21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni cephe alanı Doğu Akdeniz

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

İngiltere merkezli yeni tarihli bir rapor Doğu Akdeniz’e odaklanıyor. 1958’den beri faaliyet gösteren ABD ve İngiltere devletleriyle bağlantılı Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün (International Institute for Strategic Studies: IISS) Kasım 2023 tarihli “Doğu Akdeniz’de Türbülans: Jeopolitik, Güvenlik ve Enerji Dinamikleri” başlıklı raporunda bölgedeki güçler dengesi masaya yatırılıyor.

Mütevelli heyetinde eski CIA Başkanı John Brennan’ın da bulunduğu IISS’nin, ABD, İngiltere Savunma Bakanlıkları ve NATO ile kurumsal, CIA ve İngiliz istihbarat teşkilatları ile de gayrı resmi ilişkileri bulunuyor.

IISS raporunda, Türkiye ağırlıklı bir yer tutuyor. Raporda şöyle deniyor:

“Bir yanda Türkiye, diğer yanda Kıbrıs ve Yunanistan arasında, muhtemelen Fransa’nın da katılımıyla, gerginlik ve restleşmenin yeniden başlaması olasılığı, mevcut kırılgan yumuşamanın tepesinde asılı durmaya devam ediyor.”

İki yıllık geniş kapsamlı bir çalışmayla hazırlandığı belirtilen raporda, Türkiye’nin bölgede son dönemdeki politikaları şöyle değerlendiriliyor:

“Türkiye ekonomik zorunluluklar nedeniyle bölgedeki sert politikalarını yumuşattı, ancak ülkenin stratejik yönelimi şu anda görünürdeki müttefiklerinin çoğuyla çelişiyor. (…) bölgesel tepkiler ve ekonomik gereklilikler Mavi Vatan’ın maksimalist denizcilik duruşunu ılımlı hale getirmiş ve bölgesel ilişkilerde buzların erimesine yol açmıştır. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını gözetmesi, başta ABD ile olan değişken ilişkileri ve Rusya ile olan karmaşık rekabeti olmak üzere diğer birçok çıkarına ve ilişkisine de bağlıdır.” (IISS, Kasım 2023)

Raporda, Atlantik açısından “Türkiye’nin kontrol altına alınması” için en uygun aracın NATO olduğu vurgulanıyor.

BEŞ YILLIK HAZIRLIK

Daha önce bu köşede, ABD dış politikasının oluşturulmasında kilit rolleri olduğu bilinen Stratejik ve Uluslarası Çalışmalar Merkezi’nin (Center for Strategic and International Studies: CSIS) 2018 yılına ait bir raporuna yer vermiştik. CSIS raporunda, “ABD’nin Doğu Akdeniz’de Avrupa’yı istikrara kavuşturacak ve Ortadoğu’daki bölgesel dengeyi tekrar ABD lehine döndürecek bütünsel ve entegre bir strateji uygulanması” savunuluyordu. “Türkiye’yi hizaya getirmek” için Doğu Akdeniz’de askeri bir ağırlık oluşturmak ve Türkiye’ye karşı Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail ile bir ittifak kurulması öneriliyordu. (Söz konusu raporla ilgili bilgiler ve değerlendirme için bkz. Fikret Akfırat, 25 Temmuz 2021, Doğu Akdeniz’de ABD tehdidini bertaraf etmek için uygun fırsat, Aydınlık)

Son beş yıldaki gelişmeler, bu stratejinin hayata geçirildiğini gösteriyor. Son olarak Gazze’deki gelişmeler nedeniyle Doğu Akdeniz’de Amerikan askeri yığınağının artırılmasını da hesaba katmak gerekiyor.

TAYİN EDİCİ MÜCADELENİN ODAKLANDIĞI BÖLGE

Ukrayna’daki savaş ikinci yılını doldurmak üzere. HAMAS’ın 7 Ekim’deki AKSA Tufanı operasyonuyla Filistin’deki muharebe üçüncü ayında. Her iki cephede de karşı karşıya olan güçler aynı: ABD önderliğindeki Atlantik İttifakı ile başını Rusya, Çin, İran ve Türkiye’nin çektiği gelişen dünya ülkeleri. Türkiye’nin buradaki konumu istisnai özellikler taşıyor. Türkiye, Atlantik İttifakı’nın motor mekanizması NATO’nun üyesi olmakla birlikte Rusya, Çin ve İran gibi Atlantik’in tehditleriyle boğuşuyor. Hem de birden fazla cephede. Askeri operasyonlar düzleminde öne çıkan alanlar Suriye’de, Irak’ta, Kıbrıs’ta ve Libya’da. Bütün bu alanlardaki mücadelenin gelip düğümlendiği bölgenin ise Doğu Akdeniz olduğu görülüyor.

Öte yandan Doğu Akdeniz, bugün dünya çapındaki cepheleşmenin odak noktası haline gelmiş durumda. Batı Asya’daki Atlantik ile gelişen dünya ülkeleri arasındaki mücadelenin sonucu, önümüzdeki dönemdeki güçler dengesini belirleyecek önemde. Aynı zamanda Atlantik açısından “bertaraf edilmesi gereken kuvvet” olarak görülen Türkiye’nin kaderi de bu sonuca bağlı. Atlantik Ukrayna’da kazanamadı, Filistin’de de baş aşağı gidişinin derinleştiği görülüyor. Atlantik ile gelişen dünya arasındaki hesaplaşmada tayin edici cephenin Doğu Akdeniz’de açılması olasılığı giderek artıyor.