Üniversiteli işsizleri ticaret müşaviri yapalım
Ülkemizde 2019 Temmuz sonu itibarıyla yaklaşık 4.6 milyon işsiz var. Yüksek öğretim mezunlarındaki işsizlik oranı yüzde 14.2 düzeyinde. Yani 1 milyon 178 bin yüksek öğretim mezunu yurttaşımız işsiz durumda. Elbette bu kişiler iş arayıp da bulamayanlar. Bir de iş gücüne dahil olmayan nüfusumuz var ki onlar içerisindeki üniversite mezunu sayısı 2 milyon 260 bin kişi olarak resmi verilerde yer alıyor. Elbette 2.2 milyon kişinin hepsi çalışabilir durumda değil. Bunlardan 113 bini iş bulma ümidi olmadığı için iş gücüne dahil edilmemiş. 260 bini ise çalışmaya hazır fakat iş aramayanlar. Yani dört yıllık lisans mezunu umudu kırık işsiz sayısı 373 bin. Bu sayıyı mevcut üniversiteli işsizlere eklediğimizde 1 milyon 551 bin kişi ediyor. Buna göre 1.5 milyon üniversiteliyi istihdama dahil edemediğimizde ciddi bir beşeri atıl kapasite söz konusu. Ev işleri ile meşgul olanlar ayrı bir inceleme konusu olduğundan burada sadece sayıyı verip geçiyoruz.
139 MİLYAR DOLAR BOŞA MI GİTTİ?
Euronews'te yayınlanan 10 Eylül 2019 tarihli haberde, 2016 yılı verilerine göre, Türkiye’de ilkokuldan üniversiteye kadar her bir öğrenci için eğitim kurumlarına yıllık 5 bin 633 dolar harcandığı bilgisi yer alıyor. Buna göre dört yıllık üniversite mezunu bir genç eğitim hayatında en az 16 yıl geçiriyor. Bu da yaklaşık 90 bin dolar eder. Yani bir yurttaşımızı dört yıllık bir fakülteden mezun edene kadar 90 bin dolar harcıyoruz. Toplam 1 milyon 551 bin kişi olan geniş tanımlı lisans mezunu işsizlerimiz için 138 milyar 969 milyon 600 bin dolar harcamışız. Bu kişiler işsiz olduğu için ekonomiye üretim anlamında bir katkıları söz konusu değil. Yani üretim yöntemiyle hesaplanan gayrisafi yurt içi hasılaya bir katkıları yok. Ama harcamalar yöntemiyle yapılan hesaplamada hanehalkı tüketimine ciddi bir etkileri olduğu kesin.
SEFERBERLİKLER NE OLDU?
İşsiz kalmak bu kişilerin suçu değil. Eğitim sistemini üretim planlamasına göre yapmayan hükümetlerin suçu. Zaman zaman özellikle muhafazakar çevredeki iş insanlarından "Gençler iş beğenmiyor" sözlerini duyuyoruz. Gençlere sorduğumuzda yanıtları, "Üniversite okuduk. Eğitime yıllarımızı verdik. Şimdi asgari ücrete basit işler mi yapalım?" oluyor. İki taraf da kendince haklı. Daha önce bu işsiz üreten eğitim sistemi üzerine "Gelin şu lüzumsuz üniversiteleri kapatalım" başlıklı bir yazıyla kamunun konuya dikkatimi çekmek istemiştim. Aydınlık.com.tr'den okuyabilirsiniz. Sistemi öyle hemen şimdi değiştirip sonuç alamayacağımıza göre, öyle iş dünyasına kamu bankaları eliyle istihdamı teşvik finansman paketleri filan vermekle de bu iş olmayacağına göre, (Olmayacağına göre diyorum çünkü iki kez bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız istihdam seferberliği başlattığı halde işsizlik rekor seviyelerde) yeni istihdam alanları yaratmamız şart. Seferberlik ile ilgili yine Aydınlık.com.tr'de yayınlanan "Seferberlik yalan oldu: Birbirimizi kandırmayalım" başlıklı yazımıza bakılabilir.
ABD'DE HİÇ Mİ MÜŞAVİRİMİZ YOK!
