24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni bir dünya kurulur Türkiye de bu dünyada yerini bulur

İhsan Sefa

İhsan Sefa

Site Yazarı

A+ A-

Bu söz bilindiği üzere büyük asker devlet adamlarımızdan rahmetli İsmet İNÖNÜ’ ye aittir
İnönü, Kıbrıs konusunda ABD ve NATO nun tarafgir tutumları üzerine 16 Nisan 1964’te Time dergisine verdiği ve daha sonra Türk siyasal hayatı literatürüne girecek olan demecinde "... Müttefikler tutumlarını değiştirmezlerse, Batı ittifakı yıkılabilir... Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur.” demişti. Dolayısıyla, ilk kez başta ABD olmak üzere Batı blokuna karşu bir uyarı olmuştu.
Tam 53 yıl geçti ve artık yeni bir dünya kuruluyor.
1945 den sonra başlayan ABD ve SSCB gerginleşmesi NATO’nun kurulması buna karşılık da Varşova Paktı’nın kurulmasıyla başlayan “Soğuk savaş” dönemi 1990 da SSCB nin dağılmasıyla son buldu. Soğuk savaş dönemi iki kutuplu bir dünya dönemiydi kutuplar arasında doğrudan bir silahlı çatışma olmamış ancak müthiş bir silahlanma yarışıyla karşılıklı olarak bir birini caydırma ön plana çıkmış ve emperyalist emeller frenlenebilmişti. İki kutuplu bir dünya.
1990 dan sonra Varşova Paktı dağılırken NATO ayakta kalmıştır. NATO nun kuruluş amacı başlangıçta SSCB tehdidine karşı müşterek savuma iken 90 dan sonra yeni görev biçildi. Dünyada barışın sağlanması için bölgesel çatışmaları önleme ve terörizmle mücadele.
1990 dan sonra kendi kontrolündeki NATO silahıyla ABD dünyanın patronluğuna soyundu. ABD ne derse o oluyordu yani tek kutuplu bir dünya.
ABD elde ettiği bu güç ile kendinden kalan atıklarla beslenen emperyalist yandaşlarını da yanına alarak 27 yıldır dünyayı kan gölüne çevirdi. Neler yapmadılar ki? Sıkıştıklarında kendi kendilerini bile bombalayıp dünya milletleri karşısında mazlum rolü oynadılar. Afganistan müdahalesi böyle başladı. Nerede kendilerine karşı direnen ve ülkesi menfaatlerini onlara peşkeş çekmeyen bir lider var ise orada terör örgütleri kurdurup iç çatışmalar çıkartıp daha sonra da NATO silahını devreye sokup istediklerini aldılar. Libya’yı hatırlayın.
BOP ile Kuzey Afrika’dan başlayarak Ortadoğu’ya şekil vermeye başladılar. Asıl maksat bölgeyi tamamen ABD İsrail kontrolüne almaktı. Bunda kısmen başarılı odular. Ancak resmen açıklanmasa da Cumhurbaşkanı Erdoğan 2015 Temmuzunda PKK ile silahlı mücadeleyi başlattığı andan itibaren BOP eş başkanlığından istifa etmiş oldu. Bölgedeki Ülkeler yani Batı Asya güçleri olarak adlandırdığımız Rusya Türkiye İran Irak ve Suriye ABD ye karşı birleştiler. ABD nin yarattığı terör gruplarına karşı Astana süreci ile mücadeleyi başlattılar.
Öte yandan Ortadoğu hakimiyeti ile petrolünün %60 nı temin ettiği bölgenin ABD kontrolüne geçirmesine razı olmayan Çin, doğrudan olmasa da dolaylı olarak her fırsatta sesini çıkarmaya başladı. Bu ses çıkarış bilinen anlamda protesto ediyoruz, kabullenilemez vs. şeklinde olmaktan öte karşı ekonomik hamlelerle ortaya çıkmaktadır. Çin’in önderliğinde;
Şangay İş Birliği Örgütünün Kurulması (Türkiye gözlemci üye olup katılması çok yakındır)
ABD kontrolündeki Dünya Bankasına karşı Asya Alt Yapı Yatırım Bankasının oluşturulması ve bu oluşuma Asya ülkeleri ( Türkiye kurucu ortaklardandır) dışında Kanada, Almanya, Belçika ve Güney Amerika ülkelerinin katılması
Bir Kuşak Bir Yol projesi ile eski ipek yolunun canlandırılması ( Türkiye bu projenin önemli bir ayağındadır). Detayına girmeyeceğim. Çin, 1,4 trilyon dolarlık bu projenin büyük bölümünü finansa edecektir (Çin Merkez Bankası 3,5 trilyon dolar varlığı ile dünyanın en büyü rezervine sahiptir ) Bu proje görünüşte ticari bir yol ve bu yolun geçtiği ülkeler için kazançlar sağlanması gibi ise de aslında büyük bir ekonomik işbirliğini ve buna bağlı olarak da askeri işbirliğini ortaya koymaktadır. Kime karşı? Tabi ki Atlantik sistemine karşı
Ekim ayında yapılan Çin Komünist Parti Kongresinde alınan kararlar incelendiğinde ülkeler arasında eşitlik ve hakça bölüşümün ön plana çıktığı dikkati çekmektedir. Çin ben sömürücü değil bölüşümcü olacağım demtktedit.

Tüm bu oluşumları gören Trump, saldırgan tutumlarıyla dünyada itibarı giderek düşen ABD için yeni çıkışlar peşindedir. Hakkındaki davalarla içte de zora düşen Trump yeni bir hamle ile bir yandan Yahudi lobisinin desteğini almak öte yandan da güçlülük mesajı vermek için Kudüs’ün İsrail Başkenti olmasını onaylamıştır.
Aslında kendi ayağına sıkmıştır. Kudüs’ün başkent olmasına Suudi Arabistan Kuveyt gibi birkaç Arap ülkesi ses çıkarmayabilir ancak Kudüs Yahudiler için önemli olduğu kadar İslam alemi ve Hıristiyan alemi için de son derece önemlidir. Bu açıklama Sadece İslam ülkelerinden değil tüm dünyadan olumsuz tepki almıştır. Bu girişim sözde kalacak, icraata geçemeyecektir. ABD ve birkaç peyki dışında hiçbir ülke bunu tanımayacaktır. Böyle bir çıkış aslında ABD karşıtlığının artmasına ve başlamış olan yeni dünya birliğinin kuruluşuna hız verecektir.
ABD severler, NATO seveler ne derlerse desinler Türkiye açısında NATO’ nun da sonu gelmiştir. Yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye de bu dünyada yerini alıyor.