23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Varna’da AB Zirvesi

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

İncil’den bir ayet: “Gökyüzünde güneşi kuşanan bir kadın görüldü. Başında 12 yıldızlı taç, sırtında mavi pelerin ve ayaklarının altında ay!” Bu kadın Hazreti Meryem’dir. Mavi pelerin üzerindeki 12 yıldız AB bayrağıdır. AB bir Hıristiyan ülkeler topluluğudur. Türk milletinin AB masalları ile hipnotize edildiği günleri hatırlayalım: “AB’nin 12 üye ülkesi vardır. Her bir yıldız bir ülkeyi temsil eder!” Ama üye ülkeler ışık hızıyla artarak 28 sayısına ulaşırken, 12 yıldız sabit kaldı.

AKP NİÇİN AB’DEN KOPAMIYOR?

Doğru soru şudur: “AKP gibi İslami öğelerle siyaset yapan bir parti hem de antiemperyalist söylemlere sıkı sıkıya sarıldığı bir dönemde niçin Hıristiyan AB’nin yörüngesi dışına çıkamıyor?” Hatırlayalım: AKP’nin acemi Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu AB fena halde kandırmıştı. Türkiye AB’nin mülteci oteli yapıldı. Türk vatandaşlarına güya vize kalkacaktı! Arşivler ortada! Cumhurbaşkanı Erdoğan 2017 sonuna kadar süre vermişti. Herkes işine geleni hatırlıyor… Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti: “Yıl sonuna kadar sabredip millete gidelim. Sen kimsin? Hemen karar verin! Bu milletin kaderi sizin elinizde değil! Terbiyesize bak! Senin her yerin yaptırım olsa ne yazar!”

Peki, bu sözlere rağmen niçin kuzu kuzu Varna’ya koşuyoruz? Ekonomik boyutunu göz ardı ederek siyasi gelişmeleri açıklayamayız! AB, Türkiye içinde bir sömürü düzeni kurdu. Bu sömürüden beslenen çıkar grupları oluştu. Türkiye bunlar yüzünden büyük miktarda cari açık veriyor. Bu gruplar, maalesef siyaseti de denetliyor; bu bozuk düzeni sorgulayan yapıların sesi kesiliyor. Türk milletinin en azından yüzde 60’ı AB’ye karşıyken TBMM’deki tüm partiler AB’nin 12 yıldızlı mavi bayrağını sallıyor. Türkiye’de siyaset ancak bu gruplarla birlikte var olabileceğine inanıyor. Onlara karşı çıktığı takdirde siyaset sahnesinden silineceğini düşünüyor! Ulusal ve stratejik çıkarlarımıza haince saldıran bu garabet topluluğa yaranmak için Meclis’teki partilerimiz birbirleriyle yarışıyor! Seçenek olduğunu ileri sürerek ortaya çıkan yeni partilerimiz de bu koroya katılıyor!

HAYALLERE DALANLAR YÖNETİYOR

Peki, hiç mi umut ışığı yok! Bütün dünyanın bildiği gibi AB’nin asıl patronu Merkel abla! 24 Eylül 2017 günü Almanya’da genel seçimler yapıldı. Bir gün önce Şansölye Merkel en güçlü rakibi Martin Schulz ile televizyonda kozlarını paylaştı. Ne mi dedi: “Ben hiçbir zaman üyelikten yana olmadım. Üyeliğe hazırlık yardımlarının dondurulmasında hemen varım. Türkiye’nin AB üyesi olamayacağı gayet açık! Ama benim içerideki vatandaşlarımı kurtarmak için görüşmeleri kesmemem gerekir!” Merkel-Yıldırım görüşmesinden sonra tutuklu Alman vatandaşı Deniz Yücel’in 24 saat içinde serbest bırakılması ilginç ve dikkat çekici değil mi?

Yetmedi mi? O zaman AB’nin motoru Almanya’nın bir önceki Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’i dinleyelim: “Türkiye-AB ilişkilerinde alternatif yollar aramalıyız. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin de Ukrayna’nın da AB’ye üye olabileceğini düşünmüyorum. İngiltere’nin AB’den ayrılması Türkiye ve Ukrayna için bir model olabilir. Türkiye ile daha sıkı bir gümrük birliğine gidebiliriz.” Dikkat ettiniz mi, sömürü vasıtası olan gümrük birliğine nasıl büyük bir muhabbetle sarılıyorlar… Bulgaristan, AB’nin dönem başkanlığı görevini yürütüyor. Bu nedenle zirve Varna’da yapılıyor. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov’u da dinleyelim mi: “Türkiye’nin AB’ye üye olacağı konusunda ikiyüzlülüğü bırakalım. En iyisi, oturalım ve Türkiye ile özel bir anlaşma yapalım.”

ZİRVE’DEN SONUÇ ÇIKAR MI?

Hıristiyan AB’nin 12 yıldızı giderek parlaklığını kaybediyor; yaydığı ısı, ışık ve enerji azalıyor. Ayrıca çekim kuvveti de düştüğünden, yörüngesindeki uydular şiddetli şekilde sarsılıyor. Varlık nedeni tartışılan AB, “olmak ya da olmamak!” diyen Shakespeare’in Hamlet’i ile yeniden tanışıyor. Bu kadar zayıf olan AB, karşısında Türkiye’yi görünce aslan kesiliyor. Zirve’den Türkiye lehine hiçbir şey çıkmaz. AB, elindeki bütün kozları sahaya sürerek Türkiye’yi az ya da çok taviz vermeye zorlar. Çıkar gruplarının denetiminde olan mümtaz Türk basını, “AB ile buzlar eriyor!” şeklinde tezvirat yapmaya devam eder.