Geçenlerde Paris'te bir grup iş insanı ile sohbet ederken söz döndü dolaştı bizim ticaret müşavirlerimizin sayısının yetersizliğine geldi. TİM Türk Yapı Malzemeleri Sektör Başkanı ve İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkan Yardımcısı Serdar Urfalılar, İtalya'nın Almanya'da 150'den fazla ticaret müşaviri olduğunu bizim müşavir sayımızın ise iki elin parmaklarını geçmediğini söyledi. Ticaret Bakanlığı'nın sitesinden girip baktım. Almanya'da yedi, Rusya'da altı, Çin'de beş kişilik müşavir/ateşe ekibimiz var. Yani 100 milyar dolarlık ticaret yapacağımız (!) ABD'ye baktım hiçbir bilgi yok! Bundan bir kaç yıl evvel TÜSİAD'ın Silikon Vadisi'ne yönelik projesi kapsamında düzenlenen bir toplantıda sohbet ederken Simone Kaslowski de ABD'teki temsilciliklerimizin yetersizliğinden söz etmişti. Türk-Çin İş Geliştirme ve Dostluk Derneği Başkanı Adnan Akfırat da geçen yıl Ulusal Kanal'da yaptığımız Çin konulu bir program da ayrı bir dünya olarak ele alınması gereken Çin'de müşavir sayımızın yetersiz olduğunu, görevli arkadaşlar canla başla çalıştıkları halde iş yüklerinin ağır olduğunu belirtmişti.
BAKAN PEKCAN SÖZ VERDİ
Serdar Urfalılar, tam da bu konudaki eksikliği giderecek bir öneri sunduklarını belirterek, "Bizim öncü birliğimiz Türk müşavirleri. Ticaret müşaviri sayımızı artırmamız gerekiyor. Bizim Ticaret Bakanlığı’na bir önerimiz oldu ve ticaret müşavirlerinin içerisine sektörlerimizi temsil eden birer tane, bütçesini bizim karşılayacağımız sektör uzmanları koymak istedik. Özellikle hedef pazarlar için bunun değerlendirilmesi gerekmektedir" dedi. Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan da zaten nisan ayı sonunda düzenlediği bir toplantıda ticaret müşavirlerine hitaben, "Kadroları artıracağız" sözü verdi. Aynı toplantıda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de, ticaret müşavirlerinin bir danışmanlık firması temsilcisi, bir holding CEO'su bilinci ile görev yapması gerektiğine inandıklarını söyledi.
ON BİN KİŞİLİK MÜŞAVİR ORDUSU
Ben de diyorum ki, bu işler lafta kalmasın! İstihdam seferberliği gibi geniş bir proje yerine Ticaret Müşaviri Seferberliği başlatalım. 1 milyon 551 bin kişilik lisans mezunu işsizin kayıtları Sosyal Güvenlik Kurumu'nda vardır. Uygun olanlar önce bir elemeden geçirilsin. Daha sonra bir taban eğitim verilsin. Bizim çocuklar zehir gibi. Zaten gençler yurt dışında yaşamaya da hevesli. Bu iş bir yılımızı almaz. İhracat yaptığımız 200'den fazla ülke var ama hadi ilk aşamada bunların 100'ü için geniş bir kadro atağı başlatalım. 100 ülkeye, büyüklüklerine göre sayı değişecek şekilde 10 bin kişilik müşavir kadrosu açabiliriz. Ticaret Bakanlığı ihracatçılardan yaptıkları ihracat başına TİM'e ve İhracatçı Birliklerine aktarılmak üzere para kesiyor. Bir de yıllardan beri duran Tanıtım Grubu bütçeleri var. Yetmedi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile bağlı odaların bankalarda faizde yatan paraları var. Bu bütçelerin bir kısmı daha önce yapıldığı gibi yurt dışındaki reklam ajanslarına verileceğine veya İTO'nun yaptığı memleketin öte ucundaki kayak tesisine ortak olunacağına, Ticaret Müşaviri Seferberliği kapsamında değerlendirilebilir. Bir süre sonra zaten müşavirlerin sağlayacağı destekle pazarlarda etkinliğimizin genişlemesi sayesinde ihracatımız da hızla artacağı için, bu müşavirlere harcanan para ülkeye döviz olarak geri dönecek. Ticaret savaşlarının yaşandığı, serbest ticaretin yavaş yavaş rafa kaldırılıp ülkeler arası ikili anlaşmaların gündeme geldiği bir dönemde böyle bir seferberlik, dış ticarette Türkiye'nin bir başarı hikayesi yazmasını sağlayabilir. Tarihe not düşmüş olayım.