27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vekalet savaşından asli savaşa

Bessam Abu Abdullah

Bessam Abu Abdullah

Gazete Yazarı

A+ A-

Asıl haramiler ve savaş iblisleri insanoğlu tarihinin şahit olduğu en yalancı, en harami, en karanlık ve en barbar örgütlerini Suriye’nin üzerine sürdüler. Talan, yalan ve yıkım politikaları için riyakarlığın ve münafıklığın daniskasını sergilediler. Nefret söylemleri ile vicdanları sızlatanları, en mezhepçi yapıları yıllarca baş tacı ettiler. “Hürriyet, demokrasi ve insan hakları” yalanları ile mide bulandırdılar, dünya ile alay ettiler. Tüm bu desteğe rağmen hezimetten kurtulamadılar.

Suriye savaşının sekizinci yılına girdik. Batının şer devletleri, ElKaide, IŞİD, El Nusra, İslam Ordusu velhasıl Müslüman Kardeşler Örgütü’nün beslediği ve kaynağı olan tüm dini-dar mezhepçi örgütlerin nefessiz kalmaması için harami efendileri devreye girdi. 14 Nisan 2018’de füze saldırıları ile beslemek istedi. Maalesef Türk hükümeti Batı’nın haçlı saldırılarına destek verdi. Bu saldırının muhtemel siyasi ve askeri kazanımlarına umut bağladılar. Bu hayalleri de suya düştü. Batının yalanları daha çok deşifre oldu.

FIRAT’IN DOĞUSU’NDA YAĞMA PROJESİ

Obama idaresinin, Suriye muhalefetinin demokrasi, hak, hukuk ve hürriyet yalanları üzerinden benimsediği Suriye politikalarını Trump rafa kaldırarak başından itibaren hedeflenen Suriye’nin taksim ve yağma projelerini aleni olarak uygulamaya koydu. BOP’un açık müdahale, işgal ve taksim planından federalizm, etnik ve mezheplere idari özerklik ve demokratik yerinden yönetim gibi şaşalı söylemler üzerinden ülkelerin parçalanması evresine taşındılar. Doğu Fırat bölgesinde bunun uygulandığına şahit oluyoruz. Suriyeli Kürtler üzerinden bu plan yürürlüğe girdi. Doğu Halep, Guta, Deyr El-Zor ve Palmira’nın terörden temizlenmesinin ardından vekalet savaşları evresinden asıl kuvvetlerin savaşına girdik.

Esas amaç olan bu plan için başta Türkiye olmak üzere Suudi Hanedanlığı ve Katar önemli katkılar yaptı. Ancak ABD ve İsrail’in en stratejik partneri olan Suudi doların borusu dinci muhalefetten kesilince, bu kesimde ciddi bir şaşkınlık yaşandı. Bunların “iti ite kırdırma” projelerinde sadece ucuz piyonlar oldukları görüldü. Kendi elleriyle İngiltere, ABD ve İsrail’in hedef edindiği Büyük Kürdistan planında araç oldukları aşina oldu. Dolarsız kalan dinci muhalefet bölük börçük oldu. Birbirlerini yemeğe başladılar. İstifalar, birbirlerini ihanetle suçlamalar, suikastlar ve siyasi tasfiyeler hırla gidiyor.

Kıssadan hisse bu yaz asli kuvvetlerin cepheden kapışmalarına sahne olacak. Zira Fransız askerlerinin Münbiç ve Kuzey Doğu Suriye’ye kuvvet göndermesi, İsrail’in Suriye ve müttefiklerinin askerine saldırması, İran ile yürütülen Nükleer dalaşma ve tehditler, Iran Nükleer kuvveti ve askeri alanda hasıl olduğu nüfuzu ve caydırıcılığı bahane ederek Suriye ve Yemen’e yönelik yeni askeri işgallerin planlanması, Körfez Şeyhlik hanedanlıkların savaşa direkt katılımlarının teşvik edilmesi tüm bu gelişmeler yeni bir savaşın alt yapısını hazırlamaktadır. Bu savaşı en çok provoke eden İsrail’dir, Suudi ve Arap Birleşik Hanedanlıklarıdır.

Rusya’nın askeri ve siyasi yükselişini ve Çinin ekonomik yayılmasını ancak direkt müdahale veya bir savaşla mümkün kılabileceklerine inanır oldular. Ancak tüm bu çabalar beyhude. Ya kurulmakta olan yeni dünyayı kabullenecekler yahut eski talancı yalancı ve fesat dünya ile tarihin çöplüğünde hak ettikleri mekanı alacaklar.