XXI. Ağıt, İstikrarlı cinayetler
(Kudüslü dokuz Tef, katliam alanının kenarına
bağdaş kurup oturur... Canını kurtaramamış
Tanturalı bir Ney ayakta, Gazzeli genç bir Kanun
ön sırada, kara saçlarını yüzüne dökerek,
dokunaklı eski bir çöl şarkısı mırıldanmaya başlar.)
Ya haram! Ya haram! Dur ey zalim, dur ey zaman.
Öldür öldürebildiğin kadar: Vurarak, kırarak, yakarak.
Öldürmekten başka şey bilmez mi senin ellerin?
Küresel çetenin tetikçisi oldun, kanlı dolar, kanlı petrol,
Aldığın rol, mübadelesi çocuk çığlıkları ile kahkahanın.
Dün yine, altı kız kardeşi anasız babasız bıraktın,
Gazze’de dün, kaç haneyi ateşe verdin, kaç can kurban,
Çirkeften doğanla eşitlendin, süründün, çürüdün.
Niyetin, eylemin, aklın Homo Habilis'ten geriye düştü,
Evrimleşmemiş bir sürüngen beyni var kafatasında,
Ve başardığın tek eylem: İstikrarlı cinayetler, o kadar.
Ya haram! Ya haram! Dur ey zalim, dur ey zaman.
Amerika’nın mekanik böcek yetiştirme çiftliğinde,
İtinayla üretilmiş, öldürmeye kurulmuş ruhsuz robotlar,
Bombalıyorlar Filistin beşiğinin bebeklerini de.
Bozulmasın diye, korsan borsalarda zulüm düzeni,
Korunsun diye sırası, sırasız katliamların kanlı yasası.
Tetik çekiyor, satır kaldırıp indiriyor, bomba patlatıyor,
Uydu kullanıyor, atomu parçalamayı öğrenmiş,
Fakat nasip almamış insaniyetten, hatta hayvaniyetten.
Musa adını kirleten ile İsa adını karalayan yarışıyor,
Dolar imparatorluğunun kutsal egemenliği adına.
Aynı küresel sınıfın mezunu, aynı kasaphane meczubu.
Şu İsrail torunlarının yaptıklarını bilmeyen kaldı mı?
Biliriz elbet ezeli, Arap çocuklarının başını taşla ezeni.
Duyduk elbette, yıkmayı, yakmayı meslek edinmişi,
Bozuk para gibi harcadılar kutlu Kudüs'ün ruhunu.
Dolar saltanatının kutsal egemenliği adına,
Sürdürüyorlar istikrarlı cinayetleri, insanın varlığına:
Ya haram, ya haram! Vallahi kalbim ateşle yaran!