Yasin Aktay: Halep İsrail’e verilsin
Halep ile ilgili sarf ettiği “Halep tarihi bir Sünni şehridir, Halep, Rusya, Şii, Nusayri Esad ordusu kuşatması altındadır. Halep bunlara bırakılmamalı ve Sünni Halep kentinin tarihi yapısı değiştiriliyor” sözlerini eleştirdiğimiz “Baykal Tarih Cahilidir” yazısını 18 Şubat 2016’da köşemizden yayımlamıştık. Ardından Deniz Baykal’ı programında ağırlayan Ahmet Hakan, sözlerine açıklık kazandırmasını istemişti. Baykal da “Türkiye’yi, Suriye’yi bu hale ne getirdi? Bizim hükümetin ciddi sorumluluğu var, ciddi yanlışları var. Hükümetin yanlışlarından dolayı Türkiye çektiğini çekti, bundan sonra çekmesin. Terör sorununda da tamamen kendi yanlışlarından bu hale geldi. Türkiye’ye sahip çıkmak lazım. Yeni bir savaşa sürüklenebilir, buna dikkat edelim” demişti. Baykal beye de bir hak atasözünü hatırlatmıştık: “Söz içinizdeyse o sizin esirinizdir. Söz ağızdan çıktı mı artık siz onun esiri olursunuz. Bir siyasi şahsiyetin tarih cahili olması da ayıptır. Ancak daha vehim olanı cahilane açıklamalarıyla, mezhepçi ifadeleriyle ve yalanlarla organize katilleri ve yağmalarını masum göstermesidir.” demiştik.
AKTAY’IN TEMCİT PİLAVI
Benzer söylem ve iddiaları Yasin Aktay da bayat temcit pilavı gibi sunuyor: “Halep’in Türkiye’nin kontrolüne verilmesi… Daha doğrusu, Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kontrolüne verilmesi. Halep çünkü, dikkat edin, İstanbul’dan sonra Osmanlı döneminde en büyük metropol şehirlerden bir tanesidir. Göçün önemli bir kaynağı da Halep’tir ve Halep biliyorsunuz eskiden ilk zamanlarda ÖSO’nun ve devrimcilerin, muhaliflerin elindeydi. Fakat Rusya’nın yardımıyla, İran’ın yardımıyla Esad rejimi geldiler oraya çullandılar. Büyük katliamlar yaptılar. Türkiye devreye girmeseydi çok feci katliamlar olacaktı orada. O katliamlardan maalesef önemli bir kısmı Türkiye’ye mülteci olarak gelmek durumunda kaldı.” demişti. Ardından Lübnan merkezli, İran ve Hizbullah’a yakın bir Arap televizyonu olan El-Mayadeen TV’ye çıktı ve yanlış anlaşıldığını, niyetinin iyi, halis muhlis olduğunu, Katar merkezli El-Cezire TV’de bir yorumcunun Halep ile ilgili çözüm söylemine atıfta bulunduğunu, mülteci sorununun ancak Halep’in geçici olarak muhalefete teslim edilirse çözülebileceğini ifade etmek istediğini, Türkiye, Rusya, İran ve Suriye arasında süren görüşmelerin önemine falan atıfta bulunmuştu.
Bu sefer herhalde muhalif çevreyi tedirgin ettiğini hissetmiş olmalı ki vitesi geri taktı, eski iddialarını yeniden dillendirdi. İnsan ve Toplum Bilimlerinde görev yapan Aktay’a tekrar hatırlatalım; Halep, İslam tarihinde ve henüz 9.cu yüzyılda kurulan ilk Alevi Hamdani devletinin başkentidir. Anadolu, Suriye ve Irak’ın medeniyet kaynağıdır. Sizin tarihi yapısını değiştirecekler diye kaygılandığınız Halep’in en önemli tarihi eserlerinin kurucuları Halep Alevi hükümdarlarıdır. Yapısını değiştirecekler diye üzüldüğün o Halep, Alevi Hamdani devleti döneminde Türkmenistan’dan gelen Farabi’nin, İran’dan gelen El-İsfahan’ın, Hindistan’dan gelen Kuşacım’ın, İslam Alevi yorumunun üstatları El-Hasibi’nin ve tarihin en kıymetli eserlerini vermiş onlarca âlimin yurdudur.
