05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vurun KDV'ye

Utku Reyhan

Utku Reyhan

Gazete Yazarı

A+ A-

Hükümet gıda fiyatlarını aşağı çekecek 'sihirli' formulü buldu: KDV indirimi. Devlet, kendi gelirinden vazgeçerek sorunu çözmeye çalışıyor. Özel sektöre ise "çağrıda" bulunmakla yetiniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gıdada KDV'yi yüzde 8'den yüzde 1'e indirirken, sektöre de "Biz yüzde 7 indirim yaptık siz de üzerine yüzde 7 indirim yapın." çağrısında bulundu. Zincir marketler ve dev tedarikçiler lütfederse, indirim toplam 14'ü bulacak. Kamuoyunda ise zincir marketlerin bırakın ek yüzde 7 indirimi, KDV indirimini yansıtıp yansıtmayacakları konusunda dahi şüphe var. Haksız bir şüphe değil. Çünkü KDV indirimi öncesi fiyatların şişirilmesi gibi durumlar oldu. Üstelik indirimi denetleyecek etkin bir mekanizma da yok.

Nicedir, pahalılıkla mücadele için Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ilaç oluyor. Devlet, halkın refahını vergileri düşürme ya da bazı vergilerden vazgeçme yoluyla sağlamaya çalışıyor.

2021 yılı boyunca akaryakıt zamlarının tüketiciye yansımaması için ÖTV'den vazgeçildi. Asgari ücrete yapılan son zam, yine verginin kaldırılmasıyla sağlandı. Kamu personel giderlerinde de asgari ücrete kadar olan kısımda vergi kaldırıldı. Şimdi de gıdada KDV yüzde 1'e indirildi. Enerjide KDV indirimi de gündemde.

Şüphesiz devletin vatandaşın refahını artırma, enflasyonla mücadele gibi görevleri var. Ancak bu yöntem, kamu bütçesinin daralmasına, bütçe açığının fırlamasına – ki 2021'de yüzde 10 arttı – ve sonunda yine yükün vatandaşın sırtına binmesine yol açacaktır.

165 MİLYARLIK DESTEK

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in elektrik dağıtım şirketleriyle toplantı sonrası yaptığı açıklamadan öğrendimize göre sadece 2021 yılında devlet, elektrik ve doğal gaz faturalarına 100 milyar lira destek sağlamış, akaryakıt üzerinden alması gereken 65 milyar liralık ÖTV'den ise vazgeçmiş. Yani devletin vazgeçtiği gelir toplam 165 milyar lira. 2021'de merkezi yönetim bütçesinin geliri 1407 milyar lira, gideri ise 1600 milyar lira olarak gerçekleşti. Bütçe açığı 193 milyar. Bu durumda bütçe açığının (borçlanma) neredeyse tamamının bu destekten kaynaklandığını söylemek mümkün.

Bakan Dönmez, 2022'de de elektrik faturalarında birinci kademeye yüzde 50, doğalgaz faturalarına ise yüzde 75 destek vereceklerini ifade etti. Yani 100 liralık elektrik faturasının 50 lirasını, 100 liralık doğalgaz faturasının ise 75 lirasını devlet karşılayacak. Daha doğru bir ifadeyle aslında elektrik faturamız 200 lira ama bize 100 lira geliyor. Aradaki 100 lirayı devlet ödüyor.

ASIL KAMBUR

Mesele tam da burada. Bu destek (sübvansiyon) bir yönüyle şüphesiz vatandaşa. Ama daha çok elektrik dağıtım (tedarik) şirketlerine. EPDK'nın önceki akşam yaptığı açıklamadan anladığımıza göre spot satış piyasasında elektrik fiyatları yükseldiği için devlet EÜAŞ'ın satış fiyatlarını dünya piyasalarındaki yükselişe rağmen düşük tutarak, dağıtım ve tedarik şirketlerinin ucuza elektrik temin etmesini sağlıyor. Destek, bu yolla sağlanıyor. Yılda 165 milyar lira gibi, toplam bütçe giderinin yüzde 10'una denk gelen dev bir harcamayı sadece elektrik, doğalgaz ve akaryakıt için yapabilen devlet, bu alanları neden kendisi işletmez? "Zarar ediyor", "devletin sırtında kambur" denilerek özelleştirdik ama çok daha büyük bir kamburla karşı karşıyayız.

KAMULAŞTIRMA KALICI ÇÖZÜM

Şimdi hükümet çevrelerinden sızan kulis bilgilerine göre, elektrikte KDV'nin düşürülmesi ya da kaldırılması, bu yolla faturalarda indirime gidilmesi düşünülüyor. Muhalefet de sık sık KDV indirimi çağrısında bulunuyor. Şüphesiz vatandaşı bir süre rahatlatacaktır. Fakat kalıcı çözüm mü?

Bir tek Vatan Partisi, stratejik, hayati alanlarda özel kâr sistemine son vererek yani kamulaştırma yoluyla ucuz elektriğin mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Vatan Partisi ayrıca, Rusya, İran, Azerbaycan, Cezayir, Katar gibi yakın ya da uzak kumşularımızla güçlü ve tutarlı işbirliğinin ucuz hammade (doğal gaz) teminini sağlayacağını ve bunun da elektrik üretim maliyetlerini aşağı çekeceğini söylüyor.

Enerjide üretimden, dağıtım ve tedariğe bütün aşamalarda kamulaştırma, her aşamadaki kâr beklentisini ve fazla maliyetleri ortadan kaldıracaktır. Tek bir çatı altında toplanması muhasebe kolaylığı sağlayacaktır. Şu an serbest biçimde oluşan ve dünya piyasalarındaki anormal yükselişten doğrudan etkilenen toptan elektrik satış piyasasını kontrol altına alacaktır. Dahası, YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması) gibi faturaların şişmesine doğrudan etkisi olan dolar üzerinden alım garantili özel projeleri desteklemek yerine, doğrudan kamu eliyle yenilenebilir enerji yatırımları yapmak ve döviz şoklarından kurtularak yine maliyetleri düşürmek mümkün olacaktır.

KAZANCI VERGİLENDİRMEK

KDV, ÖTV gibi vatandaşın tüketimine dayanan dolaylı vergiler hep tartışma konusu oldu. Şu anda bu iki kalem, bütçe gelirlerinin neredeyse yarısı. Buna karşılık, Dünya Bankası'nın 2021 verilerine göre Türkiye ekonomisinde kayıt dışılık yüzde 26 seviyesinde. Örneğin Çin Halk Cumhuriyeti'nde bu oran yüzde 7. Kayıt dışılık kazanca dayalı vergide kayıp demek. Kayıt dışılığa, mevcut şirketlerin çeşitli yollarla kaçırdıkları vergiyi de eklersek bu oran çok daha büyüyor. Doğrusu, bu durumla etkin mücadele ederek, kazanç üzerinden alınan vergi miktarını yükseltmek. Ve KDV ile ÖTV yükünü adım adım vatandaşın sırtından almak. Ancak bu olmadan KDV ve ÖTV üzerinden sorunları çözmeye çalışmak, bütçe açığını daha da artırmak ve devleti, dolayısıyla vatandaşı borçlu hale getirmekten başka sonuç vermez.