18 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Yeni Nesil..’ buysa vay halimize

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Yeni nesil bilmem ne…, modern, çağdaş bilmem ne… deyince şöyle bir tüylerim diken oluyor… “Yeni nesil Olimpiyatların” artçı örnekleri ve sarsıntıları hâlâ devam ediyor. Atlantik bütün o kokuşmuşluğu ve çürümüşlüğüyle her değerin üzerine çöküyor. Kirletiyor.

Şimdi bir de başımıza “yeni nesil meyhaneler” çıktı.

İçene içmeyene karışmayız.

Ama ikisinin de, içenin de içmeyenin de bir adabı vardı. Birileri oturmuş, rakı içerken “100 yapılmazı” derlemiş. Bana kalırsa bunlar aslında ister rakı ister şerbet ne içerseniz için, ne yerseniz yiyin… yapılmayacaklar, onun için bilginize sunuyorum.

‘Yeni Nesil..’ buysa vay halimize - Resim : 1

MEKÂNLARIN DA BİR ADABI VARDI

Mekânların da, sahiplerinin de bir adabı vardı… Herkes birbirini tanır, yılların dostluğuna dertdaşlığına dayalı saygılı-sevgili bir ilişki olur, menü kullanılmazdı. Çünkü herkesin neyi sevdiği bilinirdi. Aman çok içsin de en sonunda ne hesap ödediğini bile bilmesin, paralarını çekip alayım anlayışı desen en ağır küfürden sayılırdı herhalde… müşteri velî nimetti, aslında dosttu, arkadaştı, nerede frene basacağı bile bilinir hafiften usulünce uyarılır, çok dertliyse hadi bu seferlik af ola gibilerinden gelişe gidişe bile yardımcı olunurdu. Otursanız 100 kural da mekân için çıkarabilirsiniz mutlaka…

SAĞLIKLI YAŞAMIN KURALLARINI MI ANLATIYOR

Şimdi gelelim “yeni nesil”e…

Bekliyorsunuz ki. Sağlıklı yaşamdan söz edecek…

Yok nerdee…

Yanı başımızda başka bir dünya…

İlkönce gelin böyle bir mekânda mutlaka yemenizi önerdiklerine bakalım: Trüf Mantarlı Mıhlama, İstiridye Mantarı & Ponzu, Pekmezli Rosto Kereviz & Ricottoları, Patlıcanlı Künefe, …

Yani lütfen bana söyler misiniz… bu özenti değil de nedir… hangimiz bunu gerçekten beğenerek yer… üstelik de bir dünya para ödeyerek… yalan ve sahte bir dünya! İnsan neden durduk yere kendine böyle bir eziyet eder, bu kadar kendiyle çelişir…

Ama amaç başka.

Milletine yabancılaşma.

Emperyalist kültürün zevklere ve renklere, yaşam tarzlarına, kadın-erkek tanımlarına müdahalesi hiç de öyle “moda” deyip geçecek gibi “masum” değildir.

VİZE BİTİŞİ MEYHANE

Yeni nesil meyhaneler, klasik meyhanelere göre çok farklıymış, öyle yazıyorlar... “Müziğin ve eğlencenin baskın olduğu modern dekorasyonlar ile süslenen” mekanlarmış. “Doğum günü, vize bitişi, iş çıkışı, proje kutlamaları gibi özel zamanları” kutlamak için gidilirmiş.

İstanbul'un uzun yıllardan beri süregelen meyhane kültürüne yepyeni bir yorum getiren” yeni nesil meyhaneler, “ne içtik be” “bi daha gidelim ya…” diye okunurmuş. Ertesi öğlen de “ama abi, akşam hesabı kim ödedi..” sorusuyla ayılıyorlarmış…

Keşke bu kadar olsa.

BEDENLERİNİ SATANLAR VATANLARINI DA SATAR

Geçenlerde kentin merkezinde bir otelin alt katındaki “yeni nesil meyhanede” yaşanan bir olayın görüntülerini izledim. Üç kız kardeş yan masadan gelen şampanyayı kabul etmemişler, hesaplarını ödeyip gitmek istemişler. Mekan sahibi kapıda önlerini kesmiş, "Oturun adamlarla işte, hesabı zaten az verdiniz, yollamam sizi..." demiş. Tartışma çıkmış belli ki, zaten herkes yıkılıyor, sille tokat girişilmiş…

Kadın dövmek nedir!!