DOĞUNUN HONG KONG’U: HALEP
Aslen Mardinli olan Alevi hükümdar Seyf-El Davla El-Hamadani’nin yönetimindeki Halep Bizans ve daha nice ecnebi istilasına kalkan, Torosları, Bağdat ve Şam’ı savunan ön cephe oldu. Aristo’nun Eflatun’un eserlerinin Süryaniceye tercüme edilip korunmasını sağladı. Asabi ve mutaassıp Muaviye-Yezit sultasından mağdur olan Türkmenlere rahmet kapılarını açıp koruma altına aldı.
Halep, doğunun Hong Kong’uydu. Sanayisi, tarımı ve ticareti ile Suriye, Irak ve Türkiye’nin lider şehirleri arasındaydı. Türkiye kazansın, Türk sanayici ve tüccar fayda sağlasın diye Halep sanayisi, ticareti, tarımı zarar gördü. Esad’ın Türkiye’ye sağladığı ayrıcalık, Halep eşrafını rahatsız etse de devam etti. Halep Suriye’nin diğer şehirleri ve kırsalında olaylar ve çatışmalar başlamış olmasına rağmen sakindi. Halep’in bu duruma gelmesinin en büyük sebebi sizsiniz. Bugün yapısı değiştiriliyor dediğiniz Halep, sittin cehennemden getirilen mücahitleriniz eliyle yağmalandı, tarihi kalesini uçursunlar diye altına dinamitler döşendi, tarihi çarşılarına hendekler tüneller kazıldı. 2012 senesine kadar ticaret, huzur ve barışın kenti olan medeniyet diyarı Hatay şehrinin ikizi Halep sittin cehennemden devşirilen rahmet yoksunu mahlûkların katliamı, talanı, cehaleti, yobazlığı, tecavüzü, mezhep fitneciliğini ve haramiliği ile paramparça edildi.
Aktay, önceleri Konya Selçuk Üniversitesi’nde şimdi de Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümünde Öğretim üyesidir. Halep ile ilgili doğrular ve gerçeklerden uzak iddialarını sadece televizyonlarda dillendirmiyor. Görev yaptığı ve objektif olmakla mükellef olduğu akademik kurumlarda da ideolojik terbiyesi ve mezhepçi itikadına uygun Suriye ve Halep hikâyeleri anlatmaktadır. İlişkide olduğu veya organik bağ yaşadığı Suriye muhalefetinin zihniyeti ve anlatımlarıyla yorumlamaktadır. Bakın, üniversitelerin mahremiyeti vardır. Hekimler gibi yemini vardır. Eğitmenin görevi konuyu siyasi, dini, mezhebi veya ekonomik çıkarı temelinde propaganda etmek değildir. Bir vakayı mutlak bir doğruymuş gibi, eleştirel düşüncenin var olmadığı bir ortamda telkin veya dikte etmesi değildir. Tarihi bir olayı, ilişkiyi, kavgayı, savaşı üç farklı noktadan değerlendirmesini, kıyaslamasını sağlayan ilmi öğretmesidir. Bir mesele de devlet aygıtını kontrol eden yöneten hâkim sınıfın, zümrenin söylem ve eylemlerini, çıkarlarını, amaçlarını anlamak ve öğretmek. Buna mukabil yönetilen, mahkûm sınıfın, topluluğun, zümrenin söylem ve eylemlerini, çıkarlarını ve amaçlarını anlamak ve öğretmek. En nihayet objektif veya akademik medrese dediğimiz üçüncü boyutun analiz ve yorumlarının devreye girmesi ve konunun çok kapsamlı anlaşılmasını sağlamaktır.
