Yatırımlara altın dokunuş
Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin açıklanan gayrisafi yurtiçi hasıla verilerinde yatırımlar kalemi dikkat çekti. Büyüme verilerini işlediğimiz haberimizde biz de sizlere şu ifadelerle durumu aktardık: “Gayri safi sabit sermaye oluşumu yani yatırımlar tarafında diğer aktiflerde yüzde 57.6'lık artış dikkat çekiyor. Nedir bu diğer aktifler diye baktığımızda; yazılım geliştirme, veri tabanları, Ar-Ge harcamaları, vb. diğer yatırım amaçlı aktifler. Cari fiyatlarla ne kadarlık harcama yapılmış diye baktığımızda inşaata giden tutar 182 milyar TL olmuş. Makine yatırımlarına 143 milyar TL. Diğer aktif ise 53.8 milyar TL.”
TASARRUF TEPKİSİNİN SONUCU
Buradaki diğer kaleminde görülen yüzde 57.6'lık artışın esbab-ı mucibesini iktisatçı Zafer Yükseler kalem aldı. Yükseler özetle bu kalemdeki hızlı artışın altın varlığındaki artıştan kaynaklandığını ifade etti. Prof. Dr. Korkut Boratav, sol.org.tr'deki, “Büyümede dünya rekoru' nasıl kırıldı?” başlıklı makalesinde Yükseler'e atıfla şu yorumu yaptı: “Bu 'esrarengiz' kalemdeki artışın izlerini Yükseler, 'parasal olmayan altın ve değerliler' içinde buluyor. Aynı dönemde, 'parasal olmayan altın net ithalatında yüzde 459.5 oranında artış olduğu ve altın ithalatındaki bu artışın diğer aktiflerdeki yüksek oranlı artışı' belirlediği sonucuna ulaşıyor. Temmuz-eylül döneminde finans piyasalarındaki huzursuzluk, Türkiye’nin varlıklı katmanlarını döviz mevduat hesaplarına yöneltmiştir. Bu hesapların geleceğine ilişkin tedirginliklerin aynı çevreleri altın biriktirmeye yönlendirdiği anlaşılıyor. Bu tasarruf tepkisi, “diğer aktifler” kalemi içinde sabit sermaye birikimi olarak GSYH toplamında kayda geçmiş; büyüme temposunu da böylece yukarı çekmiştir.”
KOFTİDEN YATIRIM MI?
Dünya Gazetesi Yazarı Alaattin Aktaş da “Altın kaynaklı sanal yatırım artışı” başlıklı yazısında iktisatçı Yükseler'e atıfla konuya dikkat çekerek, ithalat kaleminde karşılığı olduğu için (o kalem büyümeyi aşağı çekiyor) altının yatırımlar tarafında yer almasının bir bilanço düzeltmesi olduğunu ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi: “Teknik olarak, altın ithalatının GSYH’nin değişim oranına bir etkide bulunmaması gerekir. Bu ithalat olmasa GSYH’yi aşağı çeken mal ve hizmet ithalatı daha düşük görünecekti. Yani bir bilanço gibi düşünürsek aktif ve pasif aynı miktarda daha düşük olacaktı. Dolayısıyla altın büyüme oranı üstünde bir etkide bulunmadı ama büyümenin detaylarından yola çıkılarak geleceğe umutla bakılmasını bir anlamda önledi.”
Aktaş gayet haklı olarak yatırımlarında altın kaynaklı yüksek artışın gelecek yıllardaki büyüme için umut vermediğini de not düşüyor. Bu konuya daha sonra geleceğiz.
