Ukrayna’yı Suriye için patlattık
Türkiye’de Putin ve Esad’a diş bileyenlerin sayısı az değil. Suriye, İran ve Çin ile stratejik ilişkilere sahip olan Rusya’nın bu ülkelere düşman olan, kendilerini mücahit olarak pazarlayan ılımlı ve fanatik bütün dini-dar silahlı örgütlerin de azılı düşmanıdır. Ayrıca Moskova’ya karşı NATO, AB, ABD İngiltere, İsrail ve Türkiye merkezli etkili geniş bir düşman cephe var. Bu Rusya karşıtı nefesi medyamızda hissetmemek mümkün değil. İktidar ve muhalefete yakın medyada, Hitler misali iktidara zembille indirilen Zelenskiy gibi bir ırkçı faşistin Rus istilasına karşı direniş destanı yazan bir kahraman olarak propaganda edilmesi şaşırtıcı olmamalı. Erdoğan karşıtı mevzilenen medyanın Rusya düşmanlığı ise ya kör Erdoğan düşmanlığı sebebiyledir yahut bu çevrelerin ABD, AB, İngiltere ve İsrail ile ideolojik veya çıkar ilişkilerinin güçlü olmasındandır.
ZELENSKİY HAYRANLIĞI
Hükümetin Moskova ile Batı-İsrail bloku arasında sallanması fırsatçı karakter ve ‘anamı alana amca derim’ menfaat zihniyetinde olmasından kaynaklıdır. Kısa belki de orta vadede getirimi olan bu siyasetin sonu hüsrandır. Sultan Abdülhamit bu politikayı ilke edinmişti. Ömrünü uzatmış ama saltanatını kurtaramamıştır. Ülkemizdeki Zelenskiy hayranlığı ve savunuculuğunun temel nedeni oportünizmdir. Bu tespitin en önemli delili ise, en güçlü ticari ilişkiler yaşadığımız, Batı’da Erdoğan’ın “kurtarıcısı” ve en zor dönemlerinde destekçisi olarak telakki edilen Putin’in başında olduğu Rus devletine karşı AK Parti milletvekillerinin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde (AKPM) oylanan “Rusya bir terör rejimidir” kararına evet oyu vermesidir. Zelenskiy hayranlığının, savaş kışkırtıcılığına verilen prim ve yaktığı savaş ateşinin sönmemesi için verilen benzinin en önemli sebeplerinden birisi Rusya’nın Suriye sahası ve Doğu Akdeniz’deki etkisini kırmak ve onu başka sorunlarla güreştirmektir. Bu senaryoyu Türkiye için de yürürlüğe koydular. Yunanistan ile uğraştırarak, bir siyasi-askeri kriz çıkartarak Suriye’nin Kuzeyine planlanan olası askeri operasyonu engellemek ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini paralize etmek planı devrededir.
UKRAYNA SAYESİNDE İSRAİL’İN ELİ GÜÇLENDİ
Zelenskiy bu hizmetlere karşılık İsrail’in halen Ukrayna savaşında tarafsız kalmasını eleştirmiş. İsrail’in medarı iftiharı olarak propaganda edilen Demir Kubbe sistemini Ukrayna’ya vermediği için çok içerlenmiş. İsrail vatandaşı Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in, Haaretz gazetesinin düzenlediği konferansta yapmış olduğu Rusya’nın İran’dan aldığını iddia ettiği kamikaze SİHA’ların parasını nükleer teknoloji olarak Tahran’a sağladığını söylüyor. Ukrayna’nın İsrail için bir bedel ödediğini ve çıkarlarına hizmet ettiğini belirtiyor. Gözden kaçan başka bir önemli itirafta da bulunuyor; “Rusya’nın Suriye’deki varlığının Ukrayna savunması sayesinde azaldığını” söylüyor. Başından itibaren dikkat çekmeye çalıştığımız hususu itiraf ediyor; Ukrayna’yı Suriye sebebiyle patlattılar. İsrail ve ABD’nin Suriye’deki çıkarlarına hizmet etmek amacıyla Ukrayna’yı ateşe attılar. Şüphesiz ki Ukrayna savaşı üzerinden Avrupa için de hesaplarını unutmamak gerekir.
