21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yapay zeka aldatmacası

Halim Gençoğlu

Halim Gençoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

Eskiden her ailenin evinde bulunan cilt cilt ansiklopedilerin yerini şimdi yapay zeka aldı. Artık yapay zekanın hükmetmediği bir alan neredeyse hiç kalmadı gibi… Bugün her sahaya sirayet etmiş olan yapay zeka, dışarıdan bakıldığında çok şeyi kolaylaştıran muazzam bir teknolojik gelişme olarak insanlığa empoze edilmektedir. Fakat ayrıntılı taraflarıyla incelendiğinde işin içinde bir kapitalist tezgahın olduğu görülüyor.

İLK DENEMELERİ İSRAİL YAPTI

Mesela yapay zekanın müşteri hizmetleri gibi sektörlerde insanın yerini alabilme ihtimali bile önemli ekonomik ve sosyal aksaklıklara yol açacak demektir. Yine yapay zeka sistemlerinin eğitim verilerindeki önyargıları kolluk kuvvetleri gibi alanlarda adil olmayan muameleye sebep olacaktır. Benzer şekilde yapay zeka, büyük miktarda kişisel veriyi işleyip analiz etmek için kullanıldığında potansiyel olarak mahremiyet ihlallerine yol açacaktır.

Bu teknoloji, savaşta insan gözetimi olmadan kullanılabilecek otonom silahlar geliştirmek için kullanıldığında etik ve güvenlik bakımından ciddi bir risktir. Bugün İsrail’in Gazze’de bir deney sahası gibi masum insanları öldürürken kullandığı yapay zeka teknolojisi bunların belki ilki olma özelliği taşımaktadır.

KONTROL MEKANİZMASI

Özetle gelişmiş yapay zeka sistemlerinin insan değerleriyle uyum içinde olmama ve zararlı hareket etme riski söz konusudur. Yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve kontrolü birkaç büyük şirketin veya hükümetin elinde nasıl bir güç dengesizliğine yol açacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.

Yapay zeka sistemlerinin öngörülemezliği, şimdiden yönetilmesi zor olan sonuçlara yol açmaya başladı. Size ait olmayan fotoğraflar, sahte ses kayıtları büyük bir aldatmaca olarak toplumu tehdit etmektedir. Mesela ünlülerin sesinden dolandırıcılık yapan bir sistem şimdiden insanlığı ürkütmüş durumdadır. Bu risklerin ele alınması, yapay zeka geliştirmenin görünürde fayda sağlarken potansiyel zararları en aza indirgenmesini sağlamak için etik kuralları dikkate almayı gerektiriyor.

KİMİN SAFINDA YER ALACAK?

Bunların haricinde bir de belki daha önemli olan ve henüz pek anlaşılmayan yönleri söz konusudur. Bir yapay zeka uygulamasına soykırım yazdığınız zaman ikinci cümlede örnek olarak sözde Ermeni soykırımını not etmesi bu sistemin hakikatle alakası olmayan başka bir dünyaya hizmet ettiğini ortaya koyuyor.

Öte yandan yanı başımızda olan İsrail soykırımlarını meşru imiş gibi gösterip “bu konu İsrail’in toprak bütünlüğü” gibi taraflı ifadeler kullanması yapay zekanın Gazze’yi bombalayanların safında olduğunun açık kanıtlarından biridir.

Başka bir ifadeyle 1915’deki Ermeni tehcirini soykırım diye pazarlayan yapay zeka bunca katliama rağmen İsrail’in Filistin’deki zulmüne yer vermiyorsa bu, o yapay zekanın nereden idare edildiğini ortaya koyar. Hakikaten şunu sormak gerekir ki yapay zeka gerçekten insanlığa mı yoksa Netanyahu gibi bir savaş suçlusunu alkışlayan belli bir zihniyete mi hizmet ediyor!

Teknolojik gelişmeler elbette çağın gereklerine göre ilerleyecektir fakat yapay zeka aldatmacasına karşı alternatif üretmiyor ve sadece bize sunulanı kullanıyorsak modern köleliği şimdiden kabul ettik demektir.

MİLLİ OLANINI YAPMAK BİR ZARURET

Raflardan kaldırılan o cilt cilt ansiklopedilerin yerini alan yapay zeka’nın karşısına hakikati gözeten bir program çıkarmazsak o yapay zeka sizin Köroğlu'nu, Karacaoğla'nı, Yunus Emre’yi, hatta Mustafa Kemal Paşa’yı nasıl yazarsa onu kabul edeceksiniz demektir. Emperyalist güçlerin dünyaya empoze ettiğine inanmasanız da ona boyun eğeceksiniz, anlamına gelir.

Unutmamalıyız ki, emperyalist dünyanın gerçekmiş gibi dayattığı bir kötülüğe karşı yılmadan hareket edildiğinde muvaffak olmak bir hayal değildir. Sözde Ermeni soykırımı konusunda Sn. Perinçek’in kazandığı İsviçre davası bunun mümkün olabileceğini göstermiştir. Özetle olmayanı gerçekmiş gibi gösteren yapay zekaya karşı tavrımız Avrupa’yı karşımıza almak pahasına da olsa bu kadar net olmalıdır.
Günümüzde Yapay Zeka aldatmacasına karşı her sahada milli yapay zeka programları geliştirmek artık bir tercih değil zarurettir.

İsrail Yapay zeka Gazze Avrupa Filistin