05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni Anayasa üzerine

Bayram Yurtçiçek

Bayram Yurtçiçek

Eski Yazar

A+ A-

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, geçen hafta durup dururken birden Türkiye’nin yeni bir anayasa yapması gerektiğini söyledi. Şimdiye kadar anayasaları hep askeri darbelerin sonucu yapıldığını söyleyerek, ilk defa sivil bir anayasa yapılacağını sözlerine ekledi. Anayasaların sivil olamayacağını bir yana bırakırsak, bu yeni Anayasanın temel ilkeleri neler olacak ve kimlerle yapılacak belli değildir.

Doğrudur. Anayasalar bir ülkenin temel, kurucu hukuki belgeleri olarak zırt pırt yapılmaz. Anayasalar, devrim, darbe ve büyük bir ulusal uyuşum sağlandığında yapılır. Normal dönemde ancak anayasa değişiklikleri yapılır. Değişiklikler için bile üçte iki çoğunluk gerektiği için yine belli bir anlaşma ve uyuşmaya ihtiyaç vardır.

Senedi İttifakı saymazsak, Türkiye’de ilk Anayasa, Mithat Paşa ve arkadaşlarının Sultan Abdülaziz’i tahttan indirerek ilan ettirdikleri “Kanuni Esasi”dir.1876 yılında birinci Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte yürürlüğe girmiştir. O günden beri Türkiye’nin hep bir Anayasası olmuştur. 1878 Osmanlı Rus savaşı bahane ederek, 2. Abdülhamit, meclisi feshetmiş, ama Kanun-i Esasiyi muhafaza etmiştir. Aslında Anayasa demek, hukuk devletinin varlığı demektir. Her rejim kendi hukuk düzenini anayasal ilkeler biçiminde belirler ve uygular. 2. Meşrutiyet ilan edildiğinde yeni bir anayasa yapılmadı. Ama 1909 yılında önemli değişikliklerle 1876 anayasasını kullandı. 1909 değişiklikleri ile padişahın yetkileri sınırlandırıldı ve parlamenter sistemin temel ilkeleri belirlendi.

Ancak 1920’de Ankara’da yeni meclis açılınca yeni bir anayasa ihtiyacı doğdu. Halkçılık Beyannamesini bizim ikinci anayasamız olacak 1921 Anayasasının temeli olarak nitelendirebiliriz. TBMM tarafından 20 Ocak 1921 yılında Teşkilatı Esasiye Kanunu çıkartıldı. Kurtuluş Savaşından zaferle çıktık ve Cumhuriyet ilan edildi. Padişahlık ve Halifeliğe son verildi. Artık resmen kurulmuş cumhuriyetin anayasasını yapmak gerekiyordu. Dolayısıyla 1924’te 1961 yılına kadar geçerli olacak 24 Anayasası yapıldı.1924 Anayasası da önemli değişiklikler geçirdi. 1928-1937 yılları yani Atatürk döneminde 24 Anayasasında beş önemli değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler yapılmakta olan Cumhuriyet Devriminin hukuki belgeleri olarak 24 Anayasasına eklendi. Bunları özetleyecek olursak:

1. 10 Nisan 1928 tarih ve 1322 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler, laiklik yönünde atılan adımlar olarak niteleyebiliriz. Devletin dini İslam’dır maddesi çıkartıldı.

2. 5 Ocak 1934 tarih ve 2599 sayılı Kanun ile Anayasanın 10 ve 11. Maddelerde yapılan değişikliklerle kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı.

3. 5 Şubat1937 yılında en önemli Anayasa değişikliği gerçekleşerek, Altı Ok olarak adlandırılan Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimcidir ifadesi ikinci madde olarak Anayasaya eklendi.

4. 5 Şubat 1937 tarihinde yapılan değişiklikle tarikatları yasadışı ilan edildi.

