Yaşar Nabi Nayır’ın Varlık Dergisi 88 yaşında
Yaşamım boyunca bana emeği olan insanları hep anlattım. Bazen yazı, bazen söyleşi, bazen fotoğrafla onlara teşekkür ettim. Yetişmemde emeği olan değerli insanları/andım anlattım. Köy okullarında öğretmenlik yaparken Varlık dergisinin o büyük boyut sayılarını nasıl heyecanla beklerdim/okurdum. Varlık dergisinin cep kitapları unutulur mu onları hep istedim okudum. Varlık dergisini 1933 yılında kuran, Türk edebiyatına/yazarlarına büyük katkısı olan Yaşar Nabi Nayır’ı saygıyla/şükranla anmak istedim. Varlık dergisi bugün de vazgeçilmezimdir. Her ay yine heyecanla yolunu gözlerim. Derginin editörlüğünü, Enver Ercan’dan sonra, Mehmet Erte yapıyor. Röportaj isteğimi kabul ettiği için teşekkür ediyorum. Bir teşekkür de hayırlı evlat, Filiz Nayır Deniztekin’e. Derginin yazıişleri müdürlüğünü yapıyor, babasının eserini yaşatıyor. İşte Mehmet Erte’nin cevapları…
Mehmet Erte’yi anlatır mısınız, dergi editörlüğünü kaç yıldır yapıyorsunuz?
Varlık’ta Ustaların Seçtikleri bölümünde Aralık 1999’da Lâle Müldür, Temmuz 2000’de Orhan Alkaya tarafından şiirlerim yayımlandı. Kitaplık, Milliyet Sanat, E, Yasakmeyve, Papirüs gibi dergilerde göründüm. Temmuz 2003’te Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’nü Seyyidhan Kömürcü ile paylaştım ve ilk şiir kitabım Suyu Bulandıran Şey, Varlık Yayınları’ndan çıktı. Eylül 2003’te Varlık Yayınları’nda çalışmaya başladım. Hem kitap editörlüğü yaptım hem de Varlık dergisinin hazırlığında Enver Ercan’a yardım ettim. Derginin düzeltmenliğini ve koordinatörlüğünü üstlendim diyebiliriz. 2015’ten beri Varlık’ın editörüyüm. 2018’de Enver Abi’nin vefatından sonra Genel Yayın Yönetmeni unvanını üstüme almak istemedim. 15 yıla yakın süre birlikte çalıştık, az değil, ona çok şey borçluyum. Yaşar Nabi Bey’in kızı, Varlık’ın yazı işleri müdürü Filiz Nayır Deniztekin’in de onayıyla bu unvanı derginin künyesinden kaldırdık.
AYIN KONUSU
Varlık dergisinde ayın konusunu nasıl seçiyorsunuz?
Her zaman Varlık’a bir dosya hazırlama teklifiyle gelen, bize üstünde çalışılabilecek konular öneren dostlarımız vardır. Kimisiyle hiç yüz yüze gelmesek de Türkiye’nin edebiyat-kültür hayatına “temiz” bir katkıda bulunmak istedikleri, riskli meseleleri ele aldıkları için hepsini dostumuz sayıyoruz. Onlarla birlikte dosya konusunun adını, alt başlıklarını ve kimlerin yazılarıyla bu başlıkların altını doldurması gerektiğini tartışırız. Bazen biz bir meselenin üstünde çalışmaya karar vererek bu konuda bize kılavuzluk edecek bir isme başvururuz veya doğrudan kendimiz dosyayla ilgili her şeyi belirleriz, ki bunların sayısı da az değildir, “Değişen Okuma Kültürü”, “Yükselen Bir Değer Olarak Vasat” gibi.
Son bir yıldır görünmese de Nilgün Tutal, “Post-truth”, “Post-hümanizm”, “Prekarya”, “Kültürel İktidar” gibi çok önemli başlıkları Varlık’ta tartışmaya açtı. “Sosyal Medya Çağında Sanat Tarihi Yazımı” başta olmak üzere sanatla ilgili konularda Barış Acar’ın bize önemli katkıları oldu. Betül Dünder, “Çocuklar İçin Felsefe”, “Çocuklar İçin Şiir” dosyalarını hazırladı.
Bu ayki “80. Yılında Garip Hareketi” dosyasını Bâki Ayhan T. bize getirdi. Fatma Berber’in emeğiyle önümüzdeki ay sinemada, belgeselde, yeni medyada “Hikâye Anlatıcılığı”nı irdeleyen bir dosya yayınlayacağız. Fatma’nın son zamanlarda bize katkısı çok. Ayrıca Moda ve metinlerarasılıktan Cumhuriyet dönemi romanlarındaki toplumsal dönüşüme, sürdürülebilir modadan flanörlüğe geniş bir çerçevede yazılar içeren bir dosya üzerinde Şakir Özüdoğru’nun kılavuzluğunda çalışıyoruz.
GENÇ KUŞAĞIN KATKISI
Varlık dergisi son yıllarda gençlere ağırlık veriyor, o yöndeki çabaları anlatır mısınız?
Varlık her dönemde öncü olmasa da hep gençlerle şekillenen, devinen bir dergi. Aksi halde bir derginin dışarıdan destek almadan 88 yıldır ayakta durması ve okurlarına güvenerek yoluna devam etmesi mümkün olamaz.
Edebiyat eleştirisindeki, şiir ve öyküdeki gençleri dergimize bakarak okur bulsun. Ben Varlık’ta çağdaş sanata ayırdığımız sayfalara, “Kısa Filmin Uzun Sözü” köşesine ayrıca değer veriyorum, bunlardan kısaca bahsetmek istiyorum.
Geçtiğimiz yıllarda Rumeysa Kiger’le çağdaş sanata bir kapı açtık, Hıdır Eligüzel, Ecem Özensoy, Ahmet Furkan İnan gibi genç yazarlarla yolumuza devam ediyoruz.
İrem Kargıoğlu, kendisi de genç olmakla birlikte, önemli yapıtlara imza atmış genç kısa film yönetmenleriyle söyleşiler yapıyor. Dergimizde ana-akım medyada pek yer bulamayan sanat alanlarına ve isimlere yer açmak çok önem verdiğimiz konulardan biri, disiplinlerarası ilişki de öyle. Genç dostumuz Burak Süme’nin hazırladığı “Sinema ve Edebiyat” köşesindeki Türkân Şoray, İzzet Günay, Nur Sürer gibi konuklarımız da tabii ki onun kadar genç.
Ülkemizde edebiyat dergilerinin durumu ve önerileriniz var mıdır?
Popüler kültürden anlaşılanın sadece arabesk olması ve popüler kültür dergilerinin edebiyatın alanını işgal etmesi en önemli sorunlardan biri. Dağıtım ağına girip kitabevlerinin raflarında kendisine yer bulabilen o kadar az edebiyat dergisi var ki. Bu okurla aramızdaki bir sorun olmaktan çok, sistem sorunu. Gene de endişelenmeyelim. İşimizi iyi yaparak düze çıkacağız.