Varlık Fonu Yasası neler getiriyor? - 3

Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetimi Anonim Şirketi’nin Yapısına ve İşleyişine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı şirket ile ilgili tüm detayları düzenliyor. Bu karar, şirketin anayasası gibidir.

ŞİRKETİN GELİRLERİ

Şirketin ana gelir kaynakları aşağıdaki şekildedir:

- Şirket sermayesinin değerlendirilmesinden kaynaklı gelirler.

- Yönetilen fon ve portföylerden tahsil edilen fon işletme ve yönetim ücretleri.

- Şirketin diğer faaliyetleri çerçevesinde elde edilen gelirler.

- Diğer gelirler.

STRATEJİK PLAN

Şirket ve bağlı şirketleri ile TVF ve TVF bünyesinde kurulacak alt fonları kapsayan üç yıllık stratejik yatırım planı, yönetim kurulu tarafından hazırlanacak ve Bakanlar Kurulu’na sunulacak stratejileri içeren bir plandır.

TVF’NİN KAYNAKLARI

Fonun kaynakları aşağıdaki gelir, finansman, varlık ve kaynaklardan oluşur!

- Özelleştirme kapsamında olan kuruluşlar, varlıklar ve nakit fazlaları

- Kamuda bulunan ihtiyaç fazlası gelir, kaynak ve nakit fazlası. Bu Hazine Tek Hesabı gibi; fazlaları havuza al ihtiyaç sahiplerine dağıt.

- Yurtiçi ve yurtdışı sermaye ve para piyasalarından sağlanan kredi ve diğer kaynaklar.

- Para ve sermaye piyasaları dışında diğer yöntemlerle sağlanan finansman ve kaynaklardan,

- İktisadi devlet teşekküllerinden, bunların müessese, bağlı ortaklık, işletme, işletme birimleri ile varlıkları ve iştiraklerindeki kamu paylarından, sermayesinin tamamı veya yarısından fazlası devlete ve/veya diğer kamu tüzel kişilerine ait olan ticari amaçlı kuruluşlardaki kamu paylarından, sermayesinin tamamı kamuya ait olan ticari amaçlı kuruluşların sahip olduğu hisse ve varlıklardan, devletin diğer iştiraklerindeki kamu paylarından ve Hazine’ye ait paylardan Bakanlar Kurulu tarafından Türkiye Varlık Fonu’na aktarılmasına veya Şirket tarafından yönetilmesine karar verilenlerden, oluşur. (Bu kamunun nerede payı, varlığı varsa TVF’ye aktarılabilir, demektir)

TVF’nin mal varlığı ile şirkete yönetilmek üzere devredilen varlık ve haklar, şirketin mal varlığından ayrıdır.

FON KAYNAKLARININ DEĞERİ

Şu ana kadar TV’ye devredilen 25 milyar lirayı bulan varlıkların ayrı ayrı bugünkü değeri şöyledir:

- Ziraat Bankası’ndaki Hazineye ait hisselerin tamamı. Değeri 5 milyar TL.

- Türk Telekomünikasyon AŞ’nin yüzde 6.68 oranındaki Hazine’ye ait hissesi. Değeri 3.5 Milyar TL. Hisselerinin yüzde 13.31’i halka arz edilmiştir.

- THY’nin yüzde 49.12’lik Hazine payı. Değeri 1.38 milyar TL. THY hisselerinin yüzde 50.18’i halka arz edilmiştir.

- Halkbank’ın yüzde 51.11 hissesi. Değeri 1.25 milyar TL. Halkbank’ın hisselerinin yüzde 58.77’si halka arz edilmiştir.

- PTT Hazineye ait hisselerin tamamı. Değeri 981.5 milyon TL

- Milli Piyango ve at yarışları

- Borsa İstanbul Hazine’ye ait hisselerin tamamı. Değeri 423.2 milyon TL.

- BOTAŞ Hazine’ye ait hisselerin tamamı. Değeri 4.15 milyar TL.

- Türkiye Petrolleri Hazine’ye ait hisselerin tamamı. Değeri 3 milyar TL.

- Türksat Hazine’ye ait hisselerin tamamı. Değeri 1.47 milyon TL.

- Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Çaykur). Değeri 1.49 milyar TL.

- Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü. Değeri 600 milyon TL.

- İzmir Limanı. 3 Mayıs 2007’de açılan ihalede 49 yıllığına 1.3 milyar dolara ihale edilmiş, ancak Danıştay’ın kararı iptal etmesi sonrasında imar revizyonu yapılması ve diğer işlemler bekleniyordu.

Fonun ulaşacağı kaynakların değeri bakımından bakanlar arasında bile farklı değerlendirmeler var. 100 milyar dolar, 100 veya 200 milyar TL, gibi rakamlar ifade edilmektedir. Bu rakamlara bakıldığında daha birçok varlık ve gelir TVF’ye aktarılacak demektir.

SONUÇ

Yabancıların sırtlanlar gibi av olarak görecekleri TVF, çok ciddi hazırlık yapılmadan, çok detaylı projeksiyonlar oluşturulmadan çalakalem düzenlenmiş ve sonunda dev bir işletme (KİT) yaratılmıştır. Kamu varlığı bulunduğu kurumlarında daha iyi yönetilebilecekken hantal bir yapıya dönebilecek bir havuza atılmıştır. Yönetimi de borsacılara bırakılmıştır.

Başta İzmir Limanı olmak üzere birçok kamu varlığının yabancılara peşkeş çekileceğini tahmin etmek çok zor olmazsa gerek.

Kısa vadede piyasaya belki 30-40 milyar dolar bir para girişi sağlanarak ekonomideki kötü gidişata bir teneffüs verilebilir ve bu dönemde de başkanlık ve erken seçimler yapılır. Sonrası? Sonrasını düşünmek bile insanı ürkütüyor!