Yenilik mi özgürlük mü? -(TAMAMI)

İsmet İnönü 1950 seçimlerinden yenik çıktı, DP iktidara geldi ve hemen geçmişte ne varsa onları değiştirmeye başladı. İlk olarak Cumhuriyet’in temel ilkelerinden laikliği ortadan kaldırmaya niyetlendi.

DP dini siyasete aletle işe başlamıştı. Bunun adı bir yenilik değil, geçmişe dönüştü. Ülke 2013 çağında o hataların bedelini ödemekte.

İsmet Paşa şiddetle bu marifete karşı çıktı ama sayısı yetmiyordu. Kaldı; ki İsmet Paşa’nın sayıları az da olsa ayakta kalan milletvekilleri vardı, en önemlisi; lideri güçlü partisi karışmıştı. O zamanlar genç bir milletvekili olan merhum Hıfzı Oğuz Bekata bağırıyordu:

“Paşam bittik, mahvolduk. Şimdi ne yapacağız?”

İsmet Paşa sakin ve kendine güvenen bir lider olarak kararını açıkladı:

“Mücadeleye devam edilecek.”

Kimse ‘yenileştirme’ demedi

Edildi de. CHP’nin ünlü ilk hedefler beyannamesi bu kararlılığın ifadesidir. CHP aklını başına toplayıp kendine çeki düzen vererek laikliği ve Cumhuriyeti korumaya, kollamaya devam etmiştir. Hiç kimse ortalara çıkıp “Artık CHP’yi yenileştirmek lazım! Biz sosyal demokrat olduk” diyerek Ulusal Kurtuluş Zaferi’nin partisi CHP’nin isminin önüne “Yeni” sözünü koymayı aklına getirmemiştir.

CHP 1965’de ‘yenileşme’ adı altında değil ama bir ciddi özgürlük açılımı yapmaya zorunlu kaldı. Bunun nedeni CHP’nin solunda Türkiye İşçi Partisi’nin sol düşüncelerinin yatmasıydı. Paşa ilan etti ki: “Artık CHP daha ileriye, daha sola kayacak ve başta toprak reformu olmak üzere halktan yana bir politika izleyecektir.” İsmet Paşa partinin başına asla yeni kelimesini koymadı. “Ortanın solu” sol bir yaşam felsefesi olarak halkçı, ilerici, devrimci düşünceleri yansıtıyordu. 1965 seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi Meclis’e girdi ve Türkiye’de sol gelişti.

Bugün de buna benzer bir girişim Doğu Perinçek’in İP’si tarafından yürütülmekte. Tek fark bir araya gelenlerin amaçlarının Atatürk’ün dediği gibi “Sözkonusu vatanı kurtarmaksa, gerisi teferruattır” diyerek sağ sol demeden bir çatı altında birleşme çabalarıdır.

CHP’de birşeyler olacak

Ne yazık ki bu tehlikeye düşen vatanı üniter yapıyı kurtarmak ve Türkiye’yi böldürmemek için toplanan grupta CHP kurumsal olarak yoktur. Çünkü Genel Başkan Diyarbakır’a “Amed” diyerek tarafını belli etmiştir. Dahası Deniz Baykal’ın Kayseri konuşmalarından hemen sonra çarşı Pazar esnafına YCHP olarak partisini tanıtmıştır.

Kılıçdaroğlu Diyarbakır’a Amed, CHP’ye YCHP derken CHP’nin 16 yıl Genel Başkanlığını yapmış Baykal bakınız CHP Kayseri il merkezinde partililere nasıl sesleniyordu;

“CHP tarihi boyunca hep sorumluluk üstlenmiştir. CHP daima ülkenin önünü açmış, yön vermiştir. Güç günler yaşıyoruz. CHP sorumluluk üstlenmekten hiçbir zaman kaçınamaz. CHP ülkeyi yanlışlıklara sürüklenmekten alıkoyacak. Türkiye’ye sahip çıkacaktır. Bu bize bir görevdir. CHP önümüzdeki dönemde daha etkin olarak ülkeye sahip çıkacaktır. CHP, Türkiye’nin sadece tarihinde değil, geleceğinde de yönlendirici olacaktır. Bu noktada ciddi biçimde görev alacağız. Bu çarklar yavaş, yavaş dönecek. CHP Türkiye’nin geleceğini yönlendirecektir CHP bir bütündür. Partimize hep birlikte sahip çıkacağız. Sorumluluk üstleneceğiz. Ben, eski bir genel başkan olarak bu sorumluluğumu yerine getiriyorum.” Bugünkü mesele parti meselesi değildir. O parti, bu parti meselesi değildir. Türkiye meselesidir. Vatan millet meselesidir.’’

CHP’de bir şeyler olacak ve CHP’liler iddiasız gibi görünen Baykal hareketinden sonra belki de gerekeni yapacaklar yani CHP yine eski CHP olacak. Bunun için de İP ve 1965 seçimlerini anımsamak tarihi tekrarlatabilir.

Taban uyanmalı, zaman yitirmeden yollara düşmelidir. Göreceksiniz o kör basın bile sizi izleyecek. Gözlerini açacak.

Bu konuda daha çok söylenecek söz vardır ve olmalıdır.