Müşteri dövmek nedir!!

Hepsi bir yana kadınlara böyle önerilerde bulunmak nasıl bir cesarettir! Nasıl bir değer yargısıdır! Nasıl bir yabancılaşmadır!

Sosyal medyada altta yazılanlara bakılırsa olağan olaylardan.

Telefonla altı erkek, dört kadın yer ayırtmışlar, kişi başı 850 TL. Ancak hesap gelince kadın sayısı eşit olmadığı için, ne demekse pek anlamadım… kadınlardan 850, erkeklerden 2000 TL hesap alınmış.

Bir genç kadın “(…) Yeni Nesil Meyhanesi çekilişine” katılmış ve kazanmış. (Bizim kültürümüz görüldüğü gibi pek geri kalmış… bunu da bilmiyorum, nedir, nasıl bir çekiliştir, hiç duymadığımız başka dünyaların “yeni nesil”, “modern” âdetleri, uygulamaları…). Dört ya da altı kişi ücretsiz gelebilirsiniz, demişler. Önemli bir koşulları var, hepsi kadın olacakmış. Ancak hanımefendi evli. Kocasıyla gelmek istemiş kabul etmemişler. “Anlaşılan bedava kadın çağırıp erkek müşteri çekmek istiyorlar”, diye yorumlayıp “Böyle şartlı şurtlu çekiliş yapmanız hoş değil” diye eleştirmiş.

Neresinden baksak, tutacak yanı yok!

Hiç de öyle sıradan ve masum değil.

Hedefli.

850 TL’ye beden satın alıyor, onur satın alıyor.

Vatan toprağının ederini ne kadar belirlediler acaba.

KÖTÜ-İYİ TANIMLARI

“Yeni nesil” “modern” denince tüylerimin diken diken olmasında haksız mıyım… Çürümüşlük insan onurunu ve bağımsız, başı dik kişiliğini hedef alıyor.

Sistem çözümlerini bir bir yitirdikçe zehrini daha çok akıtmaya başlıyor. Yeni bir insan tanımı ve tasarımı yapıyor. Her kötü şeyi olağanlaştırıyor. Kendi düzenini sürdürmek üzere biçimlendiriyor.

Zırhlarımızı kuşanmak zorundayız.

Bir, iki değil, beş on misli daha çok çalışacağız.

Neslimizin tehlikeye atılmasına göz yumamayız.

İÇERKEN 100 YAPILMAZ

‘Yeni Nesil..’ buysa vay halimize - Resim : 2

1. Sarhoş olunmaz. 2. Masada konuşulan masada kalır. Kayıt, not tutulmaz. 3. Fotoğraf çekilmez. Dışarıdan çekene kızılmaz. 4. Telefonla konuşulmaz. Çalarsa açılır, “Rakı içiyorum” denir, kapatılır. 5. GSM’le oynanmaz: Sofra iPhone, Blackberry tanımaz. 6. Muhabbet esnasında biçem, izlek, imgelem gibi kelimeler kullanılmaz. 7. Kadınlar silip oturur: Rakı bardağında ruj izi olmaz. 8. Düzgün konuşulur, lüzumsuz şirin olunmaz. 9. Rakıda hızlı gidene karışılır, yavaş düşene karışılmaz.

10. Argo konuşulur, küfür edilmez. 11. “Hey!”, “hişt!”, “pişt!” gibi ünlemler kullanılmaz. 12. Memleketi herkes meşrebine göre kurtarır, karışılmaz. 13. Yemek yenilmez. 14. Meze tırtıklanır, karın doyurulmaz. 15. Şalgam suyu, soda, ayran, çay yanına konabilir, içine konmaz. 16. Kafaya vurup “lölölö!” demek gibi zevzek şakalar yapılmaz. 17. Masada kitap, dergi, hele laptop asla bulunmaz. 18. Zeki Müren de Giuseppe Verdi de dinlenir; Kayahan, Bryan Adams dinlenmez. 19. Varsa müzik duyulacak kadar açılır, bağırtılmaz.

