Voleybolda seçim günü
Merhaba Kıymetli Okurlarımız,
Bugün, Türkiye’nin en başarılı federasyonu Türkiye Voleybol Federasyonu’nda seçim var. 18 Ekim Cuma günü Ankara’da gerçekleştirilecek 6. Genel Kurul’da 238 delegeden ilgili 15 kulübün isim bildirmemesi sebebiyle 225 delege oy kullanacak. Delegeler, yapacakları tercihle Türk Voleybolunun önümüzdeki dört yılını yönetecek başkan ve yönetim kurulunu belirleyecekler.
2012’DEN SONRA İLK KEZ 2 ADAY YARIŞACAK
2016 ve 2021 yıllarında Sayın Mehmet Akif Üstündağ’ın tek aday olarak katıldığı genel kurullardan sonra iki adaylı bir seçime gidiyoruz. Son olarak 2012 yılında Sayın Erol Ünal Karabıyık ile Sayın Özkan Mutlugil’in yarıştığı genel kurul iki adaylı olmuştu.
Hakemlik haricinde voleybolun her kademesinde yer alan ve son yirmi yılda TVF’de başkan yardımcılığı, yönetim kurulu üyeliği gibi birçok görevde bulunan ve son iki dönemde de başkanlık görevini yerine getiren Sayın Mehmet Akif Üstündağ ile iki dönem Bursa Büyükşehir Belediyespor Başkanlığı, bir dönem de Türkiye Basketbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Sayın Gökhan Dinçer, başkan olabilmek için yarışacaklar.
Oy verme yetkisine sahip delegeler, Olağan Genel Kurulda Gökhan Dinçer için Mavi, Mehmet Akif Üstündağ için ise Beyaz oy pusulası ile tercihlerini sandığa yansıtacaklar.
Türk Voleybolunun en önemli başarılarına imza atan bir yönetim ile gelecek dört yıl için yönetime talip olan diğer aday arasındaki seçimin sonucu merakla bekleniyor. Voleybolumuzun istikrarlı yükselişini sürdürmesi oldukça önemli.
Son sekiz yıla baktığımızda yurt içinde ve yurt dışında sadece saha içinde değil saha dışında yani Dünya Voleybol Federasyonu ve Avrupa Voleybol Konfederasyonu'ndaki temsilcilerimizin rekor seviyesine gelmesi, voleybol dünyasının övgüyle bahsettiği organizasyonlar, özellikle A Kadın Voleybol Takımımızın Avrupa ve Dünya şampiyonlukları, FIVB Dünya Sıralamasında 1 numaraya yükselmesi bu dönemin en önemli başlıklarıydı.
Yaş grupları Milli Takımlarımızın Balkan, Avrupa ve Dünya Şampiyonalarındaki başarıları da yine bu dönemin önemli göstergelerinden biriydi.
A Erkek Milli Takımımıza baktığımızda ise CEV Altın Ligi Şampiyonlukları, FIVB Challenger Cup Şampiyonluğu sonrası ilk kez FIVB Milletler Ligi ile yine ilk kez Olimpiyat Oyunları Elemesine katılım, Avrupa ve Dünya Şampiyonaları’nda sürekli olarak yer almak önemli kilometre taşlarıydı. A Erkek Milli Takımımızın kadrosunda bunlardan daha fazlasını gerçekleştirebilecek potansiyele sahip bir nesil var aslında.
Özetleyecek olursak; sportif başarılar, alt yapı ve eğitim faaliyetleri ile lig ve Milli maçların televizyon yayınlarının artması, fabrika voleybol ve festival voleybol gibi etkinlikler, sponsor gelirlerinin rekor seviyeye ulaşması, işitme engelli ve oturarak voleybol branşlarının ilgili federasyonlardan ayrılarak TVF bünyesine katılması, bu alandaki takımlarımızın Avrupa, Dünya ve Deaflimpics şampiyonlukları, Erasmus projeleri gibi voleybolu geliştirecek çalışmalar, hakem ve antrenörlere yönelik yapılan iyileştirme çalışmalarını ve tabi ki diğer federasyonlar tarafından takip edilen kurumsal yapıyı ilk anda sıralayabiliriz.
Başkan adaylarından Sayın Gökhan Dinçer ile hafta başında yaptığımız telefon görüşmesinde ‘Genç ve dinamik bir yapıyla yönetime talibiz. Kulüp başkanlığım sırasında 2020’de judoda Bursa’ya ilk olimpiyat madalyasını getirmiştik. Basketbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği de yaptım. Sporun içinden gelen biri olarak Türkiye’nin en genç federasyon başkanı adayıyım’ diyerek kısaca kendini tanıtmıştı.
Kıymetli okurlarımız, Sayın Dinçer’in ekibine, sizlere aktarmak amacıyla projelerine yönelik daha fazla bilgi alma konusunda birçok kez irtibat kurdum. Ancak sanırım yoğunluk sebebiyle olsa gerek, talep ettiğim hiçbir bilgi tarafıma ulaştırılamadı. Bu sebeple diğer başkan adayı ile ilgili olarak yazacaklarım bundan ibaret olarak kaldı.
SEÇİMDE PROJELER YARIŞACAK
Önümüzdeki seçimin kritik noktası, adayların öncelikle erkek voleybolu için hayata geçirecekleri projeler olmalı. Özellikle Anadolu kulüplerine verilecek destek, naklen yayın ve İddaa gelirlerinin arttırılması, voleybolun her paydaşıyla birlik ve bütünlüğün artarak devamının sağlanması ana hedef olmak üzere, seçimin sonucundan bağımsız olarak camianın tamamının voleybola katma değer yaratacak biçimde ortak hareket etmesinin önemi bir kere daha ortaya çıkıyor.
KAZANAN VOLEYBOL OLSUN
Son olarak her iki başkan adayına da başarılar dilerken; kazananın voleybol olmasını diliyorum. Belki de sizler bu yazıyı okurken TVF’nin yeni başkanı belirlenmiş olacak.
En büyük beklentim, her yaş grubundan kadını ve erkeği ile salonda, plajda ve karda, işitme engelli ve oturarak voleybolu da dahil olmak üzere Milli Takımımız ve kulüp takımlarımızın istikrarlı yükselişini sürdürmesi. Bu seçim sadece bir aday tercihinden ibaret olmayıp, sistem ve ilerleme için yarışan projelerin yarışı olsun.
Kıymetli okurlarımız, bugün de TVF seçimiyle ilgili son durumdan ‘Haberiniz Olsun’ istedim.
Kalın sağlıcakla.