DEVLETİMİZİN VAY HALİNE
Aktay, Baykal’ın da 12 senedir tedavüle sokulan, Suriye ordusu ve Esad kimyasal silah kullanıyor, Aleviler Sünnilere zulüm uyguluyor, Esad İran ile birlikte Suriye Şiileştiriliyor, Esad PKK ile birlikte hareket ediyor, Esad ülkeyi Rusya’ya peşkeş çekiyor, Esad Hatay’dan milis kuvvetler topluyor, Halep Osmanlı-Türk şehridir, Esad, Rusya ve İran Halep’ten Türklerle, Sünnileri temizliyor yerlerine İranlıları, Şiileri yerleştiriyor propagandaları BOP ve BOP’ta görev alan Aktay ve desteklediği muhalefetin projesi ve hedefi olan tüm bölücü, talancı ve mezhepçi arzularının perdelenmesi için istihdam edildiğini görüyoruz. Esad, Rusya ve İran düşmanlığının Türkiye’ye verdiği zararın halen idrakinde değillerse ve sebep ve sorumlu oldukları bu vahşi tablodan halen ders ve ibret almamışlarsa ve halen yağlı maaşlarla başdanışmanlık koltuklarında oturuyorlarsa devletimizin ve milletimizin vay haline.
Suriye’ye dayatılan uluslararası terör, bölücü, mezhepçi ve talancı savaşın ilk lahzasından itibaren iddiaları üreten AKP eski Vekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Yasin Aktay bu söylemlerini 7 Ocak 2023’te de devam ettiriyor. Suriye’nin neden hedef alındığını bunun İsrail, Filistin, Lübnan, Irak, Türkiye ve İkinci İsrail Projesi olan BOP ile bağını artık sağır sultanlar bile duydu ve öğrendi.
Okurlarımız ve bizi tanıyanlar, lafı da önemlidir ama ayinesi yani numunesi işidir kişinin kim olduğu bir ehemmiyeti olmamalı dedik. Aile kökenine inip annesini babasını didiklemedik. Türk müdür, Türkleşmiş midir, Girit Hristiyan’ı mıdır, Kürt Yahudi’si midir, kripto Ermeni midir, Cengiz Hanın kanından mıdır, Hürrem ile Kösem’in Lehistan boyundan mıdır, Habil’in mi yoksa Kabil’in soyundan mıdır? Bu hususları genetik bilimciler ile kafanın büyüklüğü ile uzvun uzunluğuna kafayı takmış olanlara bıraktık. Ama ve lakin, Türkiye, Rusya, İran ve Suriye arasında başlayan iş ve güç birliği süreci hasıl olurken, en üst seviyede görüşmeler ve çalışma programları tanzim edilirken Yasin Aktay ve emsalinin Halep açıklamaları bir akıl tutulması değilse, bilinç altında BOP’un en ulvi amacı olan Halep’in İsrail’e verilmesi arzusu mu yatmaktadır?
DAYAN NE KADAR HAKLIYSA AKTAY DA O KADAR HAKLIDIR
Zira aslen Halepli olan İsrail Eski Savunma Bakanı Moşe Dayan’da Halep’in Yahudiler için kutsal olduğunu bir Yahudi şehri olduğunu, Hz. İbrahim’in yaşadığı ve beyaz ineği Şahba’yı burada sağdığını, bu sebeple isminin Beyaz inek Şahba’dan sağılan “halib” yani süt kökeninden geldiğini ve bütün bu unsurlara binaen bu şehrin bir Yahudi şehri olduğu ve İsrail’e ait olması gerektiğini iddia ederdi. Moşe Dayan ne kadar doğru ve haklıysa Yasin Aktay’da Halep iddialarında o derece doğru ve haklıdır. Dayan Kız istemeye gitmiş. Oğlunu, kendisini, sülalesini övüyor. Hem de nasıl bir övme: Melaike sıfatlarıyla anlatıyor. Kızın babası; “Moşe efendi, sizin, sülalenizin, oğlunuzun küçücükte olsa bir kusurcuğu yok mudur?” diye soruyor. “Olmaz olur mu, elbette var; Ailecek çok yalan söyleriz.” demiş.