20. Hüzün de neşe de eksik olmaz. 21. Masada ağlanmaz. 22. Ağlayan çıkarsa konu değiştirilir, avutulmaz. 23. Yüksek sesle şarkı söylenmez. 24. Şarkı mırıldanırken el kol hareketleriyle desteklenmez. 25. El kol fazla hareket etmez. 26. Tartışılır, kalp kırılmaz. 27. Herkes konuşur, monolog olmaz. 28. Aynı anda konuşulmaz, söz kesilmez. 29. Masaya sigara dumanı üflenmez.

30. Bir rakı içilirken başka marka övülmez. 31. Rakı masasında sessizlik olmaz. 32. Zırt pırt tuvalete gidilmez. 33. Masada yellenilmez. 34. Masada geğirilmez. 35. Masaya müzisyen alınmaz. 36. Azıcık uçulabilir ama yalan dolan olmaz. 37. Yüksek sesle konuşulmaz. 38. Kazak pantolonun içine sokulmaz. 39. Çıplak / yarı çıplak durulmaz.

40. Şiir konuşulur, şiir okunmaz. 41. Rakı içilirken başka içki içilmez. 42. Yolluk bir teki aşmaz. 43. Yolluk alınmışsa cila çekilmez. 44. Biradan başka cila olmaz. 45. Cila birası bir küçüğü geçmez. 46. Rakı sonrası kahve, şekerli içilmez. 47. Kahve içilirken höpürdetilmez. 48. Rakı yalnız içilmez. 49. Rakı masası 4-5 kişiyi geçmez.

50. Garsona adı dışında bir şeyle seslenilmez. 51. Garsona rakı doldurtulmaz. 52. Balkon sofrasında içmeyen çalıştırılmaz. 53. Sıcaksa buz konabilir, buz erimeden içilmez. 54. Rakıdan önce su, sudan önce buz konmaz. 55. Rakı sek içilmez. 56. Rakıcı ota çöpe öpüşmez, habire takdir etmez. 57. İçerken serçe parmak havaya kaldırılmaz. 58. Rakı hızlı içilmez. 59. Rakı fondip yapılmaz.

60. Kerahet vaktinden önce rakı içilmez. 61. Büyük konuşanla rakı içilmez. 62. Çok konuşanla rakı içilmez. 63. Sessiz duranla rakı içilmez. 64. Şakadan anlamayanla rakı içilmez. 65. Büyük yudumlarla rakı içilmez. 66. Rakı sofrasında iş dedikodusu yapılır, iş konuşulmaz. 69. Zırt pırt kadeh tokuşturulmaz.

70. Konuşurken rakı masasına vurulmaz. 71. Bardak boş bekletilmez. 72. Masanın her bir köşesi meze ile doldurulmaz. 73. Ağız şapırdatılmaz. 74. Çatal kaşık dişe değdirilmez. 75. Burun karıştırılmaz. 76. İzinsiz masadan tuvalete dahi kalkılmaz. 77. Şerefe vb. yeterlidir, kadeh tokuştururken yaratıcı olunmaz. 78. Garsona balık

80. Personele hatır sormadan meyhanede oturulmaz. 81. Sofraya erken ya da geç gelinmez. 82. Rakı buzdolabının en alt rafından yukarı çıkarılmaz. 83. İçi görünmeyen kadehte rakı içilmez. 84. Masada farklı kadehler olmaz. 85. Masada farklı markalar olmaz. 86. Yerken ağız doldurulmaz. 87. Ağızda lokma varken konuşulmaz. 88. Boğaza, yeleğe peçete takılmaz, dize peçete konmaz. 89. Konuşurken çatal bıçak sallanmaz.

90. Hiçbir durumda ve fikirde ısrar edilmez. 92. Ukalalık, kıskançlık kaldırmaz. 93. Rakı sofrası süslenmez. 94. Loş meyhanede içilmez. 96. Başka masaya uzun bakılmaz. 97. Masadan kopuk muhabbet edilmez. 98. Çiftler el ele tutuşmaz, oynaşmaz. 99. Sallanan masada içilir, sallanan insanla içilmez. 100. Bunlar kendiliğinden olur, kasarak yapılmaz.

Atlantik Sağlık Müzik İstanbul Kadın