Ulaşabilmek
Küresel ölçekte bakıldığında bütün olumsuz şartlara rağmen engellilerin insanlığa iz bırakan çok başarılı işler yaptıklarına şahit olmaktayız. Stephen Hawking, Franklin D. Roosevelt, Ludwig van Beethoven, Frida Kahlo, Vincent van Gogh ilk akla gelen isimler... Fırsat eşitliğinin sağlanması halinde, engelli bireylerin kültürden sanata, bilim alanına kadar hayatın her alanında üretken olacağı, yaşama her anlamda daha farklı ve pozitif katkı sunacağı, bu örneklerle de apaçık ortadadır. Engellileri hayatımızın içine katarak, hayatımızı onlarında başarıları ve katkılarıyla daha renkli kılabiliriz. Engellilerin kabul görmesi, onlara inanılması, bilimden sanata, sosyal hayatın her alanına ulaşımlarının sağlanması halinde inanıyoruz ki, toplumsal hayatımıza önemli katkılar sunulabilirler. Çünkü biliyoruz ki yaraları olan insanların önceliği yaraları sarmak olacaktır ki, bu katkı toplumsal iyileşmenin merhemi olacaktır.
Ulaşılabilirlik kavramı üzerinde hassasiyetle duruyoruz. Çünkü engelli bireylerin sanat, siyaset ve bilim dallarında başarıya ulaşmaları ancak onların mekânlarla ve insanlarla temasının sağlanmasıyla mümkün olacaktır. Ama ne yazık ki bu mevzudaki düzenlemelerde ve yetkililerin söylemlerinde engellileri çok üzen bir büyük yanlış yapılmaktadır.-Abartarak söylüyorum- sadece kahvehaneye giden rampa değerlidir ama ancak kütüphanenin, sinema salonunun, parti binasının, okulun, sanat galerisinin, tiyatro binasının, müzenin kapısına koyulan rampayla birlikte değerlidir. Tek başına değil. (Bir yanlış anlamaya meydan vermemek için belirteyim: Kahvehaneden kastım dertlerin ertelendiği, zamanın savrulduğu bütün mekanlar ve rampadan kastım ise erişime yönelik bütün önlemlerdir.) Oysa kulak verilse, ulaşılabilirlik kavramı, Özürlü ve yaşlı hizmetleri genel müdürlüğünün yayınladığı, “Herkes için ulaşılabilirliğin iyileştirilmesi. Örnek uygulama rehberi”nin şu ifadelerinde anlamını gayet iyi anlatmaktadır: “Herkes için insan hak ve onuruna uygun kalitede bir yaşam standardının sağlanmasının temel koşulu bilgi ve hizmet sunumunun ulaşılabilir ve erişilebilir olmasıdır. Toplum hizmetlerinin eşitlik zemininde tüm vatandaşlar için ulaşılabilir olması “Herkesin bağımsız olarak istediği her yere ulaşabilmesi ve orayı etkin şekilde kullanabilmesi” anlamına gelmektedir. Bu anlamıyla ulaşılabilirlik; fiziksel çevreye ve bu çevredeki bilgi, mesaj ve hizmetlere ulaşabilmek anlamını taşımaktadır. Özürlü kişilerin sosyal yaşamın tüm alanlarından tam ve eşit yararlanmasının önündeki en büyük sorunu ulaşılabilirlik konusundaki engeller oluşturmaktadır. Temel yaşamsal gereksinimlerine ulaşabilmeleri için özürlü bireylerin sosyal yaşam alanlarına ulaşmaları ve bu alanları bağımsız şekilde kullanabilmeleri gerekmektedir. Ulaşılabilirliğin sağlanması aynı zamanda özürlü kişilerin aktif ve üretken olarak toplum yaşamına tam katılımının önünü açacaktır. Ulaşılabilir çevre ve hizmetler toplumsal dışlanmayı önleyen bir unsur olarak önem kazanmaktadır. Bu bakışla ulaşılabilirliğin sağlanmasının ayrımcılıkla mücadele sürecine de ciddi bir katkı sağlayacağı açıktır.”
Erişim-ulaşım hakkı ülkemizde de yasalarla sabitlenmiştir. Bu yasaların çıkması, çevre, mekân düzenlemelerinin zorunlu hale gelmesi çok önemli gelişmelerdir. Fakat toplumun bütün katmanlarının bu işi sahiplenmesi gerekmektedir. Zira toplum tarafından sahiplenilmediği zaman, engellilerin yaşadığı sorunlar, ne yazık ki başta engelli aileleri olmak üzere, devletin tepeden tırnağa bütün unsurları ve bir kısım engelli sivil toplum kurumları tarafından da kabul edilir hale gelmektedir. Oysaki ülkemizde de engelli sanatçı ve bilim insanlarının başarılı çalışmalarına tanık olmaktayız. Sahip oldukları meslekleri kendi gayretleri ile edinen bu kişiler, bütün “engellere” rağmen çaba ve çalışkanlıkları ile toplumun bütününe örnek olacak, ışık tutacak kişilerdir. Aşık Veysel, Cemil Meriç, Edip Akbayram, Kani Karaca, Mitat Enç, gibi isimler bu insanlardan sadece birkaç tanesi... Mesela bu hafta sayfamıza taşıdığımız Ayhan Yarıcı, yaşamını tiyatro sanatıyla idame ettirmeye çalışan, yıllardır bu alanda uğraş veren engelli sanatçılarımızdandır. İlginç yaşam öyküsünün ayrıntılarını sayfamızda bulacağınız Ayhan Yarıcı, sanatıyla evini geçindiriyor, çocuğunu okutuyor. Ayhan da engelinden dolayı ilkokula alınmamış... Anlayacağınız, o da engellenmiş.