Yeni-Anayasacılığın dünya haritası
Ülkemizi sarsan, kendisi yarattığı sarsıntıdan çok daha sarsak Yeni Anayasacılık, Türkiye’ye özgü bir hal değil. Aksine, küreselleşme adı verilen kırılıp dökülmüş sözde yeni dünya düzeninin eski sömürgeler, manda ve himayeler dünyasını hedef almış silahlardan biri. Yeni-Anayasacılık harekatının haritası, bunun dışında başka bir hükme varmamıza olanak vermiyor.
1990’lı yıllarda yeni anayasacılık, eski sosyalist blok ülkelerinde yaşanan bir dalgaydı. 2000 - 2015 arasında kalan onbeş yılda ise, 35 ülkenin yeni-anayasa eliyle biçimlendirildiği görülüyor.***Eğer ülke diye kabul edersek Vatikan ile Kuzey Avrupa ülkesi Finlandiya’nın 2000 tarihli yeni anayasaları var. Eski sosyalist ülkelerden parçalanan Yugoslavya’nın Sırbistan’ında 2006, Karadağ’ında 2007 ve Macaristan’da 2011 yılında yeni-anayasa yapılmış. Latin Amerika’nın batısındaki Ekvador 2008’de, Bolivya 2009’da ve kıtanın doğusundaki bir adada sırt sırta vermis Dominik 2010, Haiti 2012’de yeni-anayasalandırılan ülkeler olmuşlar.
Geriye kalan 26 ülke Asya ve Afrika ülkeleri.***Asya’da Afganistan yeni-anayasası 2004 tarihli. Kabul töreninde NATO generallerinden Alman Götz Gliemeroth ve Birleşmiş Milletlerin Afganistan temsilcisi Jean Arnault’nun yer alması gazete haberlerinde özenle belirtilmiş bulunuyor. 2003 yılında işgal edilen komşumuz Irak’ı Yeni-Irak yapan Paris merkezli anayasanın tarihi 2005. Son dört yıldan bu yana Suriye için de Berlin’de yeni-anayasa yazımına oturanlar var. Asya’ya burun uzatan Bahreyn’in yeni anayasası 2002, Asya’nın doğusuna doğru Kırgızistan’ınki ise 2010 tarihli. Birbirlerine komşu olarak batıdan doğuya uzanan Nepal 2015, Burma 2008, Butan 2010, Tayland 2007 ve Vietnam 2013 yılında yeni-anayasa sahibi olurken, bu dalga, adaları da işine almış görünüyor: Doğu Timor 2002, Maldivler 2008, Fiji adaları 2013 yıllarında yeniden anayasalandırılan ülkeler.
Afrika’da, kıtanın Akdeniz kıyısındaki Arap Baharı yıkımına uğramış olan Libya 2011, Tunus ve Mısır 2014 tarihli yeni-anayasalara sahipler. Ama Afrika’daki yeni-anayasa dalgası onlarla sınırlı değil. Senegal 2001, Ruanda 2003, Sudan 2005, Demokratik Kongo 2006, Fildişi Sahili, Nijer, Angola, Kenya 2010, Basra ile Kızıldeniz’den dünya ticaretinin atlama taşı olan Madagaskar 2010, Somali 2012, Zimbabve 2013 tarihlerinde yeniden anayasalandırılmış bulunuyorlar.***Bugünlerde kimi gruplar besbelli zabıtanın görmezden gelmesiyle sokaklara “gençler yeni-anayasa istiyor” yazan pankartlar asıyorlar. Byazan pankartlar asıyorlar. Birileri insanlara sivil toplum örgütleri dedikleri oda, sendika, vakıf, dernek, vb. kuruluşları bir araya getirip “halk yeni anayasa istiyor” dedirtmeye çalışıyorlar. Türkiye Anayasa Platformu oluşturmaya çalışıyor, tutturamıyorlar. Üstelik bu ilk seferberlik değil. Daha önce 2011 yılının sonlarında Yeni Anayasa Platformu kurmaya çalışmışlardı, olmadı. 2010-2011 yıllarında bol paralı ve şöhretler karması Anayasa Çalışma Grubu girişimleri halktan aldıkları yabancı nazarların altında eriyip gitti. Hatta öncesi de vardı; daha 2007 yılında Anayasa Platformu yaratmak istemişler, bir türlü tutturamamışlardı.
Yapamıyorlar, çünkü halkın içgörüsünü aşamıyorlar. Türkiye’de yeni-anayasa için tek bir gerçek ihtiyaç, ulusal gerekçe yok. Her köşeden, yeni-anayasacılığın ‘çözüm-açılım yıkımı’nın parçası olduğu hissi sızıp duruyor.
Yeni-Anayasacılık, her yerde olduğu gibi bizde de, yıkılmış küreselciliğin ardçı dalgalarından ibaret bir zor oyunu. Dünya haritası böyle ortada iken, halkımızın içgörüsüne yaslanıp bu saldırmaları püskürtmek, boynumuzun borcudur.
Yeni-Anayasaya Geçit Yok!