09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 13°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeni yılda barış ve kardeşlik olsun-(TAMAMI)

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Adettir, yeni yıla girerken iyi dilekler sıralanır. Ben gelecekten ve gençlerden hiç bir zaman umudunu kaybetmeyenlerdenim. İyiliğin, güzelliğin, barış ve kardeşliğin, kötülüğe, savaşa galip geleceğine inanırım. Şimdiden yeni yılınızı kutlarım, barış ve kardeşliğin hepimizi kucaklasın. Dileriz öyle olsun. Bu arada eski bir geleneğe bağlı olarak yeni yıl hediyelerimi de takdim etmek isterim:

Tüm insanlığa: Barış ve Kardeşlik
Türk futboluna: Akıl,fikir,izan, sonra başarı.
Mehmet Ali Aydınlar’a: 3 Temmuz’dan önceki hali.
Aziz Yıldırım ve tüm içeridekilere: Özgürlük.
Fenerbahçe’ye: Hz. Eyüp sabrı.
Galatasaray’a: Yeniden Avrupa fatihliği.
Beşiktaş’a: Süleyman Seba’nın genç hali.
Trabzonspor’a: Şampiyonluk.
Hakemlere: Vicdan.
TV kanallarına: Kurma düğmesi olmayan yorumcu

Kıran, Alasya, Oktay

Bizim futbol taraftarları bir tuhaf. İzleyenler bilir, pazartesi geceleri saat 22.00’de Ulusal Kanal’da Futbol Yorum diye bir programımız var. Oldukça ilgi çekiyor ve elimizden geldiğinde düzeyli yapmaya çalışıyoruz. Bir önceki hafta sanatçı Zeki Alasya konuğumuzdu. Geçtiğimiz Pazartesi günü de eski Beşiktaşlı Oktay Derelioğlu.

Anlatmak istediğim o değil. Tepkiler bir tuhaf. Zeki Alasya daha programda konuşmaya başlar başlamaz mesajlar, mailler yağmaya başladı. “Hep Fenerbahçeli çıkarıyorsunuz, hiç Galatasaraylı, Beşiktaşlı yok mu?” Programda bana yardım eden ve sunuculuk yapan Anıl Budak ile gülmeye başladık. Zira ilk programa Galatasaray Lisesinden sarı kırmızılı Osman Tamburacı ile başlamıştık. Mesajlar gelen haftadan önceki iki ve sonraki bir konuğumuz da Galatasaraylıydı. İkinci Başkanlık yapmış sayın Turgay Kıran, spor yazarı Hakan Dilek ve Uğur Vardan. Bir de Tunç Kayacı ile Kadir Çetinçalı’yı üzerine ekleyin, toplam 10 programın altısında Galatasaray’a gönül vermiş konuklar vardı. Neyse, olsun, siz yine sağolun, seyredin de ben böyle eleştirilere açıklama yapayım razıyım.

Halil oynayınca Burak coşuyor

Trabzonspor ligdeki sıkıntısını bundan sonra pek yaşamaz gibi geliyor bana. Zira Şampiyonlar Ligi gibi ağır bir temponun altından kalkmak için yeterli kadroları yoktu. Ne yazık ki, İnter’in kendi evinde pek de fair olmayan bir şekilde son dakika golü ile CSKA’ya yenilmesi yüzünden turu geçemediler. Avrupa Ligi’ne kaldılar. O da bence yine başarıdır.

Elbette ki, bordo mavililer ilk yarıda hesapta olmayan puan kayıplarına uğrayacaktı. Bu arada dikkati pek çekmeyen bir şey var. Daha doğrusu uzun maratonun sonunda ortaya çıkan bir gerçek var. Trabzonspor’da en fazla ayakta kalan futbolculardan biri Halil Altıntop oldu. Dikkat edin hem Avrupa’da, hem içeride oynadıkları maçlara. Halil “oynayınca” Burak coşuyor. Şimdi diyeceksiniz ki, Halil zaten oynuyor. Buradaki “oynamak” deyimini futboldan gelenler anlar. “Yerinde oynatılmak”, ya da “iyi oynamak” anlamlarını içerir. Şimdi Trabzonspor’un geçmiş maçlarını bir hatırlayın. Halil ile ikili olduklarında atılan gollere bakın. İkisinin birbirine alışması elbette zaman alacaktı. Bence ikinci yarının da flaş adamları olacaklar ve bordo mavilileri yukarı taşıyacaklar.

Son kale Fenerbahçe

Emekli TRT mensubu Ömer Serim, Fenerbahçe’nin başına gelenleri, ‘’Bir linç belgeseli, SON KALE FENERBAHÇE’’ kitabında ölümsüzleştirdi. ‘’Yorgun savaşçı’’ Dizi, filmininde yapımcısı olan Selim, Türk Televizyon tarihinin yanında çeşitli kitaplarda yazdı.

Kendi ifadesiyle, ‘’SON KALE FENERBAHÇE kitabınınx Sarı-Lacivertlilerin hedef alınarak bir karalama kampanyası şekline dönüştürüldüğünü” belirtiyor.

Bunu laik anlayışla spor yapan bir kulüp olan Fenerbahçe’nin Türkiye Cumhuriyetinin içinde bulunduğu durumla paralel olduğuna dikkati çekiyor. ‘’Amacım, şike olaylarla ilgili gelişmeleri krolonojik olarak anlatırken, gelecek kuşaklara bir belge bırakmaktır’’ diyor. Ayrıca ilk çağlardan beri varolan linç olgusuylada bağlantı kuruyor. Ve İnsanlık tarihinden örnekler veriyor.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları