Ulusal Kanal’ı Digitürk ve Tivibu’ya sokmalıyız
Saros araştırma şirketinin yaptığı “TV kanalları güven anketi”nde dikkate değer sonuçlar çıktı. Ulusal Kanal yüzde 8,4 oranıyla üst sıralarda. Tam yeri beşincilik. Ancak, önündekilerle arasında birkaç puan var. İkiyle beş arasında sıralanan kanallar çok az farkla birbirini takip ediyor. Üstelik Ulusal Kanal’ın üstündeki ve altındaki tüm diğer TV kanallarına göre bir engeli de var. Türkiye’nin en yaygın seyredilen TV platformu Digitürk’te ve ikinci sıradaki Tivibu’da yer almıyor. Buna rağmen TRT, CNNTürk, Star gibi TV kanallarını geride bırakıyor. Halk TV, Tele 1 gibi kanallar güven sıralamasına hiç girememiş.
Araştırma Eylül 2020’de yapılmış, 25 Eylül’de de yayınlanmış. Saros, son İstanbul seçimini en yakın tahmin eden araştırma şirketi. Seçim yenilendiği takdirde Ak Parti’nin 7 puan farkla kaybedeceğini bilmişler.
İZLENİRLİK BİLGİSİ DE BARINDIRIYOR
Güven anketi, şıksız gerçekleştirilmiş. “En çok güvendiğiniz haber kanalı hangisidir?” diye soruluyor ve tek yanıt isteniyor. 27 ilde 3011 kişiye sorulmuş.
“Güven” anketi ama izlenirlik bilgisini de barındırıyor. Basit, seyretmeyen yurttaş nasıl güvenecek? Digitürk ve Tivibu’da yer almamasına rağmen Ulusal Kanal’ın yüksek oranlarda izlendiğini de anketten anlıyoruz.
HDP’YE OY VERMİŞ YURTTAŞLAR 22,6
Siyaset bilimi açısından dikkate alınması gereken bir sonuç da var. HDP’ye oy vermiş yurttaşlar arasında Ulusal Kanal’a güven yüzde 22,6. Genel güven oranının 3 katı. Ulusal Kanal, bu yurttaşlarımız arasında, birinci sıradaki kanalla eşit güven oranına sahip.
Anketteki bu sonuç, Vatan Partisi’nin son Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi’nde Güneydoğu’da her yerde oylarını 8-12 kat artırmasıyla uyumlu.
Kürt yurttaşlarımızın PKK’dan hızla uzaklaşarak vatan bütünlüğü etrafında kenetlenmekte oldukları görülüyor.
MEDYADAKİ RUSYA VE İRAN DÜŞMANLIĞI
Türkiye’nin çıkarlarını savunmakta kararlı ve yön gösteren bir medya varlığının günbegün arttığı bir dönemdeyiz.
Bir hafta önce Cuma sabahı, bölücülüğü hedef alan gözaltılarla uyandık. Türkiye daha bunu konuşurken, iki gün sonra Ermenistan Azerbaycan’a saldırdı. ABD, vatanımıza karşı üçüncü cepheyi açtı.
İstisnasız bütün medya Rusya ve İran düşmanlığına başladı. Sadece Atlantik cephesinin yayın organları değil, hepsi…
Tartışma programlarına çıkan Vatan Partisi liderleri, Astana ortaklarımızı hedef alan propagandanın karşısına dikildiler. Ancak bültenler, müttefiklerimizi hedef alan yalan haberlerden geçilmiyor. Rusya ve İran düşmanı bir kamuoyu imal ediliyor.
Sosyal medyayı hiç saymıyoruz. Facebook, twitter yalanı yayanlar ve inananlarla dolu.
Rusya, işgal altındaki bölgenin Azerbaycan’a ait olduğunu ilan etmiş, İran’ın rehberi Hamaney ve sözcüleri Azerbaycan’ın yanında yer almış, haberi bile yapılmıyor. Ötesi var, Azerbaycan lideri Aliyev, Rus TV’lerinde “Sorosçular” diyerek gerçek düşmanı tanımlamış ne fayda. Aydınlık, Ulusal Kanal olmasa Türk kamuoyu bunu dahi bilmeyecek.
Medyadaki Atlantikçi ya da kalıntısı zihniyet, Türkiye’yi düşman karşısında yalnız bırakmak için elinden geleni yapıyor. Güya yurtsever olacağız diye yola çıkanlar da çok kısa sürede karşı cepheye demir atıyor.
ACİL GÖREV
Türkiye çetin bir yolda. Önümüz, dikenli çalılar, sivri taşlarla dolu. ABD ne yapıp edip Türkiye’ye hasarlar vermeyi baş meselesi haline getirmiş.
Yaralanıp berelenmeden bu çetin dönemi geçirmek ve daha yukarılara sıçrayabilmek için medyamız çok önemli.
Acil bir görevimiz var: Ulusal Kanal’ı Digitürk ve Tivibu’ya sokmak.
Hemen yarın, olmadı mı hadi öbür gün.
***
Yaş ilerledikçe öğrenmek zorlaşır derler. Arkadaşlarınıza bağlıdır. Eğer Soner Polat’la birlikte çalışma şansını yakaladıysanız, yaşınız kaç olursa olsun öğrenirsiniz. Davranışlarıyla, düşünce biçimiyle öğrettikleri ne çoktur. Ben o şansa sahip oldum.
Rahat uyu komutanım, emanetin sağlam ellerdedir.