TARAFSIZLIK PALAVRASI
Zelenskiy’nin bir yalanı bir doğrusu var. İsrail’in “Ukrayna savaşında tarafsız kaldığı” ifadesi külliyen palavradır. İsrail’i aklama operasyonudur. İsrail, Ukrayna savaşının tam merkezindedir. Zelenskiy’i öfkelendiren husus İsrail’in topyekun ve tüm imkanlarıyla savaşa dahil olmamasıdır. Zelenskiy İsrail ve efendileri mahfillerin nazarında harcanabilir bir piyon askerdir. Üzerinden hasıl olacak hedefler tahakkuk edildikten sonra Zelenskiy’in değeri ateşe atılıp yakılan odun misalidir. Piyon asker ve odun için İsrail kendisini feda etmez. Öldüremeyeceği Rus ayısını daha çok yaralayarak öfkesini üzerine çekmez. Zira İsrail’in Zelenskiy’e sunduğu askeri destek, taşıdığı silahlar ve militanlar, eğittiği lejyonerler, verdiği istihbarat desteği maruf ve tescillidir. Bundan fazlası destek veya müdahale çizmeyi aşmaktır. Zira bu hâsıl olduğunda İsrail teamülleri, kabul edilebilir sınırları aşması demektir. Moskova’dan buna Suriye, Lübnan, Mısır ve Libya üzerinden vereceği yanıt İsrail’e çok ciddi bir zarar verecektir.
İMAM’A KIZIP ALLAH İNKAR EDİLMEZ
Bir not: Sayın Erdoğan, Türk Tabipler Birliği’nin başındaki Fincancı’nın TSK’nın kimyasal silah kullandığı iddiasına tepki olarak, “Türk düşmanı bir birliğin başında Türk yazılamaz.” demiş yeni bir düzenleme ile bu ibareyi kaldıracaklarını ve farklı hekimler örgütlerinin kurulabilmesinin önünü açacaklarını ifade etmişti. Bahçeli eleştiri dozunu bir miktar daha yükseltmişti: “Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) kapısına kilit vurulmalı. Türk düşmanı bir birliğin başında Türk yazılamaz. Türk Tabipleri Birliği Başkanı’nın Türk vatandaşlığından çıkarılması vatansız ve ülkesiz olmaya mahkûm edilmesi akla en yakın yollardan birisidir.” dedi. “Cumhuriyetin Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir. Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyetin anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir.” ifadesiyle AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal’ı eleştirmişti.
TÜRK ADI DEĞİL, BAŞINDAKİ TÜRK DÜŞMANLARI DEĞİŞMELİ
Türk Tabipler Birliği veya Türkiye ismini taşıyan mesleki örgütlerin başında Türk ve Türkiye düşmanı mahlûklar olabilir. Maalesef oldu da. Bugün bu ulvi kuruluşların başında olanlar seçimle oraya geldiler. Seçilebilecek desteğe sahip olabiliyorlarsa onlara oy ve destek verenlerin gaflet ve dalalet içinde olmalarına sebep olan unsurlar tespit edilmelidir. Zira sonuçta bunlar iyi eğitim almış hekim ve avukatlardır. Bu vazifeyi icra edenlerin az sayısında etnik bölücü veya dini-dar bağnaz kemikleşmiş bir düşman ve karşıt olma güdüsü güçlü olabilir. Yapılması gereken kuruluşların başındaki Türk ve Türkiye ibarelerinin kaldırılması veya değiştirilmesi değildir. Aksine o ibarelere uygun vatanperver şahsiyetleri çoğaltmak ve merkezi idareye taşımaktır. Aksi adımlar imama kızıp Allah’ı inkâr misali olur.