BÜYÜMEYE ETKİSİ YOK
İktisatçılar ve ekonomi yazarları konuyu teknik boyutu ile tartışmaya açtılar ve TÜİK'in bu kalem ve metodolojisi hakkında daha detaylı bilgi vermesi gerektiğini ifade ettiler. Ancak bir kesim nedense “Altın ile büyüme şişirildi” algısı yaratma peşine düştü. Bu teknik tartışmaya katkı sunan Merkez Bankası'nın eski başekonomisti, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hakan Kara, Twitter'dan yaptığı yorumda şunları aktardı: “Üçüncü çeyrek büyüme ve yatırım rakamında altının rolü epey konuşuldu. Bu kuşku GSYH'de yatırımın yüzde 22.5 artmasından kaynaklı. Öncelikle yatırımlardaki bu artışın sürpriz olmadığını, diğer göstergelerle doğrulanabildiğini belirtelim: Aynı dönemde yatırım malı ithalatı yüzde 20.3 artmış. Altın ithalatı yatırımları şişirmiş olabilir mi? Sanmıyorum. 1998 bazlı milli gelir hesabında böyle bir durum vardı fakat 2009 bazlı milli gelirde bu sorun epey azaldı. Şu anda altın ithalatının yatırımları önemli ölçüde etkilemesi zor görünüyor. Peki altın ithalatı büyümeyi şişirmiş olabilir mi? Yanıt yine hayır. Parasal olmayan altın doğrudan ithalata yansır fakat stok kalemi ile büyük ölçüde telafi edilir. Toplamda önemli değişim olmaz. Fakat net ihracat (ihracat eksi ithalat) çok negatife kaydığı için moral bozar. Toparlayalım: 1- Altın ithalatı içerde ciddi üretim ve katma değere dönüşmediği sürece büyümeyi pek etkilemez, fakat kompozisyonunu değiştirir (yüksek ithalat ve yüksek stok). 2- Üçüncü çeyrekte hızlı yatırım artışının altın ithalatından kaynaklanma olasılığı düşük görünüyor.”
BÜYÜMEYE ETKİSİ 0.6 PUAN MI?
İşte bir de cari fiyatlar üzerinden bakalım ki konuyu daha net anlayalım dedik. 2020'nin üçüncü çeyreğinde yatırım harcamaları cari fiyatlarla yüzde 38.8 oranında arttı. Bunda baz etkisi de var. Çünkü geçen yıl aynı dönemde yüzde 5.1 küçülme vardı. Tartışma konusu olan diğer aktifler (yukarıda tanımını verdik) kaleminde ise artış yüzde 82 oldu. Geçen yıl bu kalemde yüzde 24.9 artış vardı. Artışlar yüksek de harcanan para ne kadar? Yukarıda belirttik yaklaşık 53.8 milyar TL. Peki toplam yatırım harcamaları ne kadar? Yaklaşık 380 milyar TL. Toplam yatırımların yüzde 14.1'ine denk geliyor. Geçen yılın aynı çeyreğine göre yatırım harcamalarında 106.2 milyar TL artış var. Bu artışın 24.2 milyarı yani yaklaşık yüzde 22.8'i diğer kaleminden gelmiş. Yani cari yatırım büyümesinin 8.8 yüzde puanı diğer kalemi kaynaklı. Bu kalem olmasa artış yüzde 30 olacakmış.
Cari fiyatlarla milli gelir üçüncü çeyrekte 261.4 milyar TL arttı oldu. Büyüme oranı yüzde 22.6 olarak hesaplandı. Yani yatırım harcamalarındaki artış toplam milli gelirdeki artışın yüzde 40.6'sını oluşturdu. Yatırımlar çatısı altında yer alan diğer kalemindeki artış 24.2 milyar dedik. Yüzde 22.6'lık büyümedeki payı yaklaşık 2.1 yüzde puan. Belki çok doğru bir hesaplama değil ama aşağı yukarı bu oranı verir diye düşünüyoruz; yani yüzde 6.7'lik büyümede de 0.6 yüzde puan payı var diyebiliriz. Oysa Hakan Kara'nın belirttiği gibi ithalat tarafı büyümeyi zaten aşağı çektiği için bu etki daha gelmeden gitti. O yüzden böyle bir durumdan da söz edemiyoruz.
SON ÇEYREKTE YATIRIMLAR DÜŞECEK Mİ?
