29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni papa vesilesiyle -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

İncil’in “Sonsuz Yaşam Arayan Varlıklı Genç” (Matta 19:16-23; Markos 10:13-16; Luka :18-15-17) bölümünden bir alıntı yapacağım:

[İsa’ya yaklaşan biri, “Ey öğretmenim” dedi, “Sonsuz yaşamı sağlamak için ne yapmalıyım?” O da “Neden bana iyilik hakkında soru soruyorsun?” dedi, “Yalnız bir tek iyi vardır, Eğer yaşama kavuşmak istiyorsan, buyrukları tut.” Delikanlı, “Hangilerini?” diye sordu. İsa onu şöyle yanıtladı:

“Adam öldürmeyeceksin. Zina etmeyeceksin. Çalmayacaksın. Yalan yere tanıklık etmeyeceksin. Babana ve annene saygı göstereceksin. İnsan kardeşlerini seveceksin.”

Delikanlı, “Bunların hepsini tuttum” dedi, “Daha ne yapmam gerekir?” İsa, “Eğer yetkin olmak istiyorsan, git varını yoğunu sat, yoksullara dağıt” diye yanıtladı. “Böylelikle göklerde varlığın olacaktır. Sonra ardım sıra gel!” Delikanlı bunları duyunca yüreği tasayla dolu olarak kalktı gitti. Çünkü malı mülkü pek çoktu.

İsa öğrencilerine şöyle dedi: “Doğrusu size derim ki, zengin kişi göklerin hükümranlığına güçlükle girecektir. Yine size derim ki, devenin iğne deliğinden geçmesi, zengin kişinin Tanrı’nın hükümranlığına girmesinden daha kolaydır.]

“Hükümranlık”ı cennet olarak düşünebilirsiniz.

Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya

Deve iğne deliğinden geçer ama zengin Tanrı’nın cennetine giremez, diyor. Zenginlik haramdır, diyor. Dolayısıyla, kapitalizm haramdır. Karl Marx bile kapitalizmi bu denli acımasızca eleştirmemiştir.

Oysa, Weber’e göre, Protestan ahlakı, çok çalışma ve para biriktirme ilkesinin temelleri üzerinde yükselir

Hiçbir din insanın insanı sömürmesine izin vermez ama bütün dinlere karşın dindar insanlar hemcinlerini sömürmeyi, ezmeyi, yok etmeyi sürdürür. Dinler, bunca inançlı insanın varlığına karşın, yeryüzünde adaleti sağlayamamıştır.

***

Yeni papa Jorge Mario Bergoglio’nun (17.12.1936, Buenos Aires, Arjantin) papalık adını Assisli Aziz Francesco’dan (Saint François d’Assisi, 1181 ve 1182 - 3 Ekim 1226) alması çok ilginç. Din adamı olarak cizvit tarikatı içinde yetişmiş ve kendi yolu olan Fransisken tarikatını kurmuş. Cizvitlik ve Fransiskenlik yeni papanın kimliği için iki gösterge. Cizvitlik bir erkekler tarikatı. Aynı zamanda “dalaverecilik” ve “iki yüzlülük” anlamına da geliyor. Fransiskenliğe gelince kısacası “yoksulculuk”: Yoksulca yaşamak. Bir tarikat adamının yoksulca yaşaması başka yoksullardan yana olması başka. Çünkü dinî yapıların tamamı, din adamlarının büyük bir çoğunluğu her zaman zenginlik ve iktidardan yana olmuştur.

Yeni papaya adını veren Assisli (Aziz) Francesco hidayete ermiş, beline bir ip bağlayarak yoksullar gibi giyinmeye başlamış ve artık neşe, umut ve bütün canlılara karşı sevgi mesajları tebliğ etmeye başlamış.

Sezar’ın hakkı Sezar’a

Perşembe günü yabancı televizyon kanallarına baktım. Sadece İtalya’nın RAI’si San Pietro Meydanı’ndan naklen yayın yapıyordu. Bizimkilere baktım: Epeycesi RAI gibi yayın yapıyordu. Memlekette ne çok Papalık ve Hıristiyanlık uzmanı varmış, şaşırıp kaldım. Dedikoduları, komploları, çevrilen fesatları bile biliyorlar.

Benim bu işle ilgilenmeme gelince: Aslında bir elektirik teknisyeni olan Papa Francesco’nun (François, Francis) Güney Amerikalı olması, adının “Yolsuldaşa”a çıkması. Yoksa hiçbir din adamına bağlı eşeğimi bile güvenmem. Tabii, Güney Amerika’nın “Kurtuluş Teolojisi” akımı içinde yer alanlar hariç. Kurtuluş Teolojisi için proleter, işçi sınıfı gibi klasik sınıflandırmalar yok, sadece fakirler (yoksullar) var. Yani “fakiretarya” (pobretariado, yoksulatarya). Yoksulların haklarını savunan, yoksulluğun ortadan kalkması için çalışan Katolik din adamları, Güney Amerika’da, “Dinimiz sömürüye karşıdır, dinimiz aslında yoksulluğa karşıdır” türünden maval okumazlar; İncil’i ceplerine koyup sol partilere, sol sendikalara, sol örgütlere giderler ve hatta sol gerillalara katılırlar.

Güney Amerika’da iktidara gelen sol hareketler Kuba’dan olduğu kadar Kurtuluş Teolojisi’nin “fakiretaryacı” politikalarından etkilenmiştir.

Yoksulların, işsizlerin, yarı-işsizlerin, mevsimlik işçilerin, seyyar satıcıların, bütün dışlanmışların ve fahişelerin “Fakiretarya”sı evrensel kapitalizmin, yerli muhafazakar sermayenin sadaka ekonomisini elinin tersiyle iter ve kendi kaderine sahip çıkar. Artık yoksullar zenginlerin verdiği sadakalarla, onların inayetiyle (fitre ve zekâtlarıyla) yaşamamalı; “fakiratarya” kendi kültürünü yaratmalı, kendi kurtuluş mücadelesine girmelidir.

1973 yılında, Brezilya’nın orta-batı bölgesinde görevli piskoposlar ve önde gelen rahipler bir bildiri yayınlamışlardı. Belge şu cümle ile bitmekteydi:

“Kapitalizm aşılmalıdır. En büyük kötülük, birikmiş günah ve çürümüş kök, o, verdiği her meyveyi (sefalet, açlık, hastalık ve ölüm) çok iyi bildiğimiz bir ağaçtır. Kapitalizmin aşılması için üretim araçları (fabrikalar, toprak, ticaret ve bankalar) üzerindeki özel mülkiyet kaldırılmalıdır.”

***

Kuşkusuz, kapitalizmin şu ya da bu ölçüde aşılması din kitaplarında yazan ayetler sayesinde olmaz, mümkün değildir. Tanrı’nın, peygamberlerin, dinlerin ; zengin ve yoksulları birlikte yaratmaları, sıfırdan eşitsizliği toplumsal ilke haline getirmeleri mümkün müdür? Elbette değil. Tanrı, peygamberler ve dinler; korkuya, yalnızlığa, açlık ve yoksulluğa bir ilaç olsunlar diye insanlar tarafından icat edildiler.

Kendisi de zengin olan “Tapınak”, rahipleri (hocaları) aracılığıyla Tanrı’ya, peygamlere ve dine ihanet etti.

Fakir ve yoksul dostu Papa Francesco, fakiratarya yandaşı rahiplerine karşı bakalım nasıl davranacak?

Aklı olan, bu yazıdan kendisine “hisse” çıkartır.