03 Aralık 2024 Salı
İstanbul 10°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni dünyanın kilidi: üretim

Tevfik Kadan

Tevfik Kadan

Site Yazarı

A+ A-

Yeni dünya, çöken Atlantik sistemin kırık finansal tuğlalarıyla değil, daha önce de olduğu gibi üretimle kurulacak. Wall Street ya da City of London'ın dünyası değil bu. Sıcak para komisyoncularının, faizcilerin, dolar ve borsa vurguncularının yeri yok artık. Neyden mi bahsediyoruz? Açalım bunu biraz:

  • 1950'li yıllarda dünyada sermaye hareketleri, Merkez Bankalarının izniyle gerçekleşirdi.
  • 1957 yılında Britanya, dünyanın ilk serbestleştirilmiş finans piyasasını kurdu. İngiltere'ye akan paralar için rezerv tutma zorunluluğu yoktu. Bu para kredi olarak da dağıtılabiliyordu.
  • Bu dönemde ABD Doları, İngiltere üzerinden dünyaya aktı. Yurtdışına giden sermayeye vergi koymak isteyen Kennedy ise 1963 yılında 'ortadan kalktı'.
  • Vietnam Savaşı'yla borç batağına saplanan Nixon, 1971'de dolar-altın konvertibilitesini çöpe attı.
  • Petrolün yüzde 85'ini kontrol eden Seven Sisters ise petrolü dolar karşılığı satmayı garanti ederek Nixon darbesini meşrulaştırdı.
  • 1989'da Bing Bang, faiz oranları ve kredi üzerindeki devlet denetimini kaldırdı.
  • Ardından Clinton, bankalara denetim dışı özel şirket kurma imkanı verdi. Böylece bankalar, vergi cennetlerinde kurdukları firmalara, riski yüksek borçlanma senetleri karşılığında sermaye taşıdı.

Tüm bunlar sonucunda ne mi oldu? Karşılığı olmayan milyarlarca dolar basıldı, kendini finanse eden krediler yaratıldı. 2008'de türev ürünlerin toplamı (hayali sermaye) 863 trilyon dolara ulaştı. Dünya Bankası'nın hesabına göre, 109 borçlu ülke 1980-86 arasında 658 milyar dolar faiz ve ana para geri ödemesi yapmıştı. Gerçek borç ise sadece 430 milyar dolardı. Sonuçta finans kuruluşlarının tüm işletmelerin kârı içindeki oranı 1982'de yüzde 5'ken, 2007'de yüzde 41'e çıktı. İşte sonuna geldiğimiz dünya düzeni bu. Artık yok öyle 4.7 sente 100 dolar basmak!