Şimdi gelelim bu 53.8 milyar TL'lik toplam harcamanın diğer bir deyişle 24.2 milyar TL'lik diğer gayrisafi sabit sermaye artışının ne kadarı altın? Bir defa belirtelim TÜİK'in verilerinde açıklığa kavuşturulması gereken çok nokta var. Bir defa soralım bu yatırım harcamalarının ne kadarı özel ne kadarı kamu tarafından yapılıyor? Kamuoyuna açıklanmalıdır. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre 2020 yılında 77.1 milyar TL'lik yatırım ödeneği öngörüldü. Geçen yılın yatırım programında bu tutar 65.3 milyar olarak öngörülmüştü. Ancak 2019'un tamamında 81.1 milyar TL yatırım harcaması yapıldığı görüldü. Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre 2020'de harcamaların 89.5 milyar TL'yi bulması bekleniyor. Toplam kamu yatırımlarının ise 160.6 milyar TL olması öngörülüyor. Geçen yıla göre 19 milyar TL artış olacak. Özel dahil toplam yatırım beklentisi ise 1 trilyon 230 milyar TL. Geçen yıla göre 112.7 milyar TL artış öngörülüyor. Oysa TÜİK verilerine göre bu yılın ilk dokuz ayında toplam 947.5 milyar TL yatırım harcaması yapıldı. Geçen yılın aynı döneminde bu tutar 800.3 milyar TL'ydi. Buna göre üçüncü çeyrekteki yatırım harcaması artışı geçen yıla göre toplam artışın yüzde 72'sine denk geliyor. Strateji ve Bütçe Başkanlığı tahminleri tutacak kabul edersek son çeyrekte 282.8 milyar TL'lik yatırım harcaması yapılacak ama bu tutar 2019'un son çeyreğindeki 317.3 milyar TL'lik harcamanın gerisinde kalacak.
ALTINLARIN İZİNİ SÜRDÜK AMA...
Diğer aktifleri TÜİK; “yazılım geliştirme, veri tabanları, Ar-Ge harcamaları, v.b. diğer yatırım amaçlı aktifler” olarak tanımlıyor. Zafer Yükseler bu kalem içerisinde altının da olduğunu belirtiyor. Bu kalem içerisinde Ar-Ge ve yazılım geliştirme veya veri tabanları ne kadar yer tutuyor bilemiyoruz. İddia edildiği gibi altın kısmına yönelik kabaca bir tahmin yapalım. Yılın üçüncü çeyreğini içeren dönemde Ticaret Bakanlığı verilerine göre 9.8 milyar dolarlık kıymetli maden, mücevher ithal edilmiş, elbette bunun çok büyük kısmı altın. 2019'un aynı dönemine göre fazladan 6.6 milyar dolarlık ithalat var. O dönemki 7.19 TL'lik ortalama kuru (TÜİK verisi) alırsak yaklaşık 48 milyar TL ediyor. Oysa yukarıda da belirttik üçüncü çeyrekte diğer aktiflerdeki artış 24.2 milyar TL. Peki diğer yarısı hangi kalemde? Bunun ne kadarı parasal olmayan altın? TÜİK verisine göre standart işlenmemiş altın ithalatı söz konusu üç ayda 15.2 milyar TL. Yani külçe altın. Altının ons fiyat artışından da arındırırsak 2.1 milyar doları (15.1 milyar TL) Merkez Bankası rezervlerine eklenmiş üçüncü çeyrekte. Esasen birbirini tutuyor. Ancak anlamsız çünkü 15.2 kümülatif tutar geçen yıl ne kadarmış bakalım: 2.085 milyar TL. Demek ki burada artış 13.1 milyar TL.
Standart dışı işlenmemiş yani hurda altın ithalatı (bu kalem yatırım malı kabul edilebilir) ise üçüncü çeyrekte toplam 50.8 milyar TL. Geçen yılki ithalat 12.6 milyar TL. Buna göre artış 38.2 milyar TL. Bu tutar da 24.2 milyar TL'nin üzerinde. 14 milyar dolarlık hurda altın hangi kaleme yazıldı?
STOK DEĞİŞİMİ İLE UYUMLU GİBİ...
Burada Hakan Kara'nın tezine geliyoruz; stok değişimi. Evet gerçekten de baktığımızda üçüncü çeyrekte cari anlamda stoklardaki değişim 90.8 milyar TL. Görülmemiş bir tutar ki milli gelir içindeki payı yüzde 6.4'ü bulmuş. Bu anlamda altının diğer yatırımlar yerine stoklarda yer alması daha akla yatkın geliyor. Özetle hesaplar biraz karmaşık ancak altın etkisi ne kadar olursa olsun yatırımlarda güçlü artışı gölgede bırakamıyor. Baz etkisi de desek o da desek bu da desek salgın döneminde güçlü yatırım artışı olduğu gayet net. Yukarıda sözünü ettik yatırımlarda 8.8 yüzde puanlık bir artışı etkiliyor bu kalem. Oysa cari fiyatlarla yatırım artışı yüzde 38.8'i bulmuş. Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cem Başlevent'in dediği gibi o altınlar da işlenip ekonomiye katıldığında bir milli gelir değeri yaratmış oluyor.