Vali Bey ve sokak hayvanları
İstanbul Valisi Davut Gül, “sokak hayvanı diye bir şey yok, hayvan sevenler alıp evlerinde sevsinler” demiş.
Doğrusu çok şaşırdım… Üzerine konuşulacak onca konu, çözüm bekleyen onca sorun varken Sayın Vali’nin milli güvenlik meselesi imiş gibi sokak köpeklerinden bahsetmesine nasıl şaşırmayalım!
“Sokak hayvanı diye bir şey yoktur” demek, “ıhlamur ağacı yoktur” demeye benziyor. Siz ne derseniz deyin, evi sokaklar olan kediler köpekler var, İstanbul kurulduğu günden beri sokaktalar ve şehir ahalisi onlara sokakta bakıyor. Son iki yüz yıldır İstanbul’u ziyaret eden herkes, Türk ve Müslüman İstanbul’un sembolü olarak sokak hayvanlarını gösteriyor. Yani bu hayvanlara bakmak ta Osmanlı döneminden gelen bir gelenek ve aynı gelenek bugün de sessiz sedasız devam ediyor.
Üstelik yasalarımıza göre de bu hayvanların yuvası sokaklar. Yasanın çizdiği çerçeve çok açık: Belediye, bu hayvanları toplayamaz. Sadece tedavi maksadı ile yaşadığı yerden alabilir ve aldığı hayvanı tekrar aynı yere bırakmak zorundadır. Bu şekilde davranmayan kamu görevlisi, görevi ne olursa olsun yasayı çiğnemiş, suç işlemiş olur.
Sürüleşmiş ve kontrolsüz hayvanların zaman zaman tehlike oluşturduğu doğrudur. Ancak, “Köpekler çocuklarımıza saldırıyor” diye köpürtülen olayların çoğunun arkasından ya provokasyon maksatlı yalan haberler veya sahipli köpekler, yasak ırklar çıkıyor. Mevzuatın kısırlaştırma hükmü doğru düzgün uygulansa en çok iki yıl içinde tüm sorun çözülür. Sürüleşerek tehlike oluşturan hayvanların da kolaylıkla rehabilite edilmesi mümkün. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Haydi Polis biriminde bu işi çok iyi bilen uzmanlar var.
İçişleri Bakanlığının 2022’de yaptırdığı araştırmaya göre bu hayvanları tehlikeli bulan insanların oranı -onca dezenformasyon ve kara propagandaya rağmen- sadece %34. Sokak hayvanları toplanıp barınaklara götürülmeli diyenlerin oranı da %39’da kalıyor. Dahası var, Hayvanseverlik “İnsani bir görevdir” diyenlerin oranı yüzde 79.3, “Dini bir görevdir” diyenlerin oranı yüzde 44.8, “Vatandaşlık görevidir” diyenlerin oranı yüzde 63.2. Halkın %45’i sokak hayvanlarına müdahale edilmesine kesin biçimde karşı.
Yerel seçimlere aylar kala, insanların bu kadar hassas olduğu bir konuyu özel gündem haline getirmenin kime ne faydası var anlamak mümkün değil. Şehrimizdeki kamu düzeninin en tepesinde yer alan Sayın Vali, ya yanılıyor ya da ciddi şekilde yanıltılıyor.
EN ÖNEMLİ SORUN NE?
Asal Araştırma’nın Temmuz 2023 araştırmasına göre vatandaşların en önemli sorunu hayat pahalılığı. Araştırmaya katılanların %68'i pahalılıktan şikayet ediyor.
Pahalılığı %5 ile işsizlik, %3.5 ile mülteciler, %2.4 ile eğitim, %2.1 ile adalet, %1.7 ile kentsel dönüşüm, %1.2 ile sağlık takip ediyor. En son sırada ise %0.9 ile asayiş geliyor.
Halkın ne düşündüğü, neyi sorun olarak gördüğü çok açık. Üzerinde fırtınalar koparılan, asrın felaketi imiş gibi gösterilen sokak köpekleri, bir sorun olarak listeye bile girememiş.
İstanbul’a dönecek olursak… Türkiye’nin en büyük vilayeti olduğuna göre yukarıdaki sorunlar İstanbullular için de aynen geçerli. Ama daha çok İstanbul’da görülen başka ciddi sorunlarımız da var. Silahlı çatışmalar, şehir zorbalığı, ulaşım ve taksiler, yolların bakımsızlığı, skuter ve motosiklet terörü, çarşı pazardaki denetimsizlik, stokçuluk, gürültü… Say say bitmez. Gerçekten, sokak hayvanlarına gelinceye kadar halledilmesi gereken epeyce bir iş var.