25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ulu Mekanizma

Utku Reyhan

Utku Reyhan

Gazete Yazarı

A+ A-

Büyük beklentilerle gerçekleşen Erdoğan – Biden görüşmesinden bir kez daha “ortak mekanizma” çıktı. Sorunları ilahi bir kudret atfedilen ortak mekanizma ile çözecekmişiz. Zaten uzunca bir süredir ABD ile yapılan benzer görüşmelerden “ortak mekanizma” sonucu çıkıyor. Ve her görüşme sonrası basınımızda “Taze Başlangıç”, “Sıcak Görüşme” manşetleri… Her kış yapılan “karın keyfini çocuklar çıkardı” haberleri gibi, beylik. Her “sıcak görüşme” sonrası yeni darbe teşebbüsleri, terör örgütlerine silah vermeler, yeni yaptırımlar, tehditler…

İşin ilginci “ortak mekanizma” bizim tarafın açıklamasında var, ABD’nin açıklamasında yok. Beyaz Saray’ın açıklamasında bu mekanizmadan bahsedilmiyor. Onlar yine S-400 konusundaki tavırlarını ve Türkiye’nin “demokrasi problemlerini” öne çıkarmışlar.

Açıklamalara ve Batı basınındaki haberlere bakılırsa ABD tarafında bir “yumuşama” emaresi göze çarpmıyor. Anlaşılan gerçekte geri adım atmayan büyükelçilerin geri adım attığına yönelik yaptığımız propagandanın bir benzeriyle karşı karşıyayız. Hem bir zafer görüntüsü hem de “piyasalara” biraz rahatlama mesajı.

Kestirmeden söyleyelim: Sorunların çözümünü “mekanizmaya” havale ettiğimize göre hiçbir sorunun çözülmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü devenin uçmasını sağlayacak bir mekanizma henüz icat edilmiş değil. Çünkü Türkiye ile ABD arasındaki çelişkiler taktik değil, stratejik çelişkiler. Dahası, uzlaşmaz çelişkiler. Ya Türkiye, Türkiye olmayacak ya da ABD, ABD’likten vazgeçecek. Türkiye-ABD ilişkilerinde “günü kurtarmak” demek, sadece ve sadece sorunları daha da büyüterek bir sonraki krize kadar ertelemek anlamına geliyor. Anlaşılan bahsedilen “mekanizma” da halının altına süpürme mekanizması. Pislik ortadan kalkmıyor, sadece biraz örtülüyor. Ama halının da bir kapasitesi var değil mi?

Bir an için “mekanizmanın” toplandığını varsayalım.

Ulu Mekanizma, ABD’nin PKK’yı silahlandırması konusunda nasıl bir çözüm üretecek? Onlar silah vermeye devam edecek, biz de “müttefiklikle bağdaşmıyor” diyeceğiz. Peki “mekanizmanın” işlevi nedir? “Mekanizma” ABD’nin 40 yıllık koridor planına ne diyecek? “Mekanizma” FETÖ meselesinde nasıl bir karara varacak?

Onlar, “Rusya bizim düşmanımız, ondan S-400 alan da düşmanımızdır” diyecek, biz de “Rusya bizim komşumuz ve dostumuzdur, kendi tehdit algınızı bize dayatamazsınız” diyeceğiz. “Ulu Mekanizma” ne yapacak bu durumda? Herhalde “Turist Ömer Uzayda” filmindeki “kompüter” misali devreleri yakıp deli deli gülmeye başlayacaktır.

Onlar, Yunanistan’ı Dedeağaç’tan Girit’e kadar silahlandıracak üzerine bir de asker yığacak. “Mekanizma” bizim bu durumu doğal karşılamamızı mı sağlayacak. “Ulu Mekanizma” ABD’nin Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile birlikte gerçekleştirdiği tatbikatlar konusunda ne der acaba?

Sayın Cumhurbaşkanı, Biden’ın kendisini devirmekten vazgeçeceğini zannediyorsa ağır bir yanılgı içerisindedir. Kurulduğu söylenen göstermelik mekanizmanın aksine Biden, Türkiye’deki tayfasıyla hakiki bir mekanizma kurmuş durumdadır. Ve o mekanizma, Cumhurbaşkanını devirmek üzerinedir. Türkiye’de iktidar değiştirme hedefini Biden, henüz başkan adayıyken açık açık ifade etmişti. Biden’ın “Ermeni Soykırımını” tanıyarak çaldığı hücum borusunu hâlâ duymadık mı? Biden’ın mekanizması, Türkiye’de kaos planını uygulamak için durmadan çalışıyor.

Hiçbir somut gelişme içermeyen görüşmeyi coşkulu manşetlerle Türk kamuoyunun önüne getirebilirsiniz. Fakat bu, milleti ve devleti ABD tehdidine karşı gaflete düşürmekten başka bir sonuç vermez. Türk milletinde 15 Temmuz’dan bu yana ABD’ye karşı oluşan teyakkuz halini zayıflatmış olursunuz. Dahası Doğu Akdeniz’den Suriye’nin kuzeyine kadar olan bölgede düşmanca faaliyetler içinde olan ABD’ye karşı bu ılımlı tavırlar, gerçek müttefiklerimizde tereddütler oluşmasına neden olur. Her fırsatta ABD ile “taze başlangıç” arayışında olan bir Türkiye, Avrasya’da ne kadar güvenilir bulunacaktır? Avrasya’da güvenilir bulunmayan bir Türkiye, ABD tehditlerine nasıl direnecektir?

Türkiye’nin ABD’den çekinmeyen bir iktidara ihtiyacı var. Hem silahlı tehditlere direnmek hem de ekonomimizi ayağa kaldırmak için ABD’den korkmamak birinci adımdır. Bu hükümet Ak Partisiz olmaz. MHP’siz de olmaz. Ama Vatan Partisi olmadan hiç olmaz.