5. Yine 5 Şubat’ta yapılan değişiklikle toprak reformu yapmayı Anayasaya ekledi.

Demokrat Parti iktidarına karşı yapılan 27 Mayıs ihtilali ile 24 Anayasası kaldırıldı ve yeni bir anayasa yapıldı 1961 yılında. Bu Anayasa demokratik hak ve özgürlükleri oldukça genişletmiş olmasına karşılık, 24 Anayasasının en önemli tarihsel mirası olan 6 Ok’u Anayasadan çıkartarak, milli demokratik mirastan koptu. 61 Anayasası 12 Mart döneminde büyük ölçüde değiştirildi. 12 Eylül’de ise tamamen ortadan kaldırıldı. Onun yerine 1983 yılında referanduma sunularak kabul edilen 83 Anayasası ise halen yürürlüktedir. Ancak 83 Anayasası 17 defa maddelerinin büyük çoğunluğu değişikliklere uğradı. Şimdi yürürlükte olan Anayasaya 83 anayasası demek te çok doğru değil.

16 Nisan referandumuyla yeni bir hükümet sistemine geçildi. 9 Temmuz 2017 tarihinde yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, şimdiye kadar uygulanan parlamenter sistemden tamamen farklı olduğu için anayasa yapılan değişikliklere rağmen ihtiyaca tam olarak cevap veremez hale geldi.

Tahminim Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemine uygun bir anayasa yapmayı planlamaktadır. Ama bunu gerçekleştirecek gücü nasıl bir araya getirecektir. Çünkü bugün geçerli anayasamıza göre yeni bir anayasa için mecliste yeterli çoğunluğu yoktur. Hatta yeni bir anayasayı referanduma bile götürecek yeterlikte milletvekiline sahip değildir Cumhur ittifakı.

Muhalefet derseniz, yani Millet ittifakı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine karşı olduğu için onu tahkim edecek bir anayasaya destek vermez. Millet ittifakı ısrarla Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemini savunmaktadır. Dolayısıyla bu günkü verili koşullarda yeni bir anayasa yapma olanağı görülmemektedir.

YENİ BİR ANAYASA GEREKLİ MİDİR?

O nedenle rejim değişmeden, ya da siyasal sistemi değiştiren darbe gibi olaylar olmadan yeni anayasa yapıldığı görülmemiştir. Türkiye 2014 yılından bu yana yeni bir devrimci sürece girmiştir. Silivri duvarının yıkılışı, PKK ve FETÖ’ye karşı başlatılan mücadele ile ABD emperyalizmine karşı verilen mücadeleler, içine girdiğimiz sürecin köşe taşlarından sadece bir kaçıdır. Amerikan emperyalizmi ile 2016 15 Temmuzunda Ankara ve İstanbul’da havada ve karada sokak çatışmaları yaşandı. İçine girdiğimiz milli devrimci sürece uygun bir anayasa ihtiyacı adım adım Türkiye’nin gündemine girmeye başlamıştır. Bugün tartışılması gereken şey, Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi ikinci istiklal harbini verdiğimiz döneme uygun yeni bir anayasa hazırlamaktır. Bu anayasada nelerin olması ve nelerin olmaması konularında yoğunlaşılmalıdır. Bize göre yeni anayasa şu temel ilkeler etrafında olmalıdır:

1. Yeni anayasa, bir bütünlük içinde, birbiriyle çelişmeyen maddelerle Türkiye’nin bağımsızlığını savunan bir anayasa olmalıdır. Hiçbir uluslararası sözleşme veya anlaşma, Türk Anayasasının üzerinde olamaz.

2. Anayasanın değiştirilmesi bile teklif edilemeyen dört maddesi aynen kalmalıdır.

3. Üreticileri ve üretim devrimini savunan bir anayasa olmalı. Atatürk’ün halkçı ve devletçi ilkeleri bu anayasada mutlaka yer almalıdır.

4. Laiklik ve üniter yapı, her türlü etnik ve yobaz bölücülüğe karşı en etkili hukuk kuralıdır.

5. Bu yukarıda belirlediğimiz ilkeleri hayata geçirmek, Türkiye’nin bugünkü koşullarında devrimci olmadan mümkün değildir. Yeni anayasada Türk devrimi ile tarihsel bağlar kurarak bu devrimin bir devamı ve parçası olduğu belirtilmelidir.

Bu ilkelerin dışında bir anayasa hazırlamanın, bugünkü Türkiye’nin sorunlarına bir çözüm getirmeyeceği çok açıktır. Hatta şunu bile söylemek mümkündür. Bu ilkelerin dışında hazırlanmış bir anayasa sorunlarımızı çözmek yerine durumu daha da karmaşıklaştıran ve içinden çıkılmaz hale getiren, bizzat kendisi sorun haline gelen bir anayasa olabilir.