11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

YCHP işçi sınıfından korkuyor-(TAMAMI)

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

CHP bizim yıllarca uğrunda mücadele verdiğimiz ve TBMM’de onurla temsil ettiğimiz bir partiydi. Partinin yeni yönticileri, Yeni CHP söylemi ile ısrarla partinin kimliğini değiştirme çabasına soyunmuş görünüyorlar. Bizim 1970’li yıllarda rahmetli Ecevit ile işçi sınıfı ekseni üzerine oturtmaya çalıştığımız ve göreceli bir başarı elde ettiğimiz işçiye açılım gerçeği parti içinde ki sağcı fincancı katırlarını ürkütmüş ve partiyi bu eksenden koparmak için bu fincancı katırları olağanüstü bir çaba göstermiş ve bunda da başarılı olmuşlardır. 12 Eylül sonrasında CHP’nin yeniden açılması ile sosyal demokratların belirleyici niteliği olan bu ilişki, yoğun uyarılarımıza karşın, bir türlü kurulamamıştır. CHP’nin tabanı genel başkanlığa seçilen Kılıçdaroğlu’ndan yana büyük umutlar beslemiş ama genel başkanın eylemi parti kimliğini değiştirme yolunda olmuş ve kendine umut bağlayanları yanıltmıştır.

Sayın Kılıçdaroğlu genel başkanlık görevini yanlış algılamış bir siyasetci konumuna gelmiştir. Bir genel başkanın görevi iktidar partisinin söylemlerine lâf yetiştirmek, onların her dediğine yanıt vermek değildir. Görevi, partisini iktidara taşıyacak projeleri üretmek, iktidarında topluma hangi kadrolarla hangi hizmetleri vereceğini anlatmak ve toplumu kendisine, partisinin programına inandırmaktır. YCHP’nin yeni kadroları bunu yapamamış, tam tersine AKP’nin dümen suyunda tutucu (muhafazakâr) oyların peşine düşmüş, AKP’nin kendi anayasasını yapmasına destek olmuş, sendikaların, baroların susturulması girişimlerine seyirci kalmış, muhalefetini sokağa indirememiş, TBMM’si kadrolarını sol ile, CHP ile zerre kadar ilgisi olmamış CHP karşıtları ile oluşturmakta bir sakınca görmemiştir. YCHP yöneticileri , “parti küçük olsun ama bizim olsun” havası içinde iktidar olmaktan vazgeçmiş konumda, parti örgütünün de moralini bozmuştur. Kurultayda gözlenen özel seçilmişlerin göstermelik heyecanı hiç kimseyi yanıltmasın. Bugün CHP örgütü 1970’lerde yaşadığı heyecanı tamamen kaybetmiştir. Kurmaya çalışılan YCHP anlayışı iflas etmiştir ve partiye şiddetle oy kaybettirmektedir. İktidar partisi yeni ittifaklarla daha da büyüme açılımı yaparken YCHP’nin yöneticileri aymazlık içinde kendilerini bir garip yalnızlığın içine atmaktadırlar ve bunun ayırdında değiller.

Emekçilerle bağ kurulmalı

Daha önce de yazdık; eğer CHP iktidar olmak istiyorsa tabanını genişletmek ve bunu sınıfsal bir eksene oturtmak zorundadır. CHP savunmasız, güvencesiz, yoksul, sömürülen kesimler üzerinden siyaset yapmak zorundadır. Bunun için genel başkana sunduğumuz “Emek Büroları” raporunun gereği mutlaka yapılmalı ve CHP kuracağı düzenin programını somutlaştırmalı, bunu SGK kapsamındaki 34 milyon emekçiye ve onların yakınlarına anlatmalıdır. CHP emekçiler ve onların örgütleri ile organik ilişkiler kurmak zorundadır. Bu ilişki T-shirt giyerek şov yapanlarla, kürsüde sessiz tiyatro gösterisi ile şaklabanlık yapanlarla kurulamaz. Siyaset ciddi bir iştir ve lümpen politikacılara bırakılamaz. CHP çalışanlar ve onların örgütleri için nasıl bir düzen kuracağını, sendikaların parasal gücünü ekonomiye nasıl aktaracağını, İş Yasası’nda hangi değişiklikleri yapacağını, kıdem tazminatı konusundaki düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmalıdır ama partinin böyle bir hazırlığı olmadığını yakından biliyoruz.

Geldiğinden daha muhteşem gider

CHP’nin yeni yöneticilerine sormak gerek; sosyal demokrasi Marksizm’den beslenen ama kapitalizmi savunan bir sistemdir. Amacı vahşi kapitalizmin yoksulları ezmemesi, sömürmemesini sağlamaktır. Bu yoldan kapitalizmin ayakta durmasına, ezilenlerin isyanına engel olacağına inanır. Bir anlamda kapitalizmin zırhıdır. Bu nedenle ezilenlerden yana tavır koymak zorundadır. CHP’nin yeni yöneticileri seçildikten sonra ezilenler, sömürülenler için ne yapmıştır? İşçi sınıfında uzak durmalarının, ondan korkalarının nedeni acaba, “bu sınıfa partinin kapılarını açarsak ilk önce bizi devirirler” korkusu mudur?

AKP acaba neden, “Kılıçdaroğlu’ndan daha iyi muhalefet lideri bulamayız” söylemini dillendirmektedir? Kurultay sonrasında YCHP özüne yâni gerçek CHP kimliğine yeniden dönmeli, Kemalizmin çağa uyum sağlayacak ilkeleri ile sınıfsal tabanını oluşturmalıdır. Yoksa hem yerel hem genel seçimlerde çok ciddi oy kaybına uğrayacak ve sayın Kılıçdaroğlu geldiğinden daha muhteşem bir biçimde koltuğunu bırakmak zorunda kalacaktır.