Yeni Türkiye elbiseli eski Türkiye
AKP-MHP ortaklığının geçen Pazar günü İstanbul’da düzenlediği mitingin baş konukları çok düşündürücü idi: Tansu Çiller ile Mehmet Ağar... Bir zamanlar, Tayyip Erdoğan bunlara çok şeyler söylemişti. Çiller ve Ağar demek, derin devlet demekti... Şimdi bunlar Erdoğan ile el eleler...
Dörtlüye bakar mısınız? Tansu Çiller, Devlet Bahçeli, Tayyip Erdoğan, Mehmet Ağar...
Yeni Türkiye’niz hayırlı olsun... Hayırlı operasyonlar...
2000’lerin başında Doğru Yol Partisi’nin nasıl bitirildiği şimdi çok daha iyi anlaşılıyor... O parti, AKP’ye yem edilmiş... Yem edenler de Tansu Çiller ile Mehmet Ağar idi...
Projenin babası da elbette ki Amerika...
BAYRAK DEĞİL AKP ÖNEMLİ
Meydanlara çıkıp bayrak sallarlar, vatan-millet nutukları atarlar ama işin özünde onlar için bayrağın parti amblemi kadar değeri yoktur. Ellerinde Türk bayrakları ile mitinge gelen AKP’li türbanlı bayanların, miting bitince o bayrakları yere atıp üstüne bastıklarını, yemek sofrasına bez olarak serdiklerini gördük.
Son olarak da Kahramanmaraş’ta bir grup AKP’li cadde boyundaki direklerde asılı olan Türk bayraklarını söküp yerine AKP afişi astı.
Dedim ya, bunların yerliliği ve milliliği sadece bizim iyi niyetli halkı kandırmak için kullandığı bir slogan...
TÜRK DÜŞMANLIĞI ÜSTÜNDEN MİLLİYETÇİLİK(!)
Bu AKP’nin destekçisi yeniyetme köşe yazarları, Türk bayrağının bile değiştirilmesini istemediler mi? Türk demeyi ırkçılık göstermediler mi?
Bunların lideri Erdoğan meydanlarda her şeyi söylüyor da neden hiç “Türk milleti” demiyor. Neden bayrak diyor da “Türk bayrağı” demiyor? Ve vatan-devlet dediği halde niçin ağzına “Türk vatanı” veya “Türk devleti” sözünü almıyor?
Bu tutum, Türk düşmanlığı değil de nedir? Bu zihniyet milli olabilir mi?
Bu soruların cevabını vermesi gerekenler, öncelikle kendilerini Türk milliyetçisi gösteren MHP’lilerdir.
Yoksa onlar Emevi Arap milliyetçisi oldular da bizim mi haberimiz yok?
SEÇİMİN TEK YİTİRENİ BELLİDİR
Blokların çarpıştığı bu seçimin yitireni şimdiden bellidir. O da Türk milletidir...
Hangi taraf kazanırsa kazansın arada ezilecek olan bu sessiz yığındır.
Zamlar onu bekliyor...
İşsizlik onu bekliyor...
Açlık onu bekliyor...
Ve bu millet, başa her kim gelirse gelsin yitirmeyi öyle bir içselleştirmiş ki bir türlü “Yeter artık!” diyemiyor.
Bakın son 17 yılımıza... Başımıza öyle dertler açkı ki bu AKP ve Erdoğan; hâlâ onu kurtarıcı gören milyonlarca seçmen var...
Stokholm sendromu dedikleri bu mudur acaba?
Peki kazanan kim?
Merkezi İngiltere/Londra olan tefeciler...
Dolar yükselmesin diye Erdoğan, faizi yükselttikçe yükseltiyor.
Dünyada eşi bulunmayan bu faiz dururken kim gelir de fabrikaya para harcar?
Bekle Türkiye... İşsizlik dört nala geliyor... Elindeki üç kuruşu da zamlarla alacaklar... Bugünleri bile çok arayacaksın, çok...
CEHENNEM’E İNANMAYAN ZAMANE MÜSLÜMANLARI
Geleneksel İslam inancında, Allah’a inanç kadar onun hesap soracağına inanış da vardır. Bunun adına da öbür dünyada hesap vermek denilir. Mahşer günü, insandan, bu dünyada yaptıklarının hesabı sorulur; eğer sen soygunculuk, hırsızlık yapmış, zulüm işlemişsen Cehennem’e gidersin...
Ne yazık ki artık buna inanan Müslüman kalmadı. Adam, camiye gider günde 5 kez namaz kılar ama gider hırsıza oy verir...
İslam’da bu bir büyük günahtır ve cezası çok ağırdır.
Ama kim takar Cehennem’i... Adam bağırıyor: “Hırsız bizim hırsızımız. Seçimde ona oy vereceğiz...”
Veriyorlar da...
Şimdi burada Allah mı önde yoksa parti mi?
Cevabını, Müslüman’ım diyenler vermeli...
FETÖ’CÜLERİ YARGIÇ YAPMAYA DEVAM
Bir ağır ceza yargıcının daha FETÖ imamı olduğu ortaya çıktı. HSK tarafından hakkında soruşturma başlatılan Ankara’da Ağır Ceza Mahkemesi’nde üye olarak görev yapan hakim M. gözaltına alındı.
İlginç olan şu: Bu yargıç, 2017’de, yani 15 Temmuz’dan bir yıl sonra avukatlıktan hakimliğe geçiş yapıyor...
Bir yığın tarafsız hukukçu dururken bunu niye ağır ceza yargıcı yaptılar?
AKP’li sanarak...
Bilinmelidir ki Türkiye’de düğümler, kördüğüm oluyor.
Bu iktidarın artık çözüm yeteneği kalmamıştır.
Cumhur’culara oy verecekler bilsinler ki çözümsüzlüğe oy vereceklerdir.