Yaşlılara Saygı Haftası ve sürdürülebilirlik
Yaşlılara Saygı Haftası ülkemizde 18-24 Mart haftası olarak kutlanmaktadır. Biz de bu haftaya sürdürülebilirlik açısından bakalım.
SAHİ YAŞLI KİMDİR?
Kimi uluslararası örgütlerde (BM vb.) 60 yaş üzeri, kimilerinde (BM, DSÖ vb.) 65 üzeri, hatta DSÖ’nün son bir çalışmasına göre 66-79 orta yaşlı, 80-99 ileri yaşlı, 100 üzeri çok ileri yaşlı kabul edildiği belirtilmektedir. Kronolojik yaşlanmanın yanı sıra, biyolojik, patalojik, psikolojik, sosyal ve ekonomik yaşlanma kavramları da vardır. Yaşlılığa niteliksel olarak da bakabiliriz elbet!
DÜNYAMIZ VE ÜLKEMİZ YAŞLANIYOR!
Birleşmiş Milletler dünya nüfus tahminlerine göre 2024 yılı için dünya nüfusunun 8 milyar 161 milyon 972 bin 573 kişi, yaşlı nüfusun ise 833 milyon 480 bin 764 kişi olduğu tahmin edilmiş. Bu tahminlere göre dünya nüfusunun yüzde 10,2'sini yaşlı nüfus oluşturuyor. Türkiye 194 ülke arasında 75. sırada yer aldı.
Dünya nüfusu her yıl ortalama yüzde 1,10 (83 milyon kişi) büyürken, 60 yaş ve üstü nüfus yüzde 3 büyüyormuş. Küresel olarak, doğumdaki yaşam süresi beklentisi 2018’deki 71 yıldan 77 yıla (2045-2050’de) çıkacakmış. Bu süreç, 15-64 çalışma yaş aralığındaki her 100 kişi için 0-14 ve 65 yaş üzeri kişilerin oranını (yaşlılık bağımlılığı oranını) düşürecek, bu orandaki kötüleşme de gelecek on yıllarda kamusal sağlık bakımı harcamalarını, sosyal koruma harcamalarını ve emeklilik sistemlerini zorlayacak gözüküyor.
TÜİK de bu hafta kapsamında yayınladığı son haber bülteninde ilginç istatistikler yayınlamış!
Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana TÜİK senaryosuna göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında yüzde 13,5 öngörülmüş. Yaşlı nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2024 yılında yüzde 63,4'ünün 65-74 yaş grubunda, yüzde 28,8'inin 75-84 yaş grubunda ve yüzde 7,8'inin 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görülmüş. Yaşlı nüfusun yüzde 0,1'ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2024 yılında 7 bin 632 olmuş.
YAŞLILAR VE EKONOMİK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı 2024 yılında yüzde 15,5'e yükselmiş.
Nüfus projeksiyonlarının demografik göstergelerdeki mevcut yapının devam edeceğini varsayan ana senaryosuna göre yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında yüzde 19,5, olacağı öngörülmüş.
İşgücü istatistiklerine göre, işgücüne katılma oranı 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus için 2023 yılında yüzde 53,3 olmuş. Bu oran yaşlı nüfus için 2023 yılında yüzde 12,2 olmuş. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran yaşlı erkek nüfusta 2023 yılında yüzde 20,0 iken yaşlı kadın nüfusta yüzde 6,1 olmuş. Yaşlı nüfustaki işsizlik oranının 2023 yılında yüzde 2,7 olduğu görülmüş.
İşgücü istatistiklerine göre, istihdam edilen yaşlı nüfusun sektörel dağılımı incelendiğinde, 2023 yılında yaşlı nüfusun yüzde 57,7'sinin tarım, yüzde 32,1'inin hizmetler, yüzde 7,3'ünün sanayi, yüzde 2,8'inin ise inşaat sektöründe yer aldığı görülmüş.
Yaşlıların insana yaraşır biçimde geçimlerini sağlayacak gelirlerinin olması sağlanmalı / Yaşlıların sağlık vb. temel gereksinmelerinin karşılanıyor olması güvence altına alınmalı / Çalışabilecek olan ve iş arayan yaşlılara ayrımcılık yapılmamalı / Hatta onları kültürel olarak çalıştırılabilir halde tutacak destekler yapılmalı ve koşullar hazırlanmalı / Yaşlıların bilgi ve deneyimlerini topluma sunabilme koşulları hazırlanmalı / Yaşlılara özgü mal ve hizmetlerin nicelik ve nitelik olarak üretimi ve erişilebilirliği sağlanmalı / Bu ürünler için standartlar ilgili kuruluşlarca tasarımlanmalı.
YAŞLILAR VE SOSYAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10,0'ını geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesidir. Türkiye'de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hız ile artış göstermiş.
Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan "demografik dönüşüm" sürecinde olan Türkiye'de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalma ile birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile nüfusun yaş yapısı şekil değiştirmiş. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artış göstermiş. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazla!
Hayat Tabloları, 2021-2023 sonuçlarına göre doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 77,3 yıl, erkekler için 74,7 yıl ve kadınlar için 80,0 yıl olmuş. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşamakta olup, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,3 yıl olmuş.
Türkiye'de 65 yaşına ulaşan bir kişinin beklenen yaşam süresi ortalama 17,4 yıl oldu. Erkekler için bu sürenin 15,7 yıl, kadınlar için 19,0 yıl olduğu gözlenmiş. Diğer bir ifade ile 65 yaşına ulaşan kadınların erkeklerden ortalama 3,3 yıl daha fazla yaşayacağı tahmin edildi. Beklenen yaşam süresi 75 yaşında 10,5 yıl iken 85 yaşında 5,5 yıl olmuş.
Yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerine göre 2024 yılında toplam nüfusun yüzde 29,3'ünün yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında iken yaşlı nüfus için bu oranın yüzde 23,3 olduğu görülmüş.
Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olan yaşlı nüfus cinsiyete göre incelendiğinde, bu oranın yaşlı erkeklerde yüzde 22,3, yaşlı kadınlarda ise yüzde 24,2 olduğu görülmüş.
Ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre, 2023 yılında ölen yaşlıların yüzde 40,0'ı dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmiş. Bu hastalığı ikinci sırada yüzde 16,4 ile solunum sistemi hastalıkları, üçüncü sırada yüzde 13,9 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler takip etmiş.
Ölüm nedenleri cinsiyete göre incelendiğinde, cinsiyetler arası en büyük farkın iyi huylu ve kötü huylu tümörlerde olduğu görülmüş. İyi huylu ve kötü huylu tümörler nedeniyle hayatını kaybeden yaşlı erkeklerin oranı yüzde 17,9 iken yaşlı kadınların oranı yüzde 9,8 olmuş.
Yaşlılık konusunda bilimsel çalışmalar yapılmalı / Bu çalışmalar ışığında yaşlı veya dünyadaki deyimle yaş dostu kent (age friendly city) ve topluluk (age friendly community) ve giderek dünya (age friendly world) için sosyal örgütlenme sağlanmalı – Bu bağlamda DSÖ’nün raporun, Mersin ve Kadıköy’ün de üye olduğu ağına bakılabilir. / Yaşlılara yönelik huzurevi, bakımevi veya yaşlılar evi gibi tesislerin nicelik ve nitelik olarak yeterli olması sağlanmalı.
YAŞLILAR VE ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Yaşlıların yaşlılık koşullarına uygun doğal çevrede yaşama haklarının sağlanması / Yaşlıların biyolojik – ruhsal – sosyal koşullarına uygun yapay (insan yapısı) mekan ve çevre olanaklarına sahip olabilmesi sağlanmalı.
Bunların yanı sıra unutulmamalıdır ki, yaşlılar gelir, eğitim, cinsiyet, etnik kimlik, sağlık vb. unsurlara göre aynı özelliklere sahip olmadığından gereksinmeleri de farklılaşabilmektedir.
SONSÖZ
M. Kemal Atatürk demiş ki: ‘Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmağa hakkı yoktur.’