, “kritik olmayan işletmelerin özelleştirilmesi” ve “KİT'lerin şirketleştirilmesinin tamamlanması” (devlete ait işletmeler) dahil olmak üzere bir dizi sermaye yanlısı önlemin savunuculuğunu yaptı. Örneğin Ukrayna'nın devlete ait nükleer enerji şirketi EnergoAtom’un satılması hedef olarak belirlendi. "Özel sermayeyi bankacılık sistemine çekmek " için teklif de aynı şekilde “devlet bankalarının özelleştirilmesi” çağrısında bulundu. “Özel yatırımları ve ülke çapında girişimciliği artırmayı” amaçlayan Ulusal İyileştirme Planı, önemli ölçüde “deregülasyon (kuralsızlaşma)” çağrısında bulundu ve “öncelikli sektörlere özel yatırımın kilidini açmak için” “katalizör projeler” yaratılmasını önerdi.
Diğer yandan işçiyi koruyan düzenlemelerin kesilmesi için açık bir çağrıda bulunarak Ukrayna'da, bazıları Sovyet döneminden kalma kalan işçi yanlısı yasalara saldırdılar. Ulusal İyileştirme Planı, “karmaşık işe alma ve işten çıkarma sürecine, fazla mesainin düzenlenmesine vb. yol açan eski çalışma mevzuatından” şikâyet etti. Batı destekli bu plan, sözde "modası geçmiş çalışma mevzuatına" bir örnek olarak, Polonya ve Güney Kore'de sadece dört hafta olan süreye kıyasla, Ukrayna'da bir yıllık deneyime sahip işçilere dokuz haftalık “işten çıkarma ihbar süresi” verilmesinden yakınıyordu.
İNGİLİZLERDEN AKIL HOCALIĞI
Mart 2022'de Ukrayna parlamentosu, işverenlerin toplu sözleşmeleri askıya almalarına izin veren olağanüstü hâl yasasını kabul etti. Ardından mayıs ayında, Ukraynalı işçilerin büyük çoğunluğunu (200'den az çalışanı olan işletmelerde çalışanlar) Ukrayna iş kanunundan etkin bir şekilde muaf tutan kalıcı bir reform paketini kabul edildi. 2021'de sızdırılan belgeler, İngiliz hükümetinin, inatçı bir halkı işçi haklarından vazgeçmeye ve sendika karşıtı politikaları uygulamaya nasıl ikna edecekleri konusunda Ukraynalı yetkililere akıl hocalığı yaptığını ortaya koymuştu. Ukrayna hükümetine verdikleri eğitim materyalleri, önerilen reformlara yönelik halktaki görüşün ezici bir çoğunlukla olumsuz olduğundan yakındı, ancak Ukraynalıları onları desteklemeye yönlendirmek için iletişim stratejileri sundu.
ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERE PEŞKEŞ
“Yeni Ukrayna”da işçi hakları kaldırılırken, buna karşılık Ulusal İyileşme Planı vergileri düşürerek şirketlere ve zenginlere yardım etmeyi amaçlıyor. Plan, Ukrayna'nın GSYİH'sının yüzde 40'ının vergi gelirlerinden geldiğinden şikâyet etti ve Güney Kore'ye kıyaslayarak bu orana “oldukça yüksek vergi yükü” adını verdi. Bu nedenle, “vergi hizmetinin dönüştürülmesi” ve “vergi gelirinin GSYİH içindeki payını azaltma potansiyelinin gözden geçirilmesi” çağrısında bulundu. “AB entegrasyonu ve pazarlara erişim” adına, aynı şekilde “tüm Ukrayna malları için tarifelerin ve tarife dışı teknik olmayan engellerin kaldırılmasını” teklif ederken, aynı zamanda “doğrudan yabancı yatırımın çekilmesini kolaylaştırma” çağrısında bulundu. Bunun anlamı yabancı şirketler için “özel yatırım teşvikleri” ile en büyük uluslararası şirketlerin Ukrayna’ya çekilmesiydi.
Ulusal İyileştirme Planı ve stratejik brifinge ek olarak, Temmuz 2022 Ukrayna Kurtarma Konferansı, The Economist Group'un bir parçası olan kurumsal bir danışmanlık firması olan Economist Impact şirketi tarafından hazırlanan bir rapor sundu. Ukrayna Reform Takipçisi raporu, Ukrayna halkı için sosyal programlara kaynak yatırmak yerine, uluslararası şirketler tarafından “doğrudan yabancı yatırımları artırmaya” itti. Rapor, finans sektörünü geliştirmenin önemine vurgu yaptı ve “aşırı düzenlemelerin ve tarifelerin kaldırılması” çağrısında bulundu. “Yabancı yatırımları çekmek ve yerli girişimciliği teşvik etmek” için “tarımın daha fazla serbestleştirilmesi” ve “usul basitleştirmeleri”, “küçük ve orta ölçekli işletmelerin devlete ait varlıkları satın alarak ve bunlara yatırım yaparak genişlemelerini kolaylaştırmak” için çağrıda bulundu. Böylece “yabancı yatırımcıların çatışma sonrası piyasaya girmesi kolaylaşacaktı.”
SERMAYENİN TALAN FIRSATI
Ukrayna Reform Takipçisi, savaşı, yabancı sermayenin devralma anlaşmalarını dayatması için bir fırsat olarak sundu. Raporda, “Savaş sonrası ortam, tarım arazisi satın alma hakkını yabancı olanlar da dahil olmak üzere tüzel kişilere genişleterek zorlu toprak reformunu tamamlamak için bir fırsat sunabilir.” denildi. “Ukrayna tarımına uluslararası sermaye akışının yolunu açmak, sektör genelinde verimliliği artıracak ve AB pazarındaki rekabet gücünü artıracaktır.” diye eklendi. “Savaş sona erdiğinde, hükümetin, ülkenin en kredi kaynağı Privatbank'ın ve büyük bir emekli maaşı ve sosyal ödeme işlemcisi olan Oshchadbank'ın özelleştirilmesiyle devlete ait bankaların payını önemli ölçüde düşürmeyi düşünmesi gerekecek.” diye ısrar edildi.
Ukrayna'nın (çoğunlukla yabancı) sermaye tarafından devralınması böylece tamamlanacak ve Ukrayna borçlarını ödemeye ve Batı emperyalizmine yeni kârlar sağlamaya başlayabilecektir.