05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yapay zekâ yeni bir tehdit mi yoksa kurtarıcı mı?

Uğur Güven

Uğur Güven

Gazete Yazarı

A+ A-

Sizleri uzun bir süredir uzay konusunda ve nükleer enerji gibi konularda bilgilendiriyorum. Daha önceki haftalardaki yazılarımda bahsettiğim gibi Asya ve Batı arasında ciddi bir uzay yarışı ve uzay kaynaklarına erişim için bir çaba var ve en son Uzay Kongresi’nde tüm dünyada uzay konusunda olan gelişmeleri detaylı yazdım. Ancak uzay ve enerji dışında üçüncü çok önemli bir konu ise yapay zekâ!

Şu an baktığımızda yapay zekâ tamamen her alanda günlük hayatımıza dahil olmuş durumda. Kimi bilim adamı yapay zekâyı tehdit olarak görürken kimi uzmanlar da onu insanlığın bir kurtarıcısı olarak görüyor.

Aslında uygarlık için çok ciddi bir fayda barındırma potansiyeli olan yapay zekâ aynı zamanda kötü kullanılırsa daha önce hiç karşılaşmadığımız problemleri de oluşturabilir.

Öncelikle, yapay zekânın getirdiği fırsatları ele alalım. Yapay zekâ sağlık, eğitim, sanayi, tarım ve ulaşım gibi çeşitli alanlarda verimliliği artırarak insan hayatını kolaylaştırabilir.

Örneğin, sağlık sektöründe yapay zekâ, hastalıkların erken teşhisi ve tedavisinde devrim yaratabilir.

Özellikle karmaşık hastalıkların tanısı için kullanılan görüntü işleme teknikleri, hastalıkları daha erken evrede tespit etmeyi sağlıyor ve şimdi bile yapay zekâ sayesinde erken teşhis alıp hayatı kurtulan binlerce hasta mevcut.

Önümüzdeki on yıl içinde, bu tür yapay zekâ tabanlı tanı sistemlerinin daha yaygın hale gelmesi bekleniyor. Eğitim alanında ise kişiselleştirilmiş öğrenme platformları sayesinde öğrenciler, bireysel ihtiyaçlarına göre eğitim alma imkânına sahipler. Bu sayede her öğrencinin öğrenme süreci daha etkin hale gelebiliyor ve eğitimde fırsat eşitliği sağlanabiliyor.

Yapay zekânın üretim sektöründe de büyük bir dönüşüm yaratması bekleniyor. Endüstri 4.0 ile birlikte daha fazla işletme, yapay zekâ destekli üretim sistemlerine geçiş yapmaktadır. Bu sayede üretim süreçleri daha verimli hale gelmekte ve hata oranları azalmaktadır.

Yapay zekâ, özellikle robotik ve otomasyon alanında iş gücü ihtiyacını azaltarak maliyetleri düşürebilir ve üretimi hızlandırabilir. Aynı zamanda, enerji verimliliğini artırarak çevresel etkilere olumlu katkıda bulunabilir.

Tarımda ise yapay zekâ, hava koşullarını analiz ederek mahsul verimliliğini artırabilir, zararlıların yayılmasını önleyebilir ve kaynak israfını azaltabilir. Böylelikle, dünya nüfusunun artışıyla birlikte ortaya çıkan gıda ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlayabilir.

Yapay zekâ yeni bir tehdit mi yoksa kurtarıcı mı? - Resim : 1

YAPAY ZEKÂNIN RİSKLERİ

Ancak yapay zekânın faydalarının yanında ciddi riskleri de bulunmaktadır. Bu risklerin başında, insanların işlerini kaybetme tehlikesi gelir. Özellikle tekrarlayan ve fiziksel emek gerektiren işler, yapay zekâ tabanlı robotlar tarafından yapılabilir hale geldiğinde birçok insan işsiz kalma riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Bu durum, özellikle düşük beceri gerektiren işlerde çalışan bireyler için endişe vericidir.

Ayrıca, yapay zekânın yüksek beceri gerektiren işlerde de kullanılmaya başlanması, gelecekte daha geniş bir işsizlik sorunu doğurabilir. Bu nedenle, toplumların ve hükümetlerin, yapay zekânın getirdiği iş kaybı riskine karşı önlemler alması gerekmektedir. Eğitimin ve beceri gelişiminin teşvik edilmesi, bu alandaki olası sorunların azaltılmasına katkı sağlayabilir.

Yapay zekânın diğer bir riski ise güvenlik ve etik sorunlarıdır. Özellikle gelişmiş yapay zekâ sistemlerinin yanlış ellere geçmesi veya kötü amaçlarla kullanılması, ciddi güvenlik tehditleri yaratabilir.

Örneğin, otonom silahlar gibi askeri yapay zekâ uygulamaları, çatışmaların seyrini tamamen değiştirebilir ve kontrolsüz bir şekilde kullanıldığında büyük can kayıplarına yol açabilir ve hatta savaşta olmayan ülkeleri bile zorla savaşa sokabilir.

Aynı şekilde, yapay zekâ tabanlı siber saldırılar, kritik altyapılara zarar vererek toplumların güvenliğini tehdit edebilir. Bu tür risklerin önüne geçebilmek için, yapay zekâ alanında küresel etik ve güvenlik standartlarının belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

Ülkeler, yapay zekâ uygulamalarını denetleyecek ve olası kötüye kullanımları engelleyecek uluslararası anlaşmalar yaparak bu tehlikeleri azaltmaya çalışmalıdır.

Yapay zekânın “General Artificial Intelligence” (GAI) ya da Türkçe olarak “Genel Yapay Zekâ” seviyesine ulaşması, yapay zekânın insan benzeri bir genel zekâ düzeyine erişmesi anlamına gelir. Bugün kullandığımız yapay zekâ sistemleri, genelde dar bir alanla sınırlıdır ve dar yapay zekâ olarak adlandırılır. Örneğin, bir yapay zekâ yalnızca satranç oynayabilir, dil işleyebilir veya görüntü tanıma yapabilir.

Yani, sadece belirli görevlerde, belirli bir konuda uzmanlaşmışlardır. Ancak GAI, herhangi bir alanda insan zekâsına benzer bir şekilde düşünüp öğrenebilen, çok yönlü bir yapay zekâ türünü ifade eder.

Bu, yapay zekânın birçok farklı görevi aynı anda ve etkili bir biçimde gerçekleştirebilmesi anlamına gelir ve hemen hemen insanların karar alması gereken tüm konularda da kullanılabileceğini ifade eder.

NASIL KULLANACAKSINIZ?

Sonuç olarak, yapay zekâ insanlık için hem bir tehdit hem de bir kurtarıcı olabilir. Onun potansiyelini pozitif bir şekilde kullanmak, tüm insanlığın yararına olabilecek bir gelecek inşa etmek için fırsatlar sunmaktadır. Fakat bunun yanında, etik, güvenlik ve sosyal uyum gibi alanlarda da önemli sorumluluklar getirmektedir.

Yapay zekânın yönünü belirleyecek olan, teknolojinin kendisi değil, onu nasıl kullanacağımızdır. Bu bağlamda, toplum olarak, yapay zekânın getirdiği olanakları kucaklarken, risklere karşı da tedbirli olmalı ve bilinçli adımlar atmalıyız.

Yapay zeka Tarım Sağlık Uzay Ulaşım