14 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Van Denizi

Begümşen Ergenekon

Begümşen Ergenekon

Eski Yazar

A+ A-

Yanımdaki erbaş “Bir süredir Van Gölü’nün üzerinde uçuyoruz” deyince görebilmek için onunla yerimizi değiştirdik. Erciş’e gidiyordu. Soyadının “Bilig” olduğunu duyunca “Kutadgu Bilig” dedim. Ben yazarı deyince o “Yusuf Has Hacib” dedi. Ancak çok yorgundu ve başını tekrar koltuğa yasladı. Doya doya Van Gölü’nü ve girintili çıkıntılı kıyılarını kuşbakışı seyrettim. Rengiyle bir gölden çok denizi andıran Van Gölü’ne yöre halkı “deniz” demekte. Çevresi 450 km, denizden yüksekliği 1646 m., ortalama derinliği 171 m., en derin noktası 451 m., yüzölçümü 3.713 kilometrekare, havzası 12.500 kilometrekareydi. Barındırdığı tuzlu ve sodalı suyun hacmi eriyen kar suları, çevresindeki ve kendi içinde kaynayan pınarlardan beslendiği mevsime göre değişiyordu. Yere inince sanki doğa ve iklim bana tanıdık geldi. Toprak henüz donuktu. Etrafımız çepeçevre karlı dağlar ve sivri doruklarla çevrili ve buzul kokuyordu. Ankara’da (850 m.) mart ortasında ağaçlar çiçek açarken mayıs başında Van’a hâlâ bahar gelmemişti. Havaalanından Gevaş’a geçtik. Grand Deniz lokantasında bizi bekleyen Van kahvaltısında otlusu başta olmak üzere peynir çeşitleri, balı, süt kaymağı, yumurtası, yoğurdu, ekmek, lavaş ve çayıyla bir sabah ziyafetinden sonra teknelere bindik ve Akdamar Adası’na doğru yola çıktık. İşte bu yolculukta bu suyun göl yerine Hazar gibi bir iç deniz olduğunu fark ettim. Kâh bir kara parçası burun olup suya uzanıyor, kâh su bir haliç (fiyort) şeklinde karanın içine giriyordu. O andan itibaren Norveç’in iklimini, kimi yerde tundra benzeri bitki örtüsünü anımsatan doğa koşullarıyla, Van çevresinin Türkiye’nin “kuzey kutbu” olabileceği duygusuna kapıldım. Üstelik Norveçce “vann”, Danca “vand”, İzlandaca “vatn” ve İsveçce de “vatten” kelimesi su manasını taşımaktaydı. Ayrıca İskandinav savaş tanrısı olarak bilinen Odin’in (Odun) aslında bir Türk Kağan’ı olduğu İzlandalı ozan ve devlet adamı Snorre Sturlason tarafından gerçek öykülere dayanan ve 1235 yılında yayınlanan “Norveç Kralları - Edda Destanı” adlı manzum eserinden anlaşılıyordu. Norveçli Thor Heyerdahl’in Azak Denizi’ne akan Don Nehri kıyısındaki “Asov” şehrinin başkent “Asgard” olduğunu tespit ederek yaptığı kazılara göre MÖ 1. yy’da, Roma istilası nedeniyle Odin Kağan Türklerin As ve Van boylarıyla kuzeybatı Avrupa’ya göç etmişti. Terk ettikleri ülkenin Karadeniz, Hazar çevresi ve Türkiye’yi içine alan Türk diyarı “Turkaland” olması sürekli zihnimi meşgul ediyordu. Van şehrinden başlayarak bu denizin etrafını bir günde çepeçevre dolaştık. Gevaş’tan Akdamar adasına geçtikten sonra Tatvan, Ahlat, ceviziyle ünlü Adilcevaz’ı gördük. Göl kenarını takip eden karayolu durmadan değişen manzara ve farklı bir dağ silsilesini gösteriyordu. Bunlar Van’ın eteklerindeki, bol pınarları olan 3200 m. yüksekliğindeki Erek Dağı, Artos Dağı, Nemrut Dağı, heybetli Süphan Dağı, Doğu Bayazıt’ta ise Büyük Ağrı (5.137 m) ve Küçük Ağrı (3.925 m) sönmüş yanardağlarıdır. Görülecek çok zengin bir tarihi geçmişe, yerel bitki ve canlı türlerine sahip bir havza burası.

VAN KEDİSİ
Gözleri mavi ve yeşil Ankara kedisinin ana yurdu Ankara’da karlı Işık Dağı ise, Van kedisininki şüphesiz beyaz tüyleriyle uyum sağladığı Van’ın karlı bölgeleridir. 100. Yıl Üniversitesi’nin Van Kedisi Araştırma Merkezi’nde soylarının karışmamasına ve nesillerini sürdürmelerine dikkat ediliyor. Sevmek için kedi maması alıp yanlarına giriliyor. Yünleri İtalya’dan Amerika’ya kadar “Angora” olarak bilinen Ankara tavşanı ve Ankara keçisinin soylarının korunması ve sürdürülmesi için de benzeri çalışmaların yapılması gerekiyor.

AHLAT SELÇUKLU MEZARLIĞI ve İSHAK PAŞA SARAYI
Göbeklitepe’deki taş abideleri hatırlatan mezar taşlarıyla, UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesinde bulunan Türk Selçuklu mezarlığı pek etkileyici. 2100 dönümlük bu mezarlıkta 1400 mezar taşı bulunuyor. Şahideli yatanların yanında kurgan şeklinde 8 adet mezar odalı ve sandukalı olmak üzere üç mezar tipi gözleniyor; yaklaşık 8.000 mezarın olduğu biliniyor. Mezar taşlarının en yükseği 3.5 m. olup yazıtları okunabilmiş 600 mezarın 12. ve 13. yüzyıldan kaldığı anlaşılıyordu. Buradan sonra yönümüzü Ağrı Dağı’na çevirdik. Derken yol levhalarında sadece Doğu Bayazıt değil, sarı üzerine siyah harflerle İran yazısı da belirmeye başladı. Doğu Bayazıt’ta yediğimiz lezzetli öğle yemeğinin ardından vardığımız İshak Paşa Sarayı’nın yapımı 99 yıl sürmüş ve 1784’te açılmıştır. Son günümüzde Van Kalesi’ne çıktık ve eteğinde sürücümüz Sayın Cihan Yıldırım Çakar’ın temin ettiği Van balığı inci kefalini tattıktan sonra Van Denizi’ne veda ettik. Bizi daima saygı ve sevgiyle karşılayan ve ağırlıyan yöre halkına teşekkür ederiz.

Van Denizi - Resim : 1

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları