Venezuela Türkiye’nin provasıdır!
Trump, Türkiye’yi “ekonominizi mahvederiz” diye tehdit etti, Venezuela ekonomisini doğrudan mahvetti.
Aslında sadece o değil, Obama döneminde başlandı işe.
Orinoko kuşağında dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip ülkede, Batılı sermayenin el koyduğu kaynakların sosyalist iktidarca millileştirilmesi emperyalistleri çok kızdırdı.
İlk yaptırımlar 2014’te başladı.
Giderek arttı, 2017-2018’de boğucu bir hal aldı.
Petrol fiyatları hem Venezuela, hem de Rusya’yı çökertmek için düşük tutuldu.
Venezuela’nın dış satımına ambargo kondu.
Trump ve neocon faşist ekibi Bolton ve Pompeo ile Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti’nin ümüğü iyice sıkıldı.
Bugün aslında dünyanın en zengin petrolüne sahip ülkede enflasyon almış başını gidiyor, iddiaya göre insanlar ortalama 8 kilo kaybetmiş (bu istatistik de çok ilginç aslında kim tartmış hepsini tek tek) ilaç bulunamadığından çocuk ölümlerinde korkutucu bir artış yaşanıyor, bazı bölgelerde açlık yüzünden toplu göçler başlamış durumda.
ABD’NİN HİBRİD SAVAŞ ŞABLONU
Venezuela, tam bir hibrid (melez) savaş kurbanı.
ABD için bu adım adım yürütülen bir şablon aslında:
1-İlk başta sosyalist ekonomik modelin başarısızlığı için türlü çeşit yaptırımlar ve medya propagandası (infowar).
2-Ardından ülkede hükümetin (Maduro’nun) yolsuzluk ve zaafları üzerinden güçlü bir psikolojik/disenformatik savaş. Özellikle sosyal medya bu iş için ideal.
3-Önceden yuvalandırılmış renkli devrim hücrelerinin harekete geçirilmesi, sokak eylemleri, anarşist grupların, mafya bağlantılarının devreye sokulması. (Maduro’yu devirmek için 2014 ve 2017 yıllarında yapılan halk gösterilerinde 200 kişi hayatını kaybetmiş ve yüzlerce kişi yaralanmıştı).Seçimlerin ana akım medya aracılığıyla tartışmalı hale getirilmesi.
4- Renkli sokak hareketlerinin devamında paralel/güdümlü siyasi yapıların harekete geçirilmesi, (Mayıs ayında muhalefetin boykot ettiği seçimle ikinci defa başkan seçilen 56 yaşındaki Maduro, Ocak ayın başında Milli Meclis'e alternatif olarak kurulan Anayasal Meclis’te yemin ederek ikinci dönem başkanlık görevine başlamıştı.) Milli Meclis’teki hakimiyetini yitiren Maduro’ya karşı ABD-ve onun kuklası Kolombiya, Meclis Başkanı Juan Guaido’yu öne sürdü.
5-Son olarak da ABD Başkanı ve uydu ülkelerdeki hempalarının yasal hükümet olarak kendi adamlarını tanıdıklarını açıklaması. Yani Venezuela örneğinde Guaido gibi. Avrupa Birliği’nin iki yüzlülüğünü de görmüş oluyoruz bu son olayda. Demokrasi insan hakları filan atıp tutarlar ama neticede ABD’nin dümen suyundan çıkamazlar.
Bu formül, Arap Baharları’nda Tunus, Mısır, Libya, Suriye’de işletildi.
Renkli devrim paketi, aslında ilk olarak SSCB’nin çöküşü sonrası 1990’larda Rusya, Ukrayna, Kırgızistan, Gürcistan’da denendi.
Kuşkusuz her ülke ve her yönetim aynı değildi, iktidarların da pek çok kusurları vardı. Ama son tahlilde emperyalizm saldırıyorsa, bu “gelen gideni aratacak” demektir. Tıpkı Irak’ta Saddam sonrası, Libya’da Kaddafi sonrası olduğu gibi.
Ukrayna ve Gürcistan’da 2000’ler sonrası “başarılı sonuçlar” alındı.
Formül belli, demin bahsettiğim 5 maddeden oluşuyor.
Kimi ülkelerde (Türkiye?) ilk birkaç maddede de sonuç alınıyor.
VENEZUELA’DAN SONRA SIRA TÜRKİYE’DE
“Venezuela’dan bize ne, orası bize uzak” demeyin.
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diye düşünürseniz kaybedersiniz.
Çünkü o yılan bize de dokunmaya hazırlanıyor.
Zaten Trump, PKK unsurlarını korumak için bizi tehdit de etti açık açık, “Ekonominizi mahvederiz” diye.
Biz Astana Süreci’nde Rusya ve İran ile işbirliği yapıyoruz.
Zaten sırf bu yüzden ABD, FETÖ ve NATO maşalarıyla bir darbe girişiminde de bulundu 2016’da.
Astana Süreci, pürüzsüz bir işbirliği sayılmasa da ABD’yi kudurtmaya yetiyor.
Şimdi Moskova’daki son Putin-Erdoğan zirvesinden sonra anlaşılan o ki, Türkiye, Suriye yönetimi ile, yani Beşar Esad ile doğrudan ilişki kurmaya hazırlanıyor.
İşte bu bağlamda, ABD’de yeni hazırlanan bir Suriye yaptırım paketi var.
Önceki gün, ABD Temsilciler Meclisinde, Suriye'ye yönelik yaptırımlar içeren yasa tasarısı oy birliğiyle kabul edildi.
‘2019 Caesar Suriye Sivil Koruma Yasası' adı verilen tasarı, Temsilciler Meclisi'ndeki oylamadan oy birliği ile geçti. Tasarı, Donald Trump yönetiminin Suriye hükümeti, güvenlik teşkilatları ya da Suriye Merkez Bankası ile iş yapan herkese yaptırım uygulanmasını öngörüyor. Ayrıca yasa tasarısındaki yaptırımlar, Suriye yönetimi ile bağlantılı inşaat projeleri ya da Suriye'de hükümetin kontrolündeki havayolu ya da enerji endüstrisi ile iş birliği yapanları da kapsıyor.
Yani Türkiye’nin Suriye ile ’98 Adana Mutabakatı’na, 2011 öncesine dönmesinin yolu kesilmek isteniyor.
Türkiye’nin ekonomisi zaten krizde ve Atlantik sistemine göbeğinden bağlı.
Trump’ın, “ekonominizi mahvederim” tehdidine sert bir yanıt verilememesinin sebebi de bu.
Amerikan emperyalizmi Türkiye’ye diyor ki, “Bak Venezuela’yı görüyorsun, Rusya, İran ve Suriye ile işbirliği yaparsan seni Venezuela’dan beter ederim!”
Ancak, Trump’ın sıfatında, tek dişi kalmış bir emperyalizm bu.
Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek’in çok isabetli bir biçimde işaret ettiği gibi, cikcikle yani twitle darbe olmaz.
Allende’yi devirmek için Pinochet gibi bir faşist ve Şili Ordusu vardı o zaman Sam Amca’nın elinde.
Şimdi ise Venezuela Ordusu, Bolivarcıların, Chavezcilerin yanında.
Ayrıca dünyanın yükselen gücü Avrasya da, Çin, Rusya, İran, Türkiye olarak Bolivarcı Venezuela’yı destekliyor.
Meksika ve Bolivya da öyle.
ABD’nin tek silahı renkli devrim ve ekonomi.
BİRİ DE ÇIKIP ‘PELOSİ’Yİ TANIDIK’ DERSE NE OLACAK
Bir de komik bir durum var ortada.
Trump, Erdoğan’ı, Maduro’yu devirmek için twit filan atarken, kendisi sakat durumda.
Son olarak ABD’de CIA dahil 17 farklı devlet istihbarat birimince hazırlanan “2019 Ulusal İstihbarat Stratejisi” raporunda, bizzat Trump’ın ülkeye bir tehdit oluşturduğu açık seçik yazıldı.
Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats tarafından kaleme alınan 36 sayfalık raporda, Rusya ve Trump sözde işbirliği, süslü ve teknik terimlerle ima ediliyor.
ABD Temsilciler Meclisi’nde Nancy Pelosi, Trump ile açıktan itişiyor ve hükümet rekor uzunluktaki bir süredir kapalı durumda.
Trump Pelosi’yi engelliyor, Pelosi Trump’ı bloke ediyor.
Son olarak, “Ulusa Sesleniş” konuşmasını yapmasına dahi mani oldu.
ABD’de halk desteği yerlerde sürünüyor sarı perçemlinin.
Wall Street’i, Pentagon’u, istihbarat servisleriyle külliyen NEOconcu müesses nizam Trump’ın karşısında, topal ördek kılıklı başkanın hemen dibinde, bu derin devletin iki tehlikeli faşisti var: Bolton ve Pompeo.
Yani diyeceğim şu ki, Trump, Venezuela’da "Milli Meclis Başkanı Guaido’yu tanıyorum" derken, Rusya ve Çin de çıkıp, “Biz de ABD’de Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’yi başkan olarak tanıdık” diyebilir.
Olmaz olmaz deme, olmaz, olmaz...
Veya “Gülme komşuna gelir başına” derler buna.
KAYNAKLAR:
Eurasia Future: venezuela-the-indirect-adaptive-approach-to-regime-change-preplanned-provocation-by-washington/andrey korybko
https://tr.sputniknews.com/abd/201901241037260745-abd-temsilciler-meclisi-suriye-yaptirim-yasa-tasarisina-onay/
https://www.globalresearch.ca/trump-a-threat-to-us-intelligence-strategy